Milliyetçi Hareket Partisi’nde, 16 Nisan çekişmesi her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor.

Bahçeli yönetiminin politikalarına karşı bayrak açtıkları ilk günden beri kıskaç altına alınan MHP’li muhalifler, yürüttükleri ‘Hayır’ kampanyasıyla da çoğu zaman şiddetini artıran saldırıların hedefi oluyorlar.

DW Türkçe’den Hilal Köylü’nün haberine göre, MHP yönetimiyle ayrı düştükten sonra parti yönetiminden istifa eden Ümit Özdağ, yürüttükleri ‘hayır’ kampanyasına dönük saldırıların arkasında Devlet Bahçeli’nin olduğunu televizyonlardan açıkça ilan etmekle kalmayıp, 16 Nisan’a giden süreçte 'Türkiye’de suikastların olacağını' ancak ‘hayır’ kampanyasından asla vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Özdağ’ın bu açıklamalarına, MHP’nin öncü muhaliflerinden Meral Akşener, Yusuf Halaçoğlu ve Sinan Oğan da destek çıkıyor.

MHP’de böylesi bir ayrışma yaşanırken, MHP tabanının 16 Nisan’da nasıl hareket edeceği de siyaset bilimcilerin ve araştırmacıların gündeminde ön sıraya yükseliyor. Peki; MHP tabanı nasıl hareket edecek, partideki bu ayrışma oylara nasıl yansıyacak?

EVET DİYEN ÜLKÜCÜ YOK’

MHP’li muhaliflerden Sinan Oğan, “Ülküm için, ülkem için hayır” sloganıyla Tüm Türkiye’de kampanya yürüten ve bu kampanyayı interaktif hale getiren isimlerin başında geliyor.

Kampanyayı internete de taşıyıp, yurtdışındaki Türklere de ulaşmaya çalışan Oğan, ‘ülkücü tabanın’ neredeyse bütünüyle kendilerinden yana olduklarını söylüyor.

Oğan, “Biz, bu sistem geçerse MHP kapatılacak. Ülkenin kaderi tek bir adamın ne diyeceğine bırakılamaz diyerek halkımıza anayasa değişikliğini tek tek anlatıyoruz” derken, MHP tabanından aldıkları geri dönüşü şöyle özetliyor:

“MHP tabanında şu anda evet diyen ülkücü yok. İl ve ilçe başkanlıklarında görevde olan arkadaşlarımız bile mecburen ‘evet’i dillendirdiklerini anlatıyorlar ancak onlar da sandığa gittiklerinde hayır diyecekler. Çünkü baskı altındalar. Hayır deseler görevlerinden alınacaklar. Şu anda yüzde 15-17 arasında hayır diyen bir MHP tabanı var. Bu da AKP’deki evet’leri aşağıya çekiyor. Toplamda, hayır oylarını artıran MHP tabanındaki hayır’ın gücüdür. Toplamda hayır oylarının yüzde 56’ya ulaştığını çok net söyleyebiliriz. Bize yapılan saldırılar da bu durumu netleştiriyor. Genel başkanlığa adaylığımızı ilan ettik de saldırı olmadı, hayır dedik diye saldırılar oluyor.”

‘DERTLERİ MEMLEKET DEĞİL’

MHP’nin meclis grup başkanvekili Erkan Akçay ise “Ülkücüler arasında evetler dalga dalga yayılıyor” sözleriyle, MHP’li muhaliflerle yaşadıkları ayrışmayı net olarak ortaya koyuyor.

Akçay, yönetimin MHP’li muhaliflere bakışını “Bir kere, MHP içinde hayırcı bir cephe yok. Eskiden partimizde bulunup da MHP’ye muhalif olanlar var. Doğu Perinçek ve CHP’nin kanatları altında MHP’ye saldırıyorlar. Dertleri memleket değil, MHP’ye muhalefet etmek” sözleriyle anlatıyor.

