Diyarbakır Newrozu’nda polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut’tan geriye odasının duvarındaki şiirleri, kitapları, gitarı ve masasındaki bir şişe su kaldı, tıpkı Newroz’a girmek isterken vurulduğu günkü gibi. Anne Sican Kurkut oğlunun odasında kucağında onun fotoğrafıyla yasını tutuyor. Teyzesi Yeter Zenginsu ise Ankara Katliamı’ndan sağ kurtulan Kemal’in o günden sonra çok az güler olduğunu anlatıyor ve ekliyor, “Newroz’a halay çekmeye gitmişti, bir halayı bile çok gördüler yeğenime.”

Diyarbakır Newrozu’nun kutlandığı Newroz Parkı’na gelmek isterken üzeri yarı çıplak olmasına rağmen “canlı bomba şüphesi” iddiasıyla polisin açtığı ateşle vurularak öldürülen İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencisi Kemal Kurkut’un ailesinin evinde yas ve öfke hakim.

Kurkut’un ölümünün ardından Kurkut’un evine ilk kez Gazete Şûjin ekibi girerek ailesi ile konuştu. Oğlunun fotoğrafını elinden ayırmayan anne Sican Kurkut’un boğazı düğümleniyor, anlatamıyor o yüzden. ‘Biz bu acıyı tanıyoruz, ilk değil’ Kemal’i doğduğu günden bu yana yanında olan teyzesi Yeter Zenginsu anlatıyor.

“Biz bu acıyı tanıyoruz, ilk değil” diyerek söze kardeşi İsmail’in 1990’larda faili meçhulle katledildiğini söylüyor Zenginsu. “Mezarı nerede bilmiyoruz ama ailede her çocuk onu tanıyarak büyüdü” diyen Yeter, şöyle devam ediyor:

"Annemi ve babamı kaybettiğimizde ağlamamıştık ama abim için çok üzüldük, çok ağladık. Aradan yıllar geçti ama hala nerede olduğunu bilmiyoruz. Ailede ister istemez duygusal bir bağlılık var ve abim hepimizi etkiliyor. Çocuklarımız bu zulmü, acıyı, baskıyı bire bir yaşıyor ve farkındalar her şeyin. Kemal de abim gibi şehit oldu"

Zenginsu, Kemal’in 5 yaşındayken babasını yitirdiğini söylüyor. Anne Sican’ın Kemal ve 4 kardeşi tek başına büyütmüş.

Teyze Zenginsu, Kemal’in son dönemde yazmaya merak sardığını ve hatta Newroz’dan bir gece önce de gece saat 02.00’ye kadar yazı yazdığını anlatıyor. Zengünsu, “Bir günlüğü vardı, son gece saat 02.00’ye kadar bir şeyler yazdı. Çantasındaydı, ne yaptılar bilmiyorum” diyor.

Zenginsu yaşadıklarına ise şöyle isyan ediyor: Oraya bomba patlatmaya değil, halay çekmeye gitti ama bir halayı bile çok gördüler yeğenime. O bıçağı eline alması için Kemal’i zorladılar. Onun kanını yerde bırakmayacağız ve bunu yapanlardan hukuken hesap soracağız. Kemal kendine kütüphane ve fotoğraf köşesi yapıyordu. Evin her odasında bir eşyası var, bir emeği var. Kütüphanesine ve yaptığı fotoğraf köşesinin tadını çıkaramadan aldılar onu bizden…

O anı fotoğraflayan gazeteciye teşekkür Zenginsu, Kemal’in vurulduğu anı görüntüleyen gazeteci Abdurrahman Gök’e de teşekkür ediyor son olarak. Zenginsu, “O fotoğrafları çeken gazeteciye teşekkür ediyorum. Olmasaydı Kemal’in zalimce katledilmesinin üzeri örtülecekti. Şimdi her yerden insanlar arayıp acımızı paylaşıyor bu bize biraz güç veriyor” diyor.