KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Paris’te 9 Ocak'ta PKK'nin kurucularından Sakine Cansız ile Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in suikast sonucu öldürülmesi ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

ANF'nin sorularını yanıtlayan Karayılan, saldırının arkasındaki güçler konusunda iki ihtimalin olduğunu söylerken, bunlardan birinin Kürt hareketinin lider kadrolarına karşı tasfiye planları geliştiren Yeşil Ergenekon güçleri olabileceğini, ikinci bir ihtimal olarak da mevcut hükümeti aşan Ergenekon derin devlet yapılanmasının NATO Gladyosuyla birlikte bu saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceğini söyledi.

"2 YILDA, ÖYLE KOLAY KOLAY PKK'YE ÜYE OLUNAMAZ"

Paris'teki olayla ilgili olarak gözaltına alınan iki kişiden birisi olan Ömer Güney'in "2 yıldan beri PKK üyesi olduğu" iddiasını değerlendiren Karayılan, "Bu, çok baştan savma bir söz ve tespittir. Bir kişi PKK'ye 2 yılda öyle kolay kolay üye olamaz. PKK’nin Avrupa’da bu tarzda üye alma durumu yoktur. Bu bilgi yanlış bir bilgidir. Biz böyle bir kişiyi tanımıyoruz. Avrupa’daki yönetimimiz de tanımıyor. Ve hareketimizin bu isimde bir üyesi yoktur," dedi.

"ÖMER GÜNEY DERNEĞE GİDİP GELİYORMUŞ"

Karayılan, Avrupa'daki Kürt kurum ve derneklerinin topluma açık kurumlar olduğunu; Kürt, Türk, Arap ve her milletten kişilerin bu kurumlara rahat gelip gidebildiğini de belirterek, "Ömer Güney adındaki kişi de oradaki bir Kürt derneğine gidip gelen, zaman zaman bazı kitlesel-barışçıl eylemlere katılan bir kişidir. Bu düzeyde çok sayıda kişi bulunmaktadır, ancak bunlar partimizin üyesi değildirler. Henüz PKK sempatizanı bile sayılamayacak bir kişiye "üyedir" demek çok yanlıştır," dedi.

"GÜNEY'İN 'BEN PKK'LİYİM' DEMESİNİN ÜZERİNDE DURULMALI"

Karayılan, Ömer Güney adlı kişinin kendisinin PKK üyesi olduğu yönünde verdiği bilginin yanlış bir bilgi olmasının yanı sıra, verilen bu yanlış bilginin kasıtlı olduğunu, bu yüzden de daha fazla üzerinde durmak gerektiğini söyledi.

Karayılan, "askeri eğitim görmeyen bir kişinin bu kadar profesyonel bir cinayeti işlemesi mümkün değildir. Bu durumda ya söz konusu kişi oldukça eğitilmiş bir kişidir ya da cinayete katılan başka profesyonel kişiler vardır. Bu nedenle üzerinde iyi durmak ve olayın tüm boyutlarını açığa çıkarmak büyük önem taşımaktadır," diye konuştu.

"BU KİŞİNİN PKK İLE HİÇBİR İLİŞKİSİ YOK"

Karayılan bu cinayetin kesinlikle PKK'nin işi olmadığını söylediği konuşmasında, olaya "iç çatışma görüntüsü" verildiğini ve bununla da PKK'nin hedef alındığını belirtirken, "Fransız yargısından beklentimiz olayın peşini bırakmaması ve bu olayın arkasındaki güçleri açığa çıkarmasıdır," dedi.

"TÜRK DEVLETİNİN AJAN SIZDIRARAK SONUÇ ALMAYA ÇALIŞTIĞINI BİLİYORUZ"

Karayılan konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz şimdiye kadar Türk devletinin lider kadrolarımızı tasfiye etmek amacıyla içimize gönderdiği ve gelip bir üye gibi katılım yapan onlarca kişiyi açığa çıkardık ve bunların bazılarını kamuoyuna da açıkladık. Türk devletinin dışarıdan yönelimlerle sonuç alamadığı için içeriye ajan sızdırarak sonuç alma taktiği geliştirdiğini iyi biliyoruz. Şimdi bu konuda Türk devletinin böyle bir yönteminin olduğunu bilmek gerekiyor. Bunu dikkate almamız lazım. Bunları göz önünde bulundurarak Fransız yargısının ve savcısının yürüttüğü soruşturmanın sonuçlarının kesinleşmesini beklemek gerekiyor. En önemli nokta ise bu kişinin bağlantılarını açığa çıkarmak ve kimin yönlendirdiğini tespit etmektir. Bize göre, eğer bu kişi tetikçi olarak kullanılmış ise olayı kimin yaptığı ve yönlendirdiği hemen hemen kesindir."

