MAZLUMDER'in 19 Mart’ta yarın yapmayı planladığı Olağan Üstü Genel Kurul toplantısına bazı şubeler katılmama kararı aldı.

Kongrenin usulsüz bir şekilde yapıldığını yazılı olarak duyuran MAZLUMDER'in bazı şubeleri, Mayıs 2016 yılında yapılması gereken kongrenin yapıldığını ve yarın yapılması düşünülen kongreye katılmayacaklarını duyurdu.

Kongreye katılmayacağını duyuran şubelerin yaptığı açıklamada, “Eğer arkadaşlarımız da arzu ederse, sorunların çözümüne yönelik olarak Merkez Yürütme Kurulu (MYK) düzeyinde -Genel Başkan dahil- her türlü değişikliğe gidilebilir; MYK üyesi herkes için tek tek değerlendirme yapılabilir ve MYK yenilenebilir. Yalnızca, delegelerden toplanan 192 imzanın yeterliliği üzerinden oylama yapılarak OÜGK tarihinin belirlenmesinde ısrar edilmiştir. Kararın istedikleri şekilde çıkmaması üzerine OÜGK isteyen arkadaşlarımız, maalesef salonu terk ederek, genel yönetim kurulu toplantısından ayrılmışlar; geri dönmeleri ve toplantıya devam etmeleri yönündeki tüm girişimleri ise karşılıksız bırakmışlardır” ifadeleri kullanıldı.

Kongrenin keyfi davranış sonrası yarın yapılmasına tepki gösterdiklerini vurgulayan MAZLUMDER'in bazı şubeleri tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

 “Bu aşamada; hem kurum içi çalışma barışını hem de İnsan Hakları mücadelesini büyük ölçüde zedeleyen bu sürecin nasıl işlediğini kamuoyuna arz etmek isteriz. Şöyle ki; İstanbul Şubesi’nin başını çektiği bir grup arkadaşımız Şubat 2016da Mersin GYK toplantısında bu konuyu gündeme getirmiş, önce GYK üyelerinin 1/5 ile Olağanüstü Genel Kurul’a gitmek istemiş, bunun üzerine Türk Medeni Kanunu 75. maddesinde düzenlenen ve MAZLUMDER tüzüğüne aynen alınan “Genel Kurul, yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin başvurusu üzerine, yönetim kurulunca olağanüstü toplantıya çağrılır.” kısmı hatırlatılmıştır. Bunun üzerine bu defa delegelerinin 1/5’inin imzası ile bu yapılmak istenmiştir. 192 delegenin imzası Genel Merkeze gönderilmiş, ancak yasa ve tüzüğümüzün açık hükmü karşısında bunun mümkün olmadığı bir kere daha ifade edilmiştir”

 “Nisan 2016 tarihinde Ürgüp’te yapılan GYK toplantısında uzun saatler boyunca hem hukuki açıdan, hem de kurumsallık açısından ve farklı gerekçelerle birlikte sükunetle tartışılan bu talebin müzakereleri esnasında derneğimizin halihazırdaki tüzüğünün ilgili maddeleri tartışılmış ve talebin, tüzüğümüzün 15/b maddesindeki şartları sağlamadığı yönündeki hukuki görüş ağırlık kazanmıştır.

Tüzüğümüzün ilgili maddesi Medeni Kanun’un 75. maddesi ile aynıdır ve açıkça şunu söylemektedir:  Yukarıda alıntılanan madde, Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı için, çağrıda bulunma yetkisinin delegelerin değil dernek üyelerinin 1/5'ine verildiğini ortaya koyan bir niteliğe haizdir. Bu sebeple, yaklaşık 7.000 üyesi bulunan MAZLUMDER’in 192 üyesinin çağrısına istinaden olağanüstü bir kongreye gitmesinin, tüzükteki mevcut maddelere istinaden yeterli şartları taşımadığı şeklinde değerlendirilmesi de makul karşılanmalıdır. 

