Mehmet Lütfü Özdemir

Yeryüzüne rahmet olup gelen, sevgisi v merhameti sonsuz kadınların yeniden dirildiği gün..

Çocukluğum kadınlarla geçti.. Emekçi, işçi, garip, yoksul, hülasa ezilen v direnen kadınlar gördüm.. Galiba dünyanın en şanslı insanlarından biriyim.. Kadınları tanımakla başladığım yaşam serüvenimde karşıma çıkan tüm kadınlarda doğanın kendisini gördüm. Bu kadınlar kimi zaman annelerim, kimi zaman kız kardeşlerim, kimi zaman can’anlarım, kimi zaman öncülerim, kimi zaman önderlerim, kimi zaman yol haritam, kimi zaman bilgelerim olarak karşıma ya bir insan ya bir kitap ya bir fikir olarak çıktılar; kimi zaman dost, kimi zaman bir yoldaş, kimi zaman hakikat v tüm zamanlarda aşk olarak aşkın ta kendisi olarak gördüm, bildim v tanıdım kadınları..

Annem v ikisi benden büyük üç kız kardeşim en yakınımda olanlardı.. Yaşamımdaki ilk direnişim v ilk isyanım oldu bu kadınlar.. Hep kavgalarla geçen zamanlarda, kimilerini insanlık çizgisine çekme gayretlerimi, azmimi v cesaretimi kadınlardan öğrendim.. Paylaşmayı, dayanışmayı, korumayı, sevmeyi; özgürlük şarkılarını, özgürlüğü bana ilk gösteren kadınlar oldu..

Ve bazı zamanlar oldu, özel kadınlar gördüm kıyamda olan; o kadınlar Reyhanlı, Roboski, Gezi, Soma, Amed, Suruç v Ankara’da dua olup rahmet beddua olup ah taşıyorlardı yeryüzüne.. Kimileri işitmedi annelerin ahlarını, dualarını, isyanlarını v çığlıklarını..

Kurdistan’dan, Kudüs’ten, Şam’dan, Bağdat’tan, Libya’dan, Tunus’tan, Mısır’dan, Nijerya’dan, Afganistan’dan, Gazze’den, yükselen feryatları, figanları, çaresizlikleri, bekleyişleri, bedduaları v ölümleri kimseler işitmedi, görmedi ama acıları hep kadınlar yaşadı v yaşamaya devam ediyor..

Annelerin duaları hiçbir zaman televizyonlardan yayınlanmadı! Annelerin v çocuklarının neler çektiğini kimileri göremedi! Kadınları televizyonlarda hep güçsüzlük içinde gösterip durdular.. Kadınlar dövülen, tecavüz edilen, katledilen, sürülen, yoksul bırakılan, gasp edilen oldular hep..

* * *

Kimi annelerim hiç bilmez siyaseti, politikayı, edebiyatı.. Kimi annelerim ötekileştirir durur, kimisi faşiste v zalime bilmeden destek olur, kimi düşünmez, kimi akıl etmez.. Kimi annelerim de anarşist olur, kendi olur, yaşam olur, can olurlar.. Ben annelerim arasında hiçbir zaman ayrım yapmadım ama bazı anneler bu ayrımı çok yaptı!

Egemenlerin yaşam tarzı tarafından bilinçsizleşen annelere de gerçek yaşam tarzını göstermek v öğretmek; ezilen annelerimin gayretlerinde kendini açığa çıkarmış v çıkarmaktadır.

Özgür kadınlar v anneler, egemenler safında saf saf gezen cahil anneleri de özgürleştirip dünyayı yeniden Hakk’ın nefesiyle buluşturmalıdır.. Kadın olmak demek, toplumsal cinsiyeti aşmak, özel mülkiyetten uzaklaşmak, paylaşmak, dayanışmak ve gerçekten özgür olmak demektir.. Bedenen nasıl göründüğü önemli değildir, bu bağlamda kadın olmak bir bilinç işidir.

Dolayısıyla, kadın görünümünde bilinci erkek, eril v ataerkil olan dişiler de var dünyada; iktidarcı, gaspçı, mülkiyete tapan, cinsiyetçi bir dişi; görüntü de dişi olsa da kadın olamaz! Kadın olmak bir bilinç işidir, en azından benim kadınlıktan anladığım bu v bu bağlamda kadın kavramını cinsiyetsizlikle eşdeğer görmekteyim; kadın olmak cinsiyetsiz olmaktır.. Bu durum, kadın olmak ya da kadınlık bilinci yani özgür kadın bilincine mahsus bir bakış açısıdır.