ÇELİK VE ŞAHİN NE BİLİYOR?

Suikastın duyulmasından bir saat sonra AKP Temsilcisi Hüseyin Çelik'in "iç infazdır" açıklamasını ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "Almanya'da da benzer olayların yaşanabileceği" ifadesini değerlendiren Karayılan, "Bu kadar peşinen yargıların gelişmiş olması, bunların bir şeyler bildiği ve hedef şaşırtmaya çalıştıkları kuşkusunu güçlendiriyor. İlk saatten itibaren olaya 'iç infaz' diyerek yönlendirmeye çalışmalarının altında ne vardır? M. Ali Şahin neye dayanarak Almanya'da benzer olayların olabileceğini söylüyor. Bunların hepsi dikkat çekici şeylerdir," diye konuştu.

"ÇOK YÜKSEK BİR İHTİMAL KATLİAM 'ENTEGRE STRATEJİ'NİN BİR PARÇASI"

AKP'nin "Çok boyutlu entegre stratejisi"nden bahsettiğini söyleyen Karayılan, bu stratejinin bir boyutunun hareketin lider kadrosunu tasfiye etmek olduğunu söylerken, "Bu yüzden çok yüksek bir olasılık, Paris Katliamı’nın mevcut hükümetin yürüttüğü 'entegre stratejisi'nin bir parçası olarak gerçekleştirilmiş olması durumudur," dedi.

YEŞİL ERGENEKON VE ERGENEKON

Karayılan bu konuya dair açıklamasına şu sözlerle devam etti:

"Belki bu, son olarak İmralı’da başlatılan görüşmelerin açıklanmasının ardından verilmiş bir talimatla olmayabilir. Zaten böyle bir eylemi yapanların, bunun hazırlıklarını 1-2 haftada yapmaları çok zordur. Bu saldırı, en azından bir yıl öncesinden verilen karar ve hazırlık temelinde gerçekleştirilmiş bir saldırıdır. Yani hareketin Avrupa’daki lider kadrosunu tasfiye konsepti çerçevesinde önceden verilmiş bir karar olarak yapılmış bir saldırı olduğu ihtimali çok yüksek bir olasılıktır.

İkinci bir olasılık ise, NATO Gladiosu’nun Türk Gladiosu’yla birlikte bu saldırıyı gerçekleştirme ihtimalidir. Ki bu Gladio’nun Fransa ayağı da vardır. AKP’yi aşan ve “derin devlet” diye tanımlanan derin güçlerin Uluslararası Gladio’yla işbirliği içerisinde bu saldırıyı gerçekleştirmiş olma olasılığı da göz ardı edilemez. Her iki ihtimalde de Türk devletinin işin içinde olduğundan hiçbir kuşkumuz yoktur. Sadece mevcut hükümeti aşan ve derin devlet denilen Ergenekon’un mu, yoksa mevcut hükümetin bilgisi dahilinde gelişen Yeşil Ergenekon'un entegre stratejisi doğrultusunda mı gelişmiş bir saldırı olduğu durumu net değildir. Burada Yeşil Ergenekon ihtimali daha yüksek gözüküyor."

"ULUSLARARASI GÜÇLER İHTİMALİ GÖZARDI EDİLEMEZ"

"Bununla birlikte biz şimdiye kadar birçok kere şunu söylemişizdir: Avrupa ve Amerika Kürt sorununun çözümünü istememektedir," diye devam eden Karayılan, uluslararası güçlerin suikastte parmağı olabileceğini söyledi ve şöyle konuştu:

"Biz Avrupa’dan ve Amerika’dan yana Kürt sorununun çözümüne ilişkin herhangi bir çaba görmüş değiliz. Onlar daha çok şiddet eksenli çözüm tarzını desteklemişlerdir. Bu anlamda hep Türkiye’nin şiddet politikasını desteklemiş sürekli imkan yaratarak, operasyon, teknik ve istihbarat sunma biçiminde çatışmayı tahrik eden bir çizgiyi izlemişlerdir. Yani çözüm ve barışı değil, çatışmayı çıkarlarına daha uygun görmüşlerdir. Bu açıdan İmralı'da başlatılan görüşme sürecini sabote etmek amaçlı uluslararası bir gücün de bu saldırının arkasında olma ihtimali göz ardı edilemez."

