İstanbul Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampüsü'nde İsmail Beşikçi Vakfı ile Bilgi Kültür ve Düşünce Topluluğu tarafından Kürt Çalışmaları Konferansı düzenledi.

Konferansta inkar politikalarından kaynaklı on yıllarca bilimsel alanın dışında tutulan Kürtler üzerine son dönemde sosyal bilimler, dil ve Ortadoğu çalışmaları üzerine yaptıkları akademik araştırmalar tartışıldı.

Üç oturumdan oluşan konferansın "Ortadoğu ve Kürtler" başlıklı birinci oturumda konuşan Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abbas Vali, Türkiye'nin Irak hükümetinden bağımsız bir şekilde Irak Kürdistan Federe Bölgesi hükümetiyle petrol ticareti yaptığını söyledi. 2005 yılında 4 milyar dolar olan ticaret hacminin bugün 18 milyar doları bulduğunu söyleyen Vali, "Güney Kürdistan ile AKP arasındaki bu ilişki her iki taraf açısından da çok önemli. AKP Güney Kürdistan ile PKK ve Bağdat hükümetinden bağımsız olarak ticaret yapmaya başladı. Var olan ekonomik ticaret, Kürdistan'da fiili olarak bir şekilde devam edecek" dedi.

Bölgede yaşanacak ekonomik bir krizle siyasal krizin de yaşanacağına dikkat çeken Vali, "Güney Kürdistan hükümeti bu krizi şiddet uygulayarak çözmeye çalışacaktır. Çünkü 10 yıldır Güney Kürdistan hükümeti çok önem verdi ekonominin gelişmesine. Daha çok prestij sağlayan görünüm oluşturmaya çalıştı ki bu yapısı ekonomik bir yapı değil. Eğer bu burjuvazi ekonomik krize girerse hükümetten elini çekebilir. Bu hükümet peşmerge gücü dışında kendini yönetmez hale gelecek. Bu nedenle Güney Kürdistan hükümeti ekonomik gelişmeye önem vererek siyasi krizi engellemeye çalışıyor" dedi.

'GÜNEY KÜRDİSTAN HÜKÜMETİ PETROL TİCARETİNİ ŞEFFAF YAPMALI'

Irak Federal Kürdistan bölgesinin hassas bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Vali, "Önümüzde başkanlık ve hükümet seçimi var. Hükümetin bir şekilde değişmesi gerekiyor. Siyasal karar alanların stratejik kararları var. Eylül ayında Güney Kürdistan hükümeti eğer değişimleri yapmazsa yani bölgesini demokratikleştiremezse rantçı sistem devam ederse yönetimi uzun sürmeyecektir. Hükümetin halka cevap vermesi gerekiyor. Petrol ticaretini şeffaf yürütmelidir. Stratejik değişiklikler yapmalıdır. Eğer var olan süreç devam ederse çok derin bir krize gireceğiz. Hükümet hiçbir şekilde ayakta duramaz" sözleriyle konuşmasına son verdi.

'SOVYET RUSYASI'NDA KÜRTLER KENDİ DİLLERİNİ GELİŞTİRDİ'

"Ortadoğu ve Kürtler" başlıklı oturum Vali'nin konuşmasının ardından soru cevap bölümü ile son buldu.

"Kürt çalışmaları üzerine" başlıklı oturumla devam eden konferansa konuşmacı olarak Vienna Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celile Celil, İngiltere Exeler Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Clemence Scalbert Yücel, İsveç Uppsala Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Welat Zeydanlıoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Oturumda ilk konuşan Celil, Kafkasya'da yaşayan Kürtler ve siyasi durumları hakkında bilgi verdi.

Celil, "1920 yılında Sovyet devletinde ilk yıllar Kürtler açısından önemli sorunlar oluşmadı. Bütün halkların eşit olduğunu söylediler, dilleri ve kültürleri tanındı. Bu dillerle yayıncılığın ve eğitim olması gerektiğini söylediler. Kuzey Rusya'da buzulların arasında beş on haneden oluşan etnik gruplara bile kendi dillerinde eğitim hakkı verildi. Kürtler için de bu geçerli oldu" dedi.

Sunumunda Kafkasya ülkelerinde çıkarılan Kürtçe kitap ve yayınları anlatan Celil, "Bugün gözümüzün önünde dilimiz ölüyor. Diyarbakır'da küçük çocuklar Kürtçe bilmiyor. Kim Kürtçe'yi tam anlamıyla biliyor ki? Dil siyasetten bağımsızdır, siyasete bağımlı değildir. Siyaset her zaman değişir onun için siyaset deniliyor. Binlerce çocuğumuz dilini bilmeyecek. Dil bir canlıdır; öğretilmediği zaman ölüyor" dedi.

Dr. Clemence Scalbert Yücel ise, "Dil bir ülkenin oluşmasında temeldir. Osmanlı devletindeki halklar ve aşiretler ile ilgili yapılan araştırmalar vardır. Bu araştırmalar devletin kendi etkisini etnik gruplar üzerinde yayma amacındaydı. Bu konu üzerinde birkaç tarihi araştırma yapılmıştır. Aşiretler 'medenileştirilmeye çalışılmıştır" dedi. Fransa'nın Suriye egemenliği döneminde bir araştırma yaptığını belirten Yücel, araştırmaların temel amaçlarının Kürtler ve etnik gruplar üzerindeki devlet etkisinin artırılması olduğunu vurguladı.

Konferans "Kürt dili ve edebiyatında kimlik inşası" başlıklı oturumun ardından son buldu.  (Haberfx)