KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, yaptığı bir açıklama ile yarın Diyarbakır’da başlayacak olan "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı", Gezi Parkı Direnişi ve Suriye Kürdistanı’nın (Rojava) Afrin kentindeki çatışmaları değerlendirdi.

ANF’de yer alan habere göre, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’da yürüttüğü diyalog ve gündemleşen çözüm sürecinin bugün itibariyle önemli ve kritik bir noktaya geldiğini belirten KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, “İkinci aşamanın başladığı bu noktada tüm Kürt halkını temsil eden bir platformun sürece dahil olması çok önemlidir. Bu tarihsel süreçte ‘Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’nın toplanacak olması değerli bir gelişmedir” dedi.

Bu konferansın bir çözüm konferansı olarak, çözümün sonuna kadar çalışmasını sürdürmesinin, aralıklı bir biçimde toplantılar yaparak, çözüm sürecindeki gelişmeleri değerlendirmesi gerektiğini söyleyen KCK, “Konferans, Türk devlet tarafı ile Kürt tarafının yapması gerekenleri tespit edip gündeme sunarak sürece dahil olmasıyla demokratik çözümde önemli bir güç haline gelecektir. Bu çerçevede gelişecek olan konferansın halkımızın geleceğinin belirlenmesinde önemli bir rol oynayacağına inanıyor, Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’na başarılar diliyoruz,” dedi.

‘SAVCILIĞIN ROBOSKİ KARARI ÇÖZÜME DÖNÜK TUTUMUN OLUŞMADIĞININ GÖSTERGESİDİR’

Çözüm süreci çerçevesinde Kürt tarafının üzerine düşeni yaptığını ancak, Türk tarafının sorumluluklarının gereğini yerine getirmediğini söyleyen KCK, “Sürecin ruhuna ters düşen birçok uygulama ile birlikte en son Roboskî Katliamı ile ilgili sürdürülen davanın varmış olduğu düzey de bunun açık bir göstergesidir,” dedi.

“Her yönüyle bilinçli bir şekilde gerçekleştirilen bir katliam olduğu açık olmasına rağmen, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘taksirle ölüme sebebiyet vermek’ gerekçesi ile görevsizlik kararı alması ve dosyanın askeri savcılığa havale edilmesi, yapılan katliamın üzerinin örtülme çabasından başka bir şey değildir,” denilen açıklamada, “Roboskî Katliamı’na ilişkin savcılığın almış olduğu bu karar, çözüme dönük sağlıklı bir zihniyetin ve tutumun oluşmadığını da ortaya koymaktadır,” diye belirtildi.

GEZİ PARKI DİRENİŞİ

Gezi Parkı direnişi etrafında gelişen toplumsal refleks ve mücadelenin önemli bir düzey kazandığının da söylendiği açıklamada, KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı şunları kaydetti:

“Bugün, Gezi Parkı Direnişi etrafında gelişen toplumsal refleks ve mücadele önemli bir düzey kazanmıştır. 18 gün boyunca halkların ve demokrasi güçlerinin sergilemiş olduğu direniş, şehit ve yaralı vermiş olmasına karşılık başarı kazanmış ve önemli sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bu, Türkiye demokrasi tarihinde yeni bir sürecin başlangıcı niteliğinde değerli bir gelişmedir. AKP hükümetinin tekçi, otoriter, baskıcı, dediğim dedik uygulamalarına ve toplum yaşamına müdahale girişimlerine karşı gösterilen bu demokratik tepki ve çıkış Türkiye gençliğinin ve toplumunun geleceğe nasıl yöneleceğini ortaya koymaktadır. Bu olumlu ve önemli bir durumdur. Bu zeminin oluşmasında Kürdistan halkının yarattığı mücadele geleneği, Kürt halkının etkili katılımı ve Önder Apo'nun geliştirdiği yeni sürecin büyük rolü vardır. Gelinen bu aşamadan itibaren önemli olan bu toplumsal mücadele düzeyini yeni bir aşamaya taşımak ve ortak mücadele esprisini güçlü kılacak Türkiye demokrasi güçleri ile Kürt Özgürlük Hareketi’nin ortaklaşması temelinde Türkiye’yi demokratikleştirme mücadelesinde daha etkili bir performansa ulaştırmaktır.”

SURİYE’DEKİ KÜRT BÖLGELERİNE SALDIRILAR

Türkiye’nin Suriye’deki Kürtlerin kazanımlarını sindiremediğinin de söylendiği açıklamada, ”Halkımızın sağladığı bu başarı ve elde ettiği kazanımları hazmedemeyen çevreler kirli ittifaklar oluşturarak değişik düzeyde saldırılar geliştirmektedirler. Özellikle en son kendini Özgür Suriye Ordusu olarak tanımlayan bazı silahlı grupların Kürdistan bölgesine saldırısı ve Efrîn bölgesini kuşatma çabalarıyla birlikte Türk devlet güçlerinin de Efrîn’in Cindirêsê ilçesine bağlı Mele Xelîl Köyü’ne saldırması dikkat çekici bir durumdur. Görülüyor ki, Türk devleti kendisine bağlı çeteci güçlerle Rojava’daki halkımızın kazanımlarına dönük saldırı politikasından vazgeçmemiştir,” denildi.