Sonuç olarak bu olayın tetikçisini tespit etmek ve arkasındaki güçleri açığa çıkarmak bizler açısından çok önemli ve hayati bir sorundur. Özellikle şu anda Türk devletinin başlatmış olduğu diyalog sürecindeki gerçek niyetini anlamak açısından çok çok önemlidir. Bu açıdan biz olayın açığa çıkması için yapılması gereken ne varsa yapılması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyoruz.

"NE İSTENİYORSA YERİNE GETİRMEYE HAZIRIZ"

"PKK Hareketi olarak bu olayın açığa çıkması için bizden ne isteniyorsa yerine getirmeye hazırız," diyen Karayılan, "Yani Fransız devlet yetkilileri ya da ilgili savcılık kurumları istedikleri yeri soruşturabilirler, istedikleri araştırmayı yapabilirler. Bu konuda biz de kendilerine tüm olanakları sunar, her türlü kolaylığı sağlarız. Yeter ki samimiyetle olayın açığa çıkarılması hedeflensin," dedi.

OLAYIN AÇIĞA ÇIKARILMASI NEDEN ÖNEMLİ?

Olayın açığa çıkarılmasının, sürecin yönünün tayin edilmesinde önemli bir yeri olacağını söyleyen Karayılan, "Bizler öncelikle bu olayın çok boyutlu entegre stratejisi çerçevesinde mi, yoksa başka bir konsept dahilinde mi gelişmiş bir olay olduğunu öğrenmek istiyoruz," dedi.

"OPERASYONLARDA DA LİDER KADRO HEDEF ALINDI"

Karayılan bunu öğrenmek istemelerinin nedenini ise, birbirini tamamlayan olgular olduğunu söylediği konuşmasında, 31 Aralık günü Lice’de gerçekleşen operasyonları hatırlatarak, TSK'nın  bu operasyonlarında 10 PKK'linin öldürüldüğünü ve bu 10 PKK'linin hepsinin de kadro ve militan düzeyinde olduğunu söyledi.

Bunların içerisinde Numan (Ertem Karabulut)'un eyalet sorumlusu olduğunu söyleyen Karayılan, "Bizim sistemimizdeki bir eyalet sorumlusunun düzenli ordu sistemindeki karşılığı general düzeyidir. Yani Numan arkadaşımız da hedeflenecek olan lider kadroların listesinde yer alan bir kimsedir," dedi.

"TÜM BUNLAR BİR KONSEPT OLARAK İŞLİYOR"

Karayılan sözlerine şöyle devam etti:

"Şimdi 31 Aralık’ta Numan arkadaş vuruluyor, 9 Ocak’ta Sakine Cansız yoldaş vuruluyor, 14 Ocak’ta ise Medya Savunma Alanları’na dönük hareketimizin lider kadrosunu da hedefleyen çok kapsamlı hava saldırıları gerçekleştiriliyor. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde aslında bunun bir konsept olarak işlemekte olduğunu görüyoruz. Özellikle Paris gibi bir yerde işlenen bu cinayeti tertipleyenler hem hareketimize büyük bir kadrosal darbe vurmak, hem de iç çatışma gibi gösterip hareketi Avrupa zemininde hedef haline getirilmesini planlayan, daha derin bir planlamadır. Dolayısıyla bu olayın açığa çıkarılması ve netleştirilmesi, hem gerçeklerin açığa çıkarılması açısından hem de mevcut yürütülen görüşme sürecinin gidişatı açısından da büyük önem taşımaktadır."

"EĞER AKP İŞİN İÇİNDE YOKSA, ONLAR DA OLAYIN NETLEŞMESİ İÇİN UĞRAŞMALI"

Karayılan, "Eğer AKP bu işin içinde yoksa o zaman o da bu olayın netleştirilmesi için imkanlarını açmalı ve etkisini kullanmalıdır. Çünkü mevcut gidişat AKP’yi göstermektedir. Bu açıdan bu olayın açığa çıkartılması mevcut durumların netleştirilmesi için çok önemli bir durumdadır," dedi.