KESK İstanbul Şubeler Platformu üyeleri, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yaşanan olayları Galatasaray Lisesi önünden Taksim Meydanı’na yaptıkları yürüyüşle protesto etti. Alkışlar ve ıslıklarla yapılan yürüyüşte, çatışmasız ortamın devam etmesi ve kalıcı hale gelmesi için gerekli demokratik adımların bir an önce atılması istendi.

Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen KESK İstanbul Şubesi üyeleri Türkçe ve Kürtçe “Dün Roboski, bugün Lice”, “Diren Lice, diren Gezi”, “Karakol değil, barış istiyoruz”, “Fırat ile Dicle, Sakarya ve Meriç kardeştir”, Karakol yapımları son bulsun” yazılı döviz ve pankartları açtı.

BDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel ile BDP İl Örgütü ve Barış Annelerinin de destek verdiği eylemde “Her yer Lice, her yer direniş”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Susma haykır, halklar kardeştir”, “Savaş değil, barış istiyoruz”, “Medeni yoldaş ölümsüzdür” sloganları atıldı.

KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Aydoğan, AKP hükümetinin son dönemde çatışmasızlık ortamının barışa giden yoluna kan buladığını belirterek “AKP iktidarının barış süreci iddialarına karşın, barışı engelleyen politikalarının uygulayıcısı olmaya devam etmesi ve Lice’de yeni karakol inşasına girişmesi Lice halkının acı hafızalarını tazeledi. Yaşadığı tüm acılara karşır sivil, silahsız yöre halkı ‘Savaş değil, barış istiyoruz’ pankartıyla karakol yapımını protesto etti” dedi.

''ARTIK TAKSİM LİCE, LİCE TAKSİM'DİR''

Çıkan olaylarda 18 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın yaşamını yitirdiğini, 3’ü ağır 7’i kişinin yaralandığını anımsatan Aydoğan, AKP hükümetinin bu olaya da kaza süsü verip örtbas etme eğiliminde olduğunu söyledi. Türkiye ve bölge halklarının barış istediğini vurgulayan Aydoğan, özetle şunları kaydetti: “Ethem Sarısülük’ün, Mehmet Ayvalıtaş’ın, Abdullah Cömert’in, Medeni Yıldırım’ın canını alan aynı devlet şiddetidir. Ama Türkiye halklarının gözleri, gönülleri birbirine değmiştir, artık yalanlarınız, baskılarınız bizlere işlemez. Artık Taksim Lice, Lice Taksim’dir. İşte gerçek bir barış sürecinin toplumsal temelleri şimdi atılmaktadır, halkların kendiliğinden kardeşliği yaşamasıyla gerçek bir barış süreci başlıyor. Türkiye halklarınındır ve kimse durduramaz. Lice’de, Ankara’da, İstanbul’da devletin katlettiği her can bizim canımızdır ve hepsinin hesabı bir bir sorulacaktır. Gerçek barışın, toplumsal barış zeminlerinin güçlendirilmesinden, halkların kardeşliğinden geçtiği unutulmamalıdır. ” (Cumhuriyet)