Sosyal ve ekonomik yoksunluk, çocukları eğitimden uzaklaştırarak sokakta çalışmaya mecbur bırakıyor. Korunmaya muhtaç çocuk sayısı son 10 yılda yüzde 500 arttı.

Ülkenin resmi kurumlarına ait rakamlar, Türkiye’de yaşayan yurttaşlarda yoksulluk oranının giderek daha da arttığı gerçeğini ortaya koyuyor.

BirGün'ün haberine göre yoksulluk bir yandan çocukların eğitimden uzaklaşmasına neden olmakta, aynı zamanda da ailenin çocuğunu çalışmaya zorlamasına ve bu böylece çocukların sokakta çalışmaya itilmesine yol açmaktadır.

Suça itilen ve madde bağımlısı olan ve/veya sokaklarda yaşayan/çalışan çocuk sayısıda hızla artıyor.

KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLAR

Sosyal ve ekonomik yoksunluk nedeniyle korunmaya muhtaç çocukların sayısı 2005 yılında 19.735 iken 2015 yılında bu sayı 101.561’e yükseldi.

Yoksulluk içinde olup temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve yaşamlarını en düşük düzeyde dahi sürdürmekte güçlük çeken ve Kurum’a müracaat eden bu kilere ve ailelerine ekonomik yardım ile destek sağlanmakta ve bu şekilde ailenin parçalanmadan bir arada yaşamasına çalışılıyor. 2015 yılında “Sosyal ve Ekonomik Destek” verilen aile başına ödenen aylık destek miktarı ortalama 582 liradır.

YOKSUL ÇOCUKLAR

Yoksulluk çocuklar üzerindeki en belirgin etkisini beslenme yetersizliği ve açlık olarak gösteriyor. Yoksul evlerde büyüyen çocuklar, sağlık ve eğitim gibi toplumsal kaynaklara ulaşmakta güçlük çekmekte, bu durum onların daha küçük yaşlarda birey olarak toplum ile kurdukları ilişkileri zedelemektedir.

Şartlı Eğitim Yardımları: Maddi imkânsızlıklar nedeniyle çocuklarını okula gönderemeyen ve nüfusun en yoksul kesiminde yer alan ailelere, ilk ve orta öğretime giden çocuklarının okula düzenli olarak devam etmeleri şartıyla her ay nakdi olarak ilköğretimde 35-40 lira, ortaöğretimde 50-60 lira ödeme yapılmaktadır.

ASPB 2015 yılı faaliyet raporunda 969.998 hanede toplam 2.103.895 öğrenciye şartlı eğitim yardımı, eğitim materyali, barınma ve iaşe yardımı yapıldığı görülüyor. Sonuç olarak, çocukları yoksulluktan koruyacak etkili önlemleri alamazsak, toplum olarak çocukların gözlerindeki ışığın sönmesinin utancını da taşımak zorunda kalırız.