Bu süreçte OÜGK talep eden bu arkadaşlarımızın, çoğunda kendi emekleri de bulunan raporları sanki yeni okumuş gibi kamuoyu önünde politik tartışmaların aracı haline getirmeleri üzücü bir durum olmuştur.

Bilinmelidir ki; raporlama çalışmalarının tümüne bütün MAZLUMDER şubeleri davet edilmiş, katılanların hazırladığı raporlar yine bütün şubeler ve GYK üyeleri ile paylaşılarak gelen eleştiri ve öneriler ışığında revize edilmiş ve öyle yayınlanmıştır. Elbette MAZLUMDER de insanlardan müteşekkil bir kurumdur ve hatadan azade olmadığı gibi yanlışı çekinmeden düzeltme yoluna gitmektedir. Öncelikle; Olağan genel kurul takvimine göre, İstanbul Şubesi, en geç 12 Mart tarihinde yapması gereken Şube Olağan Genel Kurulu’nu aynı şubeden kayyum olarak atanan çağrıcıların, hukuksuz bir şekilde ilan ettikleri Olağanüstü Genel Kurul tarihi olan 19 Mart’tan 1 hafta sonra, 25 Mart tarihinde yapacağını duyurmuştur.

Bunun nedeni, İstanbul Şubenin, mevcut delege listesi üzerinden oldukça şaibeli bir üstünlük elde etmiş olması ve bu eski delege listesi üzerinden OÜGK’a gitmeyi planlamış olmasıdır. Zira; 29 Mart 2015’te yapılan İstanbul Şube Genel Kurul Delegeleri’nin seçimi şaibelidir. Şöyle ki; haziran cetvelinde 1278 kişinin şube genel kuruluna katıldığı, divan tutanağı ile bildirilmişse de, bu toplantıda sadece 230 üye oy kullanmıştır.

Medeni Kanunun 81.maddesine göre “Genel kurul kararları toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile alınır” emredici hükmüne göre, 640 seçmenin oyunu alamayan yönetim seçilmemiş demektir. İki listenin yarıştığı bir kurulda katılanların kahir ekseriyetinin oy kullanmamış olması akla uygun olmadığına göre bu katılım listesi şaibelidir. 1278 kişi üzerinden 15 kişi için 1 delege hesabıyla seçildiği belirtilen 85 delege de aslında seçilmemiştir. Bu oranın oy kullanan ve genel kurula gerçekten katıldığı anlaşılan 230 üye üzerinden hesaplanması gerekmektedir. Buna göre de İstanbul Şube genel kurulundan 15 delege seçilebilmektedir. 70 delege ise hileli olarak fazladan gösterilmiştir. Bu şaibeli genel kurulla ilgili olarak İstanbul Şubenin bir üyesi tarafından Genel Merkeze şikayette bulunulmuş Genel Merkez bu şikayet üzerine İstanbul Şubesi'nden genel kurul imzalı evraklarını, Haziran listesini istemiş ama İstanbul Şubesi maalesef evrakları göndermemiştir. İstanbul şubesinin bu tavrını şaibenin saklanması olarak değerlendiren bir şube üyesi Genel Merkeze karşı dava açmış olup, bu dava halen devam etmektedir.

İşte şimdi 19 Mart 2017 tarihinde, çoğunluğunu bu hukuksuz delegelerin oluşturduğu bir olağanüstü genel kurul yapılmaya çalışılmaktadır. Meselenin esası İstanbul Şubemizin, tüm MAZLUMDER şubelerinin eşit olduğu temel prensibini kabul etmeyerek, şaibeli bir delege çoğunluğu üzerinden elde ettiği güç ile Genel Merkez ve diğer şubeler üzerinde vesayet kurma çabasıdır.

Bizler herhangi bir şubenin ne genel merkez ne de başka şubelere şaibeli bir sayısal çoğunluk üzerinden vesayet kurmalarını kabul etmeyeceğimizi yineliyor, güce değil, hakka boyun eğmeye devam edeceğimizi, hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi, bu hukuksuz ve keyfi olağanüstü genel kurula katılmayacağımızı üyelerimize ve kamuoyuna saygı ile ilan ediyoruz”