Cumhuriyet yazarı Murat Sabuncu, Diyarbakır Newrozu izlenimlerini kaleme aldı. Geçtiğimiz yıllardakilerden her anlamda farklı olan kutlamaları değerlendiren Sabuncu yine de ‘Barış’ sesinin ne kadar gür çıktığını vurguladı.

Sabuncu’nun “Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?” başlıkla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

Bu yıl medyaya ayrılan alan bomboş...

“Merkez medya”, İstanbul, Ankara’dan gelenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Ne “devlet ağızlı” gazetecilermiş diye söyleniyor “protokolden bir isim.” Devletin sevdiğini sevip sevmediğini sevmeyen, gel deyince gelen git denince giden...

Herkes için değil ama çoğunluk için “gücü seven güçlünün yanında güç devşiren...”

Dinliyorum sadece...

Saat 12. Ateşi yakmanın zamanı.

Alan dolmuş durumda. Geçen yıllar kadar değil ama kalabalık...

Gazetecilerin çalıştığı alandan katılımcıların olduğu noktaya geçiyorum...

Ön tarafta coşkulu gençler var...

Ellerinde Öcalan bayrakları...

Yaşananlara kızgınlar...

Ama umut ve istek de var barışa dair sözlerinde...

Bir genç kadın...

Üniversiteli, Barış İçin Akademisyenler girişiminin bildirisinin umut olduğunu söylüyor.

Özellikle tutuklu akademisyen Esra Mungan’a selamlarını yazmamı istiyor. “Unutma ha” diyor. Unutur muyum?

Ve beyaz tülbentleriyle anneler. Barışın simgesi başlarında, “Kimse ölmesin oğlum” duaları dudaklarında...

Sırrı Süreyya Önder kürsüde annelere taahhütte bulunuyor:

“Açın İmralı yolunu, müzakereler nerede kalmışsa oradan devam ederek bir haftada ülkemizin çehresini değiştirelim. Her türlü hukuki, cezai, yasal, insani ne tür vebali varsa biz üzerimize almaya hazırız. Bunun için size son derece önemli bir çağrı yapıyoruz. Evladının yolunu gözleyen Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arap, Ermeni bütün annelere burada taahhüt ediyorum ki çağrımıza cevap verilirse 1 hafta içerisinde barışı sağlarız. 8. gün olursa Diyarbakır Meydanı’nda beni dara çekin.” 

Sahnedeki dev ekranlarda Öcalan ve sokağa çıkma yasağı sırasında hayatını kaybedenlerin fotoğrafları dönüyor. Mehmet Tunç, Seve Demir ve Mehmet Yavuzel’in görüntüleri...

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kürsüde bu kez. O da barış diyor: 

“Dolmabahçe’de dile getirdiğiniz çözüm yoluna bağlıyız. Savaş, çatışma, ölüm alışmamız gereken normal bir durum değildir. Normal olan, bütün barışçıl yollarda ve yöntemlerde ısrar etmektir. Müzakere dediğimiz şey, çözümleri masaya koymaktır. Yenmek ve yenilmek, öfke ve kin üzerine müzakere masası kurulamaz.” 

Newroz Meydanı’ndan tüm Türkiye’ye barış çağrısı var...

Sırrı Süreyya’nın tarifiyle “Kürt evine giremiyor, Türk evinden çıkamıyor. Al sana kamu düzeni...”

Bu kanlı çatışmanın bitmesi için yeniden barış konuşmalı.

Kulaklar ve gönüller barış çağrısı yapan herkese sonuna kadar açılmalı.

Bak bahar geldi, haydi...