MHP tabanının ‘asla’ muhaliflerin ‘hayır’ kampanyasına prim vermeyeceğini iddia eden Akçay’a göre, 16 Nisan’da yüzde 60’dan fazla ‘evet’ çıkacak ve bu oylarda MHP tabanının büyük etkisi olacak. Akçay, “Rejim değişmiyor, hükümet reformu oluyor. Cumhurbaşkanının tüm sorumlulukları netleşiyor. Biz de bu yüzden anayasa değişikliğine evet diyoruz” sözleriyle AKP’ye desteklerini açıklıyor.

Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Ulvi Batu, ülkü ocaklarıyla sürekli değerlendirmeler yaptıklarına dikkat çekerken bu değerlendirmelerde herkesin “Mevzu başkanlık sistemi değil. Dayatılan, denetlenmesi olmayan bir sistem, başkanlık bile olamaz. Bize dayatılan, Afrika kabilelerinde bile yok” görüşünde birleştiğini söylüyor.

“Denetim olmadan yönetim olmaz” diyen Batu, “Bugün evet diyenler neden böyle konuştuklarını açıklayamıyorlar. Bahçeli de neden evet yanlısı olduğunu bir türlü anlatamadı. Ülkü ocakları olanı biteni anlamış durumda. Getirilmek istenen zalim yönetime evet demeleri mümkün değil” çıkışında bulunuyor.

Batu, ülkü ocaklarından gelecek oyların referandum sonuçlarını çok ciddi oranda etkileyeceğine de dikkat çekiyor. Batu, anayasanın kendine ait bir felsefesi olması gerektiğinin, toplumda tartışılması zorunluluğunun unutulduğundan yakınırken de, “Her türlü dayatmaya karşıyız” vurgusu yapıyor.

‘TABAN MANTIKLI AÇIKLAMA İSTİYOR’

MHP ve siyaset üzerine çalışmalarıyla tanınan Doç. Kürşad Zorlu da, MHP’deki ayrışmanın oylara nasıl yansıyacağına ilişkin değerlendirmede bulundu

. “Türk milliyetçileri ilk kez böyle bir önemli süreçten geçiyor” diyen “MHP açısından iki yönelimi bir arada değerlendirmek gerekiyor. Birincisi, aylarca süren yoğun kongre tartışmasının ardından yaşanan ayrışma ve kutuplaşma ikliminin etkisi. Bu kapsamda MHP seçmeninin benzer bir ayrışmayı farklı söylem ve argümanlarla referandum denkleminde de sürdürüp sürdürmediği önemli bir belirleyici olacaktır” tespiti yapıyor.

15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere ülkedeki olağanüstü gelişmelerin bu sürecin iç boyutlarında farklı yansımalar meydana getirmiş olabileceğini anlatan Zorlu, tespitini şöyle geliştiriyor:

“Bu sebeple düne göre tabanın hassasiyetleri ve öncelikleri, bu boyutları nerede ve nasıl konumlandırdığını irdelemek için henüz erken. Ancak, bugün referandum konusunun parti içi rekabet alanına sıkıştırılması, buradan bir tartışma sürdürülmesinin tabanın istediği bir durum olmadığı kanaatindeyim. Tabanın önemli bir kısmı, kişiler üzerinden bu sürecin yürütülmesinin ötesinde evet, hayır tercihinin mantıklı gerekçelerle açıklanmasını bekliyor. Bu sebeple, ikinci yönelimin daha belirleyici ve sonuca etki edeceği söylenebilir. İkinci yönelim, AKP-MHP arasında ve özellikle liderler bazında geçmişte süregelen sert söylemler, milliyetçilik odaklı geniş kesimleri hedef alan sözlerin meydana getirdiği sosyo-psikolojik travmalar, bununla birlikte 15 yıllık dönemde MHP seçmeninin kamu ve özel sektördeki konumuna ilişkin güçlü algılardır. Bunların olası de etkileri büyük önem taşıyor.

Seçim araştırmalarıyla ünlü stratejist Tarhan Erde, “Evet ve Hayır oyları başa baş gidiyor. MHP cephesinden gelecek hayır oylarının ‘hayır’ın kazanmasında yardımcı olabileceğini görüyoruz. Hayır oyları MHP tabanında da -yarı yarıya- durumu yaratmış görünüyor” yorumunu yapıyor.