Özgür kadın bilincinin baktığı yerden değerlendirme yaparsak; kadınları dişi olmaktan, karı olmaktan, bacı olmaktan, ezilmekten, hor görülmekten, sosyolojik v tarihsel aşağılanmadan kurtaracak olan yine özgür v iktidarı reddetmiş bir güce sahip olan adil ve merhametli kadınlar, kadın bilinci olacaktır..

Benim dünyanın her yerinde annem var.. Bazıları direniyor, bazıları katlediliyor; fakat ben annelerimi ayırmazken annelerimin bazıları bazı annelerime karşı iyi davranmıyor v birbirleriyle ilgili olmadık dedikodular yapıyorlar.. Bazı anneler çocuklarını militarist v kapitalist v sömürgeci yetiştiriyor.. Bazı anneler devlete, iktidara, bilgiye, servete tapıp Hakk’tan v hakikatten uzaklaşıyorlar.. Bazı anneler hiç anlamasa da, ben ezilen annelerimin yanında olmayı tercih ediyorum! Ben tüm annelerimin özgür bir yeryüzünde sınıfsız, sınırsız, savaşsız, sömürüsüz v saldırısız yaşamasını istiyorum..

Dinleyin anneler, kadınlar.. Siz, fazlasıyla ezen v egemen olan bir sistemin medyasına inandığınızdan, modern hayatın putlarına tapmaktan vazgeçmediğinizden dolayı v yine aslında neyin ne olduğunu çok iyi bilip, kaybedeceklerinizden dolayı, gerçeğin üstünü kapatıyor, gerçeği görmekten kaçıyorsunuz.. Hakikat elbet bir gün her şeyin üstesinden gelecek.. Bu kafirce yaşantıyı size dayatıp kalplerinizi mühürleyen sisteme karşı olmadığınız her an; gözleriniz olsa da görmeyecek, kulaklarınız olsa da işitmeyecek, dilleriniz olsa da Hakk’ı söylemekten çekineceksiniz! Sadece buradan bakınca bile asıl kaybeden ezilen anneler değil, asıl kaybedenler onları katleden v katledenlere çanak tutanlar gerçeğidir.

* * *

Cizre'de bir anne vardı.. Annelerimden sadece biriydi.. Annem gibi sevmişti beni..  Bir kolu yoktu ama yemek yapmıştı bir akşam vakti.. Yemekten sonra sofrayı toplamama kızmıştı ama yapacak bir şey yoktu, sofrayı kaldırmasına yardım etmiştim, kızması dahi güzeldi açıkçası.. Ben orada sadece misafirdim.. Tanrı misafiri.. Bir gün gelirsen kapımız sana hep açık demişti.. Bu diyaloglar v misafirliğim üzerinden yıllar geçti.. Cizre’de neler olduğunu sadece gerçeği görmek isteyenler v yeryüzünde direnen insanlar biliyor.. O anneden hiç haber alamadım! Ben şimdi annemin yanına Cizre’ye gidemiyorum.. Onun orada yaşayıp yaşamadığını da bilmiyorum.. Bir gün gelirsen, dedi ama o ev hala yerinde midir bilmiyorum!!

Bir kadın yoldaşım şöyle demişti, “Sadece ‘ezen-ezilen çelişkisi’ üzerinden bakarak hareket etsek dahi varacağımız pratikler hep ezilenlerin yanı olmalı! Aslında başka bir şeye de bakmaya gerek  yok; yani sadece ezilen olduğu için her zaman mazlumların yanlarında olmalıyız!! Gücümüz olursa ‘ezen-ezilen çelişkisi’ni de kaldırırız!!” Özgür kadın yoldaşlarımın politik duruşlarının temelinde yer alan bakış açısı işte budur; her zaman net, dürüst v doğru, Hakk’tan v hakikatten yanadır bu kadın bakışı..

Hazırlanın kadınlar.. Özgürlüğe kanat çırpmaya hazırlanın.. Bu çağ sizin çağınızdır kız kardeşlerim, yoldaşlarım, annelerim.. Biz bu dünya da özgürce, eşit v adil bir yaşamı isteyen Allah’ın kullarını, çocuklarını destekleyin.. Destekleyin ki yeryüzüne barış, dünyadaki tüm barikatlardan yükselen isyanlarla gelsin.. Aşk ile yükselen bu isyanlarımızı, Cumartesi annelerine, Taybet anaya, Suruç katliamında katledilen annelere, Ankara’da katledilen annelere, kadınlara, çocuklara v bebeklere adıyoruz. Hazırlanın kadınlar kıyama kalkıyoruz.. Olursa kadınların devrimi olur; o devrimde yaşamın ta kendisi olur..

Direnen tüm kadınlara v çocuklara, selam v saygılarımla..

Venceremos..