"KCK Ana Davası"nda savunma yapan DBP eski PM üyesi Çimen Işık, bu davanın Kürtleri siyasetten men etmek için hazırlanmış bir komplo olduğunu savundu.

Işık, "İddianame, FETÖ'cüler tarafından hazırlandığı için hakkımdaki iddialara cevap vermeyeceğim. Eğer cevap verirsem bu komplonun bir parçası olacağım" dedi.

Diyarbakır'da 2009 yılında "KCK" adı altında yapılan operasyonlarda aralarında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) eşbaşkanları Hatip Dicle, Leyla Güven, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile tutuklu belediye eşbaşkanları Fırat Anlı ve Ahmet Türk'ün de bulunduğu 156 Kürt siyasetçi hakkında açılan "KCK Ana Davası"nın 66’ncı duruşması Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Dihaber'de yer alan habere göre duruşmaya, başka davalardan tutuklu DBP eski PM üyeleri Turan Genç, Pero Dündar, Çimen Işık, Olcay Kanlıbaş, DBP eski Diyarbakır İl Eşbaşkanı Ali Şimşek, DBP Diyarbakır İl Yöneticisi Celal Yoldaş ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar katılırken, avukatları da hazır bulundu. Duruşmaya, Fırat Anlı ve eski Kızıltepe Belediyesi Başkanı Ferhan Türk'ün bulunduğu çok sayıda sanık tutuklu bulundukları cezaevinde SEGBİS üzerinden katılırken, Ahmet Türk hastaneye götürüldüğü için duruşmaya katılamadı. Duruşmayı, DBP ve HDP il yöneticileri ile sanıkların aileleri de izledi. 

FIRAT ANLI MAHKEMEYE GETİRİLMEK İSTEDİ

Geçen yıl Ekim ayında görülen duruşmada, Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in dava dosyalarının birleştirme kararı alınmıştı.

Yoklamanın okunmasıyla başlayan davada, gelen evrakların okunmasına geçildi. Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu olan Fırat Anlı, SEGBİS üzerinden savunma yaptı. Anlı, Kürtçe savunmasında, "Adil, hukuki bir yargılama ve bu davada gerçeklerin ortaya çıkması için savunmamı mahkeme huzurunda yapmak istiyorum" dedi. 

ANLI’NIN TALEBİNE ‘KHK’ YANITI

Mahkeme başkanı, son yayınlanan KHK ile daha önce ifade veren sanıkların SEGBİS üzerinden duruşmada ifade vereceği yönünde yasal düzenleme yapıldığını hatırlatarak, Anlı'nın duruşmaya katılması yönündeki talebi reddetti.

Anlı'nın talebini yenilemesi üzerine mahkeme başkanı, "SEGBİS üzerinden ifade verileceği konusunda yasal düzenleme var. Eğer burada savunma yapmazsanız savunma yapmış kabul edeceğiz. Savunma için süre vermeyeceğiz" uyarısında bulundu. 

Duruşmaya, SEGBİS üzerinden katılan Ferhan Türk de, "Dosyamız Diyarbakır'da olmasına rağmen bizim burada olmamız hukuki değil" diye belirtti. Bu sırada söz alan avukatlar, savunmaları hazır olan sanıkların ifadesinin alınması yönünde talepte bulundu. Talebi kabul eden mahkeme, savunması hazır olan sanıkların ifadesine geçti. 

‘KÜRT KADINLARI YARGILANIYOR’

Davada, "Örgüt yöneticiliği" ile suçlanan DBP eski PM üyesi Çimen Işık, davanın esası hakkında savunmasını Kürtçe yaptı. Işık savunmasında şunları söyledi: 

“Yaklaşık 8 yıldır yargılandığımız davada, siyasi ve demokratik alanda yaptığımız çalışmalar terörizm ve bölücülük olarak gösteriliyor. Bu davada Kürt kadınları yargılanmaktadır. Bir halkın tarihten gelen varlığı tanınmıyor. Bir halkın dili, kültürü ve siyaseti yasaklanıyor. Bu davanın 3 bin sayfasında benden bahsediliyor ancak kadın kimliğim tanınmamaktadır... Bu dava siyasi bir davadır.

Mahkemeye ulaşan FETÖ iddianamesinde de var. Bu dava Kürtleri siyasetten men etmek için komplo ile hazırlanmış. Biz hakikatin ve hukukun ortaya çıkması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizi gözaltına alanlar, tutuklayanlar, yargılayanlar şu anda FETÖ'den tutuklu. Bunlar bu davada, hukuka göre değil cemaatin çıkarları doğrultusunda çalıştılar. Mahkeme ve iddia makamı bu davanın siyasi olduğunu bilmesine rağmen bu davayı devam ettiriyor. Tutuklu olduğum günden beri bu dava siyasi bir dava olduğunu yargılananların kişiler değil Kürtler yargılanıyor dedik. Bu yargılama hukuk ve adalet için bir sınavdır. Umarım siyasi değil hukuki bir sonuç çıkar. İddianame, FETÖ'cüler tarafından hazırlandığı için hakkımdaki iddialara cevap vermeyeceğim. Eğer cevap verirsem bu komplonun bir paçası olacağım. Bunun parçası olmak istemiyorum.

KİM HAKKINI SAVUNUYORSA TERÖRİST SAYILIYOR

Bütün insanlar onurlu bir yaşamı hak ediyor. Onurlu bir yaşam için kimliğim, dilimin ve kültürümün tanınması gerekiyor. Devlet karşısında kim hakkını savunuyorsa terörist sayılıyor. Kabul etmeme, eleştirme ve karşı çıkma terörizm olarak gösteriliyor. Eğer ben kendi Kürt kimliğimi inkar etseydim bugün burada yargılanmazdım. Milliyetçilerin bu ülkede yaşayanlarla ilgili düşünceleri var. 'Kürt isen bölücü, sosyalistsen yıkıcı, Sünni ise gerici. Şu anda gerici olanlar iktidardı.

BANA CEZA VERİN AMA DAVA TARİHTEKİ YERİNİ ALACAK

Bir feministim, kadın hakları mücadelesini veriyorum. Kadınlar mücadelelerini sürdürdüğünde ya öldürülmüş ya recm edilmiş ya da yakılmışlardır. Kadın kimliği konusunda mücadelemi sürdüreceğim. Bu ülkede barış ve kardeşliği savundum. Herkesin bir arada eşit şekilde yaşaması için siyaset yaptım. Kendi hakkını savunmak terörizm ise ben de teröristim. Bana ceza verin, vermeyin demeyeceğim. Bu dava tarihteki yerini alacaktır."