Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde geçen yıl Kayacık (Hezan) Köyü’nde kalekol yapımı protestosunda çıkan olaylarla ilgili soruşturma tamamlandı. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri’nce hazırlanan Ön İnceleme Raporu’nda “ateşli silah kullanma şartları bulunmamasına rağmen askerlerin aldıkları emir ile göstericilere karşı ateşli silah kullanılmasının hukuka aykırı ve cezai sorumluluk gerektirdiği” belirtildi. Toplam 21 silahtan ateş açıldığını belirleyen Savcı’nın isteği doğrultusunda iki asker hakkında soruşturma izni verildi.

Lice’de 28 Haziran 2013’te Kayacık Jandarma Karakolu yanındaki kalekol inşaatının yapımının protestosu sırasında askerlerin ateş açması sonucu yaşamını yitiren Medeni Yıldırım ve 8 kişinin yaralanmasıyla ilgili Lice Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturması tamamlandı. Soruşturma hakkında daha önce alınan gizlilik kararının kaldırılması ile birlikte olayın detayları da ortaya çıktı.

BAKANLIK: ATEŞ AÇMA YETKİSİ YOK

Radikal'den Veysi Polat'ın haberine göre; İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin karakoldaki askerler ve olay anına ait kamera kayıtlarını izlenmesi üzerinden hazırladığı, 2 Ağustos 2013 tarihinde İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’na sunduğu raporda, “Olay esnasında çekim yapan 20130628-160808 numaralı görüntü kaydının 1. dakikasının 40’ıncı saniyesinde ‘Çekil oradan ateş ediyorum’ sesinin duyulduğunu, aynı görüntüdeki dakikanın 49-51 saniyelerinde bir kişinin 2 kez ‘aaah’ diyerek sesin duyulduğu” belirtiliyor. MVI_7259 kodlu görüntüde de, “Görüntülerde yoğun taş atımına ilişkin görüntü ve seslerle otomatik silahlarla ateş edildiğine ilişkin sesler duyulduğu” ifadesine yer veriliyor. MVI_7260 kodlu görüntünün 16’ncı saniyesinde, nöbet kulesi içinde uzun namlulu silaha ait namlunun görüldüğü, silah mekanizması ve namlunun hareketinden bu silahla atış yapıldığının görüldüğü” kaydediliyor. Müfettişlerin izlediği kamera görüntüleri kapsamında hazırladığı raporda, “Geride kalan 10-15 kişilik grubunda bu toplanma yerine doğru yürümekte iken, önce bu grubun en arkasında yer alan ve taş atmaya devam eden iki kişiye, daha sonra bu iki kişinin önünde yürüyen gruptakilerin, jandarma tarafından açılan ateşe maruz kaldıkları” ifadesi yer alıyor.

Raporda, yine “Saldırıyı gerçekleştirenlerin olay mahallinden ayrılması ve jandarma karakoluna yapılmakta olan yeni karakol binasına ve jandarma personeline yönelik tehdit ve tehlikenin sona erdiği ve mevzuatta ateşli silah kullanma şartlarının bulunmadığı, ateşli silah kullanma yetkisinin ortadan kalktığı halde göstericilere karşı ateşli silah kullanılmasının hukuka aykırı ve cezai sorumluluk gerektirdiği” vurgulanıyor.

112’NİN ARAMA KAYITLARI YOK

Yine müfettişler tarafından olay gününe ilişkin Diyarbakır Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde faaliyet yürüten Acil Afetlerde Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü’nden 112 Sağlık Merkezi’ne, Kayacık Köyü ve çevre köylerden çağrı alınıp, alınmadığı, alınan çağrılar ve bu çağrıların alındığı yerlerde yapılan ilk müdahalelerde gözlenen vakaların mahiyeti, vaka ön tanıları ve sevk edildikleri sağlık kuruluşları ile ilgili bilgi istendi. İlgili kurum, kayıt ve belgelerin istendiği yazıya karşılık verdiği cevapta, “Olayın meydana geldiği 28 Haziran 2013 günü alınan telefon çağrı ve ses kayıtlarının bulunduğu 112 dijital operasyon yönetim ve kayıt sistemi veri tabanı sunucusunun 1 Temmuz 2013 tarihinde donanımsal olarak arızalanmış olup arızanın giderilememesi nedeniyle sunucu askıya alınarak dataların kurtarılması amacıyla Armakom firmasına gönderilmiştir. Bu nedenle olay günü merkezimize yapılan tüm aramaların menşei tespit edilemediği gibi ses kayıtları da temin edilememiştir” denildi.

48 SİLAHA BALİSTİK İNCELEME

Raporda yine olayların ardından Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Müdürlüğü’nce hazırlanan tutanakta, karakol içinde ve dışında patlamamış 2 adet patlamamış el yapımı bomba, 7 adet karakol içinde olmak üzere toplamda 317 adet uzun namlulu silaha ait kovan ve 1 adet uzun namlulu silaha ait fişek, 24 adet gaz fişeği kapsülü bulunduğuna da yer veriliyor. Tutanakta, yine 48 askerin tüfeğinin incelemeye alındığı belirtiyor. Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü’nün 1 Temmuz 2013 tarihinde hazırladığı ekspertiz raporunda ise, incelemeye alınan 156 boş kovandan 150’sinin 21 ayrı G3 silaha ait olduğu, 6’sının ise hangi silahtan atıldığının tespit edilemediği, 133 kovanında 5 ayrı silahtan yapılan atışlara ait olduğu, 26 adet kovanın ise aynı silaha ait olduğunu tespiti yapıldığına yer veriliyor.

Ayrıca olay yeri tutanağında, Medeni Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği, 7 yurttaşın ise ateşli silahla yaralandığı belirtilirken, yaralananların çoğunluğunun göğüs kısımlarından vurulmaları, kurşunların hedef gözetilerek atıldığına işaret ediyor.

2 ASKERE SORUŞTURMA İZNİ

Soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında, olay esnasında karakolda bulunan 7 asker için Lice Kaymakamlığı’ndan soruşturma izni isterken, Kaymakamlık İdare Kurulu Bürosu, 27 Ağustos 2013 tarihinde verdiği kararında askerlerden Kayacık J. Ütğm Krk. K. Mustafa Öztürk ve Jandarma Özel Harekat Tim Komutanı Seyit Ahmet Yurtoğlu için “Görevi kötüye kullanmak” gerekçesi ile soruşturma izni verdi.

YILDIRIM AİLESİ: GELİŞME OLUMLU

Soruşturmaya dair gelişmeyi olumu olarak değerlendiren Medeni Yıldırım’ın abisi Mehmet Yıldırım, “Başından beri söyledik ki kardeşim hedef gözetilerek vuruldu diye. Kamuoyu sahiplendi, Medeni artık duyarı herkesin evladı, kardeşi odu. Bu baskı neticesinde bu olayın kapatılması zaten mümkün değildi. Bu dava, evladını yitiren diğer davara emsal olsun istiyoruz. Bu olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.