Diyarbakır’da 21 Mart Newroz günü sabah saatlerinde polisler tarafından vurularak öldürülen 23 yaşındaki Kemal Kurkut’un Diyarbakır Cumhuriyet Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda 7 ay sonra iddianame hazırlandı.

Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, davanın tek sanığı olan polis memuru Y.Ş. (32) hakkında, “Olası kastla öldürme” suçundan müebbet hapis cezası istendi. Ancak cinayetin faili polis, 7 aydır tutuksuz yargılanıyor.

Mezopotamya Ajansı’ndan Özgür Paksoy'un haberine göre, Kemal Kurkut’un ağabeyiErcan Kurkut, 2008 yılında Elazığ Fırat Üniversitesi’nde Fırat Kültür Sanat Derneği’nin çalışmalarında da yer alan Kurkut, 2008 yılının Newroz kutlamaları öncesinde, Newroz etkinlikleri için yürüttüğü kültürel çalışmalardan dolayı gözaltına alınarak tutuklanır.

Kurkut, 5 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olur. Devam eden dava kapsamında beraat eden; ancak Yargıtay tarafından bozulan davada, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla hapis cezası alan Kurkut, 2016 yılının Mart ayında ülkeyi terk etmek zorunda kalır. Kurkut, daha sonra, “Her gün sürgün tarifsizdir” dediği Avrupa'da yaşamaya başlar.

‘SON KEZ YÜZÜNE DOKUNAMADIM'

Newroz etkinliğinden dolayı ülkeyi terk etmek zorunda kalan Kurkut, bir yıl aradan sonra Diyarbakır Newrozu’nda kardeşi Kemal’in polisler tarafından öldürülmesinin kendisinde yarattığı etkiyi şöyle anlattı:

“Her sürgünün aklını kurcalayan en zor şey, ülkede bir yakınını kaybetmenin korkusu ve endişesidir. Burada sürgündeki dostlarla tartışıyorduk. Ve çok geçmeden Kemal’in katledildiği haberini aldım. Tabi ki zor bir durum. Beni derinden yaralayan bir acı içindeydim. Son kez yüzüne dokunamamak, toprağına yüz sürememek, kaldırılması zor bir durum. Duygusal olarak çok etkilendim ve bu bende fiziksel olarak da rahatsızlık yarattı, sağlık sorunları yaşamaya başladım.”

‘GÖK ŞAHSINDA TÜRKİYE HALKLARI AYDINLANDI’

Diyarbakır Valiliği’nin cinayet sonrasında yaptığı açıklamaları hatırlatan Kurkut, “Diyarbakır Valiliği ve temsil ettiği devlet zihniyeti, kendilerince hakikatin ortaya çıkmayacağını düşünmüşler. Basındaki görüntülere el koyarak, basını ve görgü tanıklarını tehdit ederek, açıkladıkları bu yalanın alt yapısını oluşturmuşlar. Fakat Abdurrahman Gök şahsındaki özgür basın çalışanları sayesinde, bizim şahsımızda Türkiye halkları aydınlandı. Tabi akabinde zorunlu olarak ‘üzgün’ olduklarını söylediler. Ama Diyarbakır Valiliği bu açıklamayla kendisini aklayamaz” dedi.

‘OLAY AÇIK BİR İNFAZ’

Kemal Kurkut’u öldüren polisin bilinmesine rağmen geçen 7 ay boyunca tutuksuz yargılanmasına tepki gösteren Kurkut, “Açığa çıkan görüntüler sonrası soruşturma başlatılırken, biz halen olayın acısını yaşıyorduk. Sonradan baktığımızda, her karesinde Kemal’in vurulma anı, üzerinin çıplak olması, katilin gün gibi ortada olması, olayın çok açık bir infaz olduğunu gösteriyor. Buna rağmen polisin tutuklanmaması, Türkiye’de adaletin geldiği noktayı gösteriyor” diye konuştu.

Kemal Kurkut cinayetinde yargılamanın olmadığını savunan Kurkut, “8 aydır elini kolunu sallaya sallaya dolaşan bir katil var aramızda. Bu hem bizi hem de kamuoyunda bu katliama tepki gösteren herkesin vicdanını yaralayan bir durum” dedi.

‘OLAYDA SUÇ ZİNCİRİ VAR’

Aylar sonra hazırlanan iddianameyi defalarca okuduğunu ve olayda bir suç zinciri olduğunu vurgulayan Kurkut, şunları söyledi:

“Ben hukukçu değilim; fakat savcı iddianamede sadece katil üzerine yoğunlaşıyor. Sanki bu katliamı tek başına planlayıp yapmış gibi. Öncelikle Diyarbakır Valiliği yalan söyleyip bu katliamın üstünü örtmek için kamuoyunu aldatarak suç işlemiştir. Olaydan sonra basının elindeki görüntülere el koyan emniyet personeli de suç işlemiştir. Ardından cenaze Malatya’ya geldikten sonra Malatya Valisi’nin talimatıyla, morgda suyu kesen ve cenaze aracı tahsis etmeyen, taziye için çadır vermeyen, babasının yanına gömülme isteğini sit alanı deyip bir avuç toprağı çok gören Battalgazi Belediyesi de suç işlemiştir. Bunlarla ilgili soruşturma başlatmayan savcılıkta suç işlemiştir. Yani bir suç zinciri var. Polisin müebbet alması elbette bir nebze de olsa acımızı hafifletir; fakat hiçbir şey Kemal’i geri getirmeyecektir.”

‘HER AN KEMAL’İN VURULDUĞU AN AKLIMIZDA’

" Tek isteğimiz adalet ve onurlu bir barış" diyen Kurkut, “Nereden bakarsanız bakın, acıdan başka bir şey hissetmiyoruz. Fotoğraflarına her baktığımızda, adı her geçtiğinde, bir müzik aleti gördüğümüzde, Kemal’in vurulduğu an geliyor aklımıza. Kemal karıncayı bile incitmeyen biriydi. Onun tek derdi kemanı ve gitarıydı. Odasından yükselen keman ve gitar sesi, yerini sessizliğe bıraktı. Çok zor bu, kaldırılması güç bir durum.  Allah kimseye bu acıyı vermesin. Ve umarım adil bir yargılanma olur ve olayın içindeki bütün failler yargılanır. Ve bir daha çocuklarımız kör kurşunlara hedef olmaz. Artık yeter. Tek isteğimiz adalet ve onurlu bir barış" dedi.