Samatya'da 2012 yılında Ermeni kadınlara yönelik saldırılardan birinin hedefi olan Maritsa Küçük cinayeti ile ilgili açılan davanın 4'üncü duruşması öncesi yapılan açıklamada davanın sıradan bir cinayet olmadığı belirtilerek, nefret cinayetinin arkasındaki kişilerin açığa çıkartılması istendi.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon ve Nor Zartonk İnisiyatifi üyeleri, 28 Kasım 2012 tarihinde öldürülen Ermeni kadın Maritsa Küçük cinayeti ile ilgili açılan davanın Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi İstanbul 2. Asliye Mahkemesi'nde görülen 4'üncü duruşması öncesi adliye önünde basın açıklaması düzenledi.

Maritsa Küçük'ün ailesinin yanı sıra çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada ilk olarak Maritsa Küçük'ün kızı Beyzar Midilli söz aldı. Midilli, annesinin hunharca dövülüp bıçaklanmasının basit bir cinayet olmadığını ve tutuklu yargılanan şahsın yanında başkalarının da olduğunu söyledi. Diğer katil zanlılarının da bulunarak yargılanmasını isteyen Midilli, "Mahkeme de bu cinayetin bir tek kişinin işlemediğini söyledik. Savcı avukatımıza 'madem öyle katilleri bul getir' dedi. Bu nasıl bir yargılama? Davanın kapatılıp unutulmasını istemiyoruz" dedi.

'BASİT BİR CİNAYET DEĞİL'

Midilli'nin ardından söz alan Küçük ailesinin avukatı Eren Keskin, söz konusu cinayetin basit bir cinayet olmadığını, cinayetin nefret cinayeti izleri taşıdığını söyledi. Ardından basın açıklamasını yapan İHD İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyesi Meral Çıldır ise davanın dördüncü duruşmasının görüleceğini hatırlatarak, cinayetle ilgili birçok konunun karanlıkta kaldığını söyledi. Samatya'da başka yaşlı Ermeni kadınlara yönelik ağır şiddet içeren saldırıların yaşandığını ve tüm cinayet ve yaralamalarda sanıklarla mağdurların yüzleştirilmediğini belirten Çıldır, cinayetler arasında bağlantıların olduğunu ifade etti. Samatya'daki cinayet ve saldırı olaylarından mahkemelerin takipsizlik kararı verdiklerini belirten Çıldır, "Sanık Murat Nazaryan yakalandığında emniyetten servis edilen haberde saldırıların gasp amaçlı olduğu belirtilmişti. Oysa saldırılar gasp amaçlı değildi. Maritsa Küçük'ün evinde hiçbir arama yapılmamış, ev derli toplu bulunmuş, masanın üzerinde duran kağıt paralara da dokunulmamıştı" dedi.

'SAMATYALI YAŞLI KADINLAR NEFRET SUÇUNA MI KURBAN GİTTİLER?'

Murat Nazaryan'ın ilk iki duruşmada konuşmadığını belirten Çıldır, Nazaryan'ın sadece cinayeti işlemediğini söylemekle yetindiğini ifade etti. 4 Kasım 2013'te görülen üçüncü duruşmada ise sanık Nazaryan'ın Maritsa Küçük'ü öldürenlerin 3 kişi olduğunu, kendisini oraya zorla götürdüğünü ve saldırganların üzerinde silah olmasına rağmen silah kullanmadığını belirttiğini söyleyen Çıldır, sanığın tehdit edildiği için korktuğunu ve bu yüzden konuşmadığını söyledi. Komisyon olarak savcılık iddianamesinin yetersiz olduğunu, davanın yetersiz bir emniyet soruşturmasına dayanarak açıldığını ve aynı dönemde yaşlı Ermeni kadınlara yönelik saldırı dosyalarının dahil edilmediğini belirten Çıldır, Murat Nazaryan'ın suçu tek başına işlemediğini ve örgütlü bir suç olup olmadığının araştırılması gerektiğini ifade etti. Çıldır, "Murat Nazaryan mahkemede halen korku içinde olduğunu beyan etmiştir. Sanığın kendini güvende hissedeceği koşullar sağlanarak, vermekten korktuğu yeni bilgileri anlatması sağlanmalıdır. Bir önceki duruşmada bu mahkemeden talep edilmesine rağmen, talebin yerine getirilmediği öğrenilmiştir" dedi. Maritsa Küçük'ün ailesinin cinayetten etkilenerek travma yaşadığını belirten Çıldır, diğer Ermeni ailelerin de kendilerini güvende hissetmediğini belirtti. Çıldır, "Maritsa Küçük ve diğer Samatyalı yaşlı kadınlar nefret suçuna mı kurban gittiler? Aydınlatmak devletin görevidir" dedi.

Basın açıklamasının ardından insan hakları savunucuları ve Küçük'ün ailesi davayı takip etmek üzere adliyeye geçti.

DAVA ŞUBAT'A ERTELENDİ

Duruşmada tutuklu sanık Murat Nazaryan hazır bulundu. Küçük'ün çocuklarının yanı sıra çok sayıda insan hakları savunucusu da duruşmaya katıldı.

Duruşmada söz alan Av. Eren Keskin, olay sonrası Küçük'ün çocukları tarafından olay mahallinde, üzerinde kan lekesi olduğu tahmin edilen iki örtü ve bir ameliyat bıçağı bulunduğunu belirterek, kan lekelerinin kime ait olduğunun tespit edilmesini istedi.

Sanık avukatı Cafer Gül ise sanık ile cezaevinde görüştüğünü ve cinayette yer alanları kendisine ve mahkemeye anlatması gerektiğini söylediğini belirterek, "Sanık bana ayrıntılı olarak bilgi veremedi. Kendisi sabıkalılar albümünü görmesi durumunda olayın faillerini tanıyabileceğini söyledi" dedi.

Hakim, Av. Keskin'in sunduğu delillerin incelenmesi talebini kabul ederek, tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 13 Şubat'a ertelendi. (Haberfx, ETHA)