"Silahlı örgüt yöneticisi Ağar, kamu gücüyle çete oluşturdu."

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar hakkında verdiği hapis cezası kararının gerekçesini tamamladı. Gerekçeli kararda, Ağar’ın eylemlerinin, Susurluk Çetesi’ne “yardım boyutunu aşarak ‘yöneticilik’ konumunda olduğu kaydedildi. Kararda, ‘terörle mücadele adı altında hukuk dışı oluşumların devleti hukuk devleti olmaktan çıkaracağı’ anlatıldı.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar hakkında “cürüm işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak - silahlı teşekkülün yöneticisi olmak” suçundan verdiği 5 yıllık hapis cezasının, 133 sayfadan oluşan gerekçeli kararını dün açıkladı. Çarpıcı değerlendirmelere yer verilen kararda, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iç ve dış güvenliğinin katillere, uyuşturucu kaçakçılarına, kumarhane işletmecilerine emanet edilmesi, bunlardan medet umulması, affedilmez, kabul edilmez bir davranıştır” denildi.

Gerekçeli kararda, savcının esasa ilişkin mütalaasında Ağar için sadece çeteye yardım etme suçundan ceza talep edilmesi de eleştirildi.

Çeteyi oluşturdu

Sanık Ağar’ın 1993 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atandıktan kısa bir süre sonra çetenin üyelerinden İbrahim Şahin’i Özel Harekat Daire Başkanlığı’na getirdiği, Korkut Eken’i de müşavir olarak yanına aldığına dikkat çekilen gerekçeli kararda, aralarında Ayhan Çarkın’ın da bulunduğu özel harekatçı polislerle, 7 TİP’li gencin katliam sanığı Halık Kırcı ve Abdullah Çatlı’nın teşekkülün içinde olduğu vurgulandı. Mahkeme, bu durumu şöyle özetledi: ”Teşekkül içerisinde yönetici konumunda olan İbrahim Şahin ve Mehmet Korkut Eken ile diğer teşekkül üyelerinin kendisinden emir ve talimat aldığı, teşekkül yönetimi ve denetimiyle organize ettiği, sanığın eylem ve faaliyetlerinin niteliği, yoğunluğu, icra kuvveti nazara alındığında, kastın silahlı çeteye yardım boyutunu aşarak çetenin yöneticisi konumunda olduğu kanaatine varılmıştır.”

Gücü kötüye kullandı

Kararda, Ağar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı görevlerinde elde ettiği yetkileri ve nüfuzu kötüye kullandığı belirtildi. Ağar’ın uyuşturucu işi yaptığı iddia edilen Sami Hoştan’ın silah ruhsatı almasını sağladığı, uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz ve Abdullah Çatlı’ya sahte silah ruhsatları, yeşil pasaportlar verilmesini temin ettiği ve bu kişiler hakkında adli işlem yapılmasını engellediği ifade edildi.

Korku hakim olur

Hukuk devletinde çeteleşmelerin yerinin olmadığı belirtilen kararda, “terörle mücadele adı altında” da olsa hukuk dışı bir örgütlenmenin, “yasadışı bir sistem” oluşturacağı vurgulanarak, “Sonuçta yurttaş – devlet ilişkisinde hukuk kuralları yerine korkunungeçerli olacağı bunun da bir anayasa ve yasa ihlalinin ötesinde tam bir hukuk ihlali niteliği taşımaktadır” denildi.

Çatlı’ya Yeşil Pasaport verdi

Abdullah Çatlı’nın Mehmet Özbay sahte kimliğiyle Maliye Bakanlığı’nda 1. derece Maliye Müfettişi olduğundan bahisle yeşil pasaport sağlanmasında gerekli talimatın da yine Ağar tarafından verildiği belirtildi. Kararda, “Ağar’ın, Çatlı’nın gerçek kimliğini bilmesine rağmen yakalanmasını engelleyici faaliyetler içerisinde bulunduğu” ifade edildi. Kararda MİT’çi Tarık Ümit’in kaçırılmasının Ağar’a iletilmesi üzerine “Bizim tosunlar bana sormadan bir şey yapmazlar. İlgileneceğim dediği” ancak olayı kapattığı da ifade edildi.

En tehlikeli çete

Mehmet Ağar hakkındaki gerekçeli kararda, suç işlemek için oluşturulan çetelerin en tehlikesinin, “Silahlı emniyet görevlilerinin ve üst düzey emniyet yöneticilerinin verdiği yetkiyi kullanan” kişilerden oluşan çeteler olduğu da anlatıldı.

 Karanlık ilişkiler ağı

Gerekçeli kararda Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2002 yılında Susurluk Davası’na ilşikin verdiği karara da atıf yapılarak şu tespitlere yer verildi: “Sanıkların terörle mücadele adı altında yola çıkıp bir süre sonra kendi çıkarlarını gözeterek her türlü yasa dışılığı meşru sayıp yanlarına uyuşturucu kaçakçısı ile katliam sanığı ve hükümlüsünü de alarak tam bir dayanışma ve işbirliği içinde hareket edip çeteleşme sürecine girmeleri çete suçundan öte Anayasa’nın 6. maddesindeki ‘Hiçbir kimse ve oran kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz’ hükmüne karşın bir örgütlenme ve yetki kullanımı yoluna gittikleri görülmüştür.”

Pişmanlık göstermedi

Kararda, Ağar’ın suçtan sonra pişmanlık göstermeyen hal ve tavırlar sergilediği de belirtildi. (Radikal)