Diken'den Enis Burak, Kobani'den Suruç'a yaralı olarak gelen ve öncesinde Kobanê Kantonu'nun yöneticilerinden olan Agit Kobanê kod adlı YPG savaşçısıyla konuştu. Kobanê, "Kurşunumuz bitmez, sadece su ve yemek desteği alabilirsek Kobane asla İŞİD saldırıları karşısında düşmez" dedi. Hava saldırılarının yeterli olmadığını da söyleyen Kobanê, kara gücünün gerekli olduğunu söyledi. Kobanê, Türk hükümetinden isteklerini ise şu sözlerle dile getirdi: "Türk hükümeti İŞİD’e silah vermesin, desteğini kessin yeter." Kobanê ekledi: “Ermeni, Yahudi, Çerkez ya da Türk olmanın önemi yok. Önemli olan insanlık. Bu topraklarda Kürt varlığına tahammül edemeyen Türk hükümetinin İŞİD’e desteğini kesmesi lazım…

İşte Diken'den Enis Durak'ın o haberi:

Kobani’de çatışmaların şehrin iç kısımlarına kadar ulaştığı haberleri ajanslar tarafından tüm dünyaya duyurulurken sınırın Türkiye tarafındakiler düşen bombaları izleyip kilometrelerce uzaktan duyulan silah seslerinden neler yaşandığını tahmin etmeye çalışıyor.

Sınıra gazetecilerin çalıştığı yere kadar gelip ailelerini ve Kobanilileri merak eden Suruçlular olduğu gibi şehirde çatışmalardan kaçmış, AFAD ve belediyenin kurduğu kamplara, akrabalarına ya da evlerini açmış Suruçlulara sığınmış binlerce Kobaneli var.

Suruç'ta kalan Kobaneliler arasında yaralı, yorgun ya da sadece ailesini görmeye gelmiş YPG savaşçılarının olduğu bilinen bir gerçek. Ağır yaralılar ise hastanelerde.

KOD ADI AGİT KOBANE

Agit Kobane (kod adı) bunlardan biri. İsmini ve diğer kişisel bilgilerini sormadığımız bu orta yaşlı Kobaneli 24 gün süren çatışmanın ilk 22 gününde topraklarını, evini ve ailesini  korumak için savaşıp iki gün önce Türkiye’ye gelmiş.

Sınırı nasıl geçtiğini soramadığımız gibi o da anlatmaktan yana değil. Ama gösterdiği fotoğraflar ve anlattıkları çatışmalara katıldığının, gözlerinden okunan yorgunluğu koşulların ispatı.



‘BUNLAR MÜSLÜMAN OLAMAZ’

Öncesinde Kobane kantonunun yöneticilerinden olan Agit ( yiğit, kahraman demek) YPG tarafından ailesini görmek için Türkiye’ye gönderilmiş olsa da ruhunun, aklının Kobane’de olduğunu söylüyor.

Mülayim tavrıyla dikkat çeken Agit’in ilk söylediği, hacca gidip hacı olduğu ve karşılarında savaşanların Müslüman olamayacağı…

‘KURŞUNUMUZ BİTMEZ AMA…’

150’si kadın 600 kadar YPG’linin savaştığını söyleyen Agit yaşlı, kadın, çocuk 1200 sivilin aileleri ile beraber “Eğer öleceksek evimizde ölelim” diyerek memleketlerinde kalmak için ısrar ettiklerini ama şehirde yiyecek bulmanın mümkün olmadığını; hatta içme suyu sıkıntısı çektiklerini de ekliyor.

Bu koşullar devam ederse şehrin İŞİD saldırılarına karşı ancak iki ila dört gün daha dayanabilecek gücü kaldığını ekliyor Agit: “Kurşunumuz bitmez, sadece su ve yemek desteği alabilirsek Kobane asla İŞİD saldırıları karşısında düşmez.

‘HAVA SALDIRISI YETMEYECEK, KARA GÜCÜ LAZIM’

Koalisyon güçlerinin bombardımanının ne kadar etkili olduğunu sorduğumuzda şu yanıtı veriyor: “Hava saldırısı  belki 10 İŞİD üyesini öldürüyor ama yakın şehirlerden yeni çete üyeleri gelip takviye yapıyorlar, tek başına hava saldırısı yeterli değil, olmayacak da. Havadan yapılan saldırıların kara kuvvetleriyle de desteklenmesi lazım.

‘TÜRK HÜKÜMETİ IŞİD’E SİLAH VERMESİN YETER’

Agit Türk hükümetinden ne istediklerine ise şöyle antıyor: “Türk hükümeti İŞİD’e silah vermesin, desteğini kessin yeter. Başka bir şey istemiyoruz. Bu eğitilmiş çete üyeleri sınırdaki trenlerden atlayarak bölgemize gelip bizimle savaşıyorlar.

24 günlük çatışmada 40 silah arkadaşını kaybeden Agit birkaç kuzeninin ve birçok komşusunun öldürüldüğü, kafasının kesildiği Kobane’ye geri dönmek için girişimde bulunmuş. Ama sınırdaki önlemlerden dolayı başaramamış.

İŞİD’e yardım etmekle suçaldığı Türkiye sınırları içerisinde durası yok. Fakat ailesine sahip çıkması için YPG tarafından zorla gönderildiğini tekrarlıyor.

‘IŞİD’CİLER ARASINDA TÜRKLER, HATTA KÜRTLER VAR’

Ben ve arkadaşlarım birçok çete üyesini öldürdüğümüz gibi birçoğunu da rehin aldık, aralarında Cezayirli, Suriyeli, Iraklı, Adıyaman, Konya ve Bursa’dan gelen Türkler ve hatta Kürtler bile var” diyen Agit rehineleri Kobane içinde hapis tuttuklarını ve  sürekli fikirlerini değiştirmeleri için onları bir nevi eğitime tabi tuttuklarını anlatıyor.

‘ÇOĞU UYUŞTURUCU ETKİSİ ALTINDA’

Öldürdükleri İŞİD üyelerinin üzerinde uyuşturucu haplar, hatta bazılarında şırıngalar bile bulduklarını söyleyen Agit, rehin aldıkları İŞİD üyelerinin çoğunun uyuşturucu etkisi altında olduğunu  söylüyor.

Bunlarda din diye bir şey yok, ben hacıyım, bunlar dua etmeyi namaz kılmayı bile bilmiyorlar, bunlar  dini hele bizim dinimizi hiç bilmiyorlar. Bizim dinimiz gidip insanların kafasını kesin demiyor. O kadar çok uyuşturucu etkisindeler ki bazen art arda üç dört defa kurşun isabet etmesine rağmen acılarını fark etmeden üzerimize doğru koşuyorlar.

IŞİD’cilerin savaşmak için  hap kullandığını ama YPG saflarında sigara içmenin bile yasak olduğunu söyleyen AGİT, “Biz topraklarımıza, inancımıza ve insanlarımıza güveniyoruz, en büyük silahımız bu inancımız” diyor…

Agit’in son sözleri ise şöyle: “Ermeni, Yahudi, Çerkez ya da Türk olmanın önemi yok. Önemli olan insanlık. Bu topraklarda Kürt varlığına tahammül edemeyen Türk hükümetinin İŞİD’e desteğini kesmesi lazım…