KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, PKK  gerillalarının geri çekilmesi konusuna ilişkin bir açıklama yaptı.

Açıklamada, geri çekilme için yasal zemin yaratılması gerektiği ve somut bazı adımların atılmasının sürecin kalıcı ve sağlıklı gelişebilmesi açısından zorunlu olduğu belirtildi.

"HER ŞEY TEK TARAFLIYMIŞ GİBİ YANSITILIYOR, OYSA SÜREÇ TEK TARAFLI DEĞİL"

ANF'de yer alan açıklamada, "AKP hükümetinin henüz Kürt tarafından gelen adımlara denk düşen nitelikte somut adımlar atmadığını" ifade eden KCK, “Başbakan Erdoğan’ın bir televizyon kanalında yayınlanan bir programda güçlerimizin silahlarını bırakarak sınır dışına çekilecekleri yönündeki açıklamaları inanıyoruz ki, ilgili tüm taraflarca dikkatle izlenmiştir. Her şeyden önce Erdoğan’ın kullandığı dil ve üslup sanki her şey tek taraflı ve kendi inisiyatifinde gelişebilecekmiş gibi yanlış ve olumsuz bir algı yaratmaktadır. Oysa süreç tek taraflı değil, Önderliğimizle devletin yaptığı görüşme ve müzakereler sonucunda karşılıklı adımların atılmasıyla ancak gelişebilecektir," denildi.

"ERDOĞAN'IN İDDİA ETTİĞİ TARZDA BİR GERİ ÇEKİLME GÜNDEMİMİZDE YOK"

"Erdoğan’ın iddia ettiği tarzda bir geri çekilme durumu Hareketimizin gündeminde değildir," denilen açıklamada, "Devlet tarafından gerekli adımların atılması, bu temelde yasal ve olumlu bir zeminin yaratılması sonucunda güçlerimizin geri çekilme durumunun gündeme gelmesi mümkün olacaktır. Bunun için gerilla güçlerimizin ikna olabileceği somut bazı pratik adımların atılması sürecin kalıcı ve sağlıklı gelişebilmesi açısından zorunludur” açıklamasında bulunuldu.

"ÜSLUP, BARIŞ VE ÇÖZÜM SÜRECİNE HİZMET ETMİYOR"

"Erdoğan’ın Kürt sorununun ismini bile anmadan sürekli 'terör' ve 'terörist' kavramlarını kullanması Hükümetin süreç karşısındaki samimiyeti ve ciddiyeti konusunda kuşku ve soru işaretleri yarattığına" da işaret edilen açıklamada, "bu tür üslup ve yaklaşımların barış ve çözüm sürecine hizmet etmediği" söylendi.  

ÖCALAN'IN CEZAEVİ KOŞULLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEYE ELEŞTİRİ

Erdoğan’ın Öcalan’ın tutukluluk koşullarına ilişkin değerlendirmesine yönelik de açıklama yapan KCK, “Türkiye devleti mevzuatında her tutuklu ve hükümlünün televizyon, havalandırma vb. haklardan yararlanma durumu vardır. Önderliğimizin bu haklardan on dört yıl gecikmeli olarak yararlanmasını Erdoğan’ın sanki Önderliğimizden bir şeyler alma karşılığında izah etmesi ve bunu bir lütuf olarak yansıtması belirtmek durumundayız ki, ne sürecin ruhuna denk düşmekte, ne de politik ahlakla bağdaşmaktadır," denildi.

Açıklamada, "Bir başbakanın aslında son derece insani ve doğal bir hak olan televizyon izleme vb. bazı durumları suiistimale açık bir zihniyetle yorumlayıp tepki yaratacak algılara neden olması ne başbakan olma konumuyla ne de bu hassas ve kritik sürecin ruhuyla örtüşmemektedir. Zira içine girilen süreç bütün bunların ötesinde halklarımızın geleceğini doğrudan belirleyecek kadar önemli bir süreçtir. Ortada Kürt sorunu ve Türkiye'nin demokratikleştirilmesi gibi tarihi önemde ciddi bir sorun varken, çözümü geliştiren bir tutumun esas alınması ve buna uygun tarihsel bir sorumlulukla yaklaşılması sürecin olumlu yönde gelişmesi açısından önemlidir,” denildi.

ULUDERE RAPORUNA TEPKİ

KCK ayrıca Uludere raporunun Meclis'te kabul edilmesine de tepki göstererek, “Katliamın faillerini açığa çıkarmak göreviyle oluşturulan İnsan Hakları Komisyonunun failleri ortaya çıkarması gerekirken, AKP devletini aklamayı esas alarak hareket etmesi ve katliamda kasıt yok yönündeki açıklaması ikinci bir katliam anlamına gelmektedir," dedi.