Kadıköy İskele Meydanı'nda "Gezi'den Lice'ye barış için mücadeleye" sloganıyla düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü Mitingi'nde on binler, “barış için mücadele” dedi.

Sinevizyon gösterimi ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşu ile başlayan mitingin açılış konuşmasını Tertip Komitesi adına İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe yaptı.

"Bu ülkenin onuru, rengi namusu adına barış için bu alanı dolduranlar hepiniz hoş geldiniz. Bugün 1 Eylül barışa dayanışmaya özlemimizi haykırmak için sokaklara çıktık" diyerek, alandaki kitleyi selamlayan Efe, Gezi Direnişinde yaşamını yitirenleri andı.

EFE: BARIŞIN KAZANILMASI SORUMLULUĞU OMZUMUZDA

Gezi direnişinin özgürlük ve adalet uğruna yürütülen mücadelelerinin hiçbirisinin boşa gitmeyeceğini gösterdiğini ifade eden Efe, "Yaşanan bu karanlıktan halklar sorumlu değildi. Barış AKP'ye emanet edilemeyecek kadar ciddi bir meseledir. Barışın kazanılması sorumluluğu omuzlarımızdadır" dedi.

Ardı ardına katliam haberleri geldiğini anımsatan Efe, "Halklar ve inançlar için nefret tohumları ekilmeye çalışılıyor. Bugün coğrafyamız kanıyor halklar barışa ve kardeşliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyor. Yanı başımızdaki savaşı kışkırtan Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Davutoğlu savaşa çağrı yapıyor. Halkların hayatlarını riske atıyor. Yapılacak askeri müdahaleler Suriye'deki savaşın Ortadoğu'yu ateş çemberini haline gelmesi riskini arttırıyor" dedi.

Kürt sorunun çözümü açısından da kritik bir eşikten geçildiğini söyledi. Efe, "Gerillaların sınır dışına çekilmeye devam etmesine rağmen devletin tavrında değişim söz konusu değil. Başbakan hala yüzde 10 seçim barajına sığınıyor. Hala Kürt sorunu yok çizgisindeler. Anadilde eğitim hakkı hala büyük bir taviz gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Hükümetin Kürt sorununda tutarsız politikası Rojava'da katliama dönüşüyor" diye konuştu.

ÖNDER: BARIŞI HALKLAR SAĞLAR

Efe'nin ardından söz alan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de kitleyi selamlayarak, "Savaşa devletler hükümetler ordular karar verir onların niyeti budur ama barışı halklar yoksullar emekçiler sosyalistler sağlar. Bize bunu açık şekilde gösteren Gezi direnişinde hayatını kaybeden yoldaşlarımızı selamlıyorum. Sizin hesabını sormazsak, bu dünya bize haram olsun" dedi.

TÜZEL: DİRENİŞLE KAZANACAĞIZ

HDK adına konuşan İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, barış kavramının sadece bugüne sığdırılabilecek bir şey olmadığını belirterek, "Yıllardır bedel ödeyen başta Kürt özgürlük mücadelesi veren halkımız olmak üzere tüm halkımızı bunu çok iyi biliyor. Bugünkü mitingimiz savaş isteyenlere yanıttır" dedi.

Tüzel, "Ne dünya efendisi Amerika'dan ne peşinden Osmanlı hayali ile gidenlerden zerre kadar beklentimiz yok. Barış bizim mücadelemizle gelecek. Haziran ayında tüm halk ayaktaydı. Geleceğine sahip çıktı. Bu direnme geleneği ile halkların barışını da kazanacağız. Bu buluşmamız önemli. Gezi şehitlerine sahip çıkan halklar 1 Eylül ile yeni bir mücadelenin adımlarını atacak" dedi. Tüzel, sözlerini "An azadi an azadi" diyerek tamamladı.

Mitingde DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu da bir konuşma yaptı. "Savaşı biz emekçiler durdurmalıyız, çünkü savaşta biz ölürüz. Savaş ortamında, ırkçılık pompalanan ortamda emeğe karşı savaş yürütülür. Bugün bu ülkeyi taşeron cumhuriyetine çevirmeye çalışan AKP iktidarının yaptığı emekçilere açık bir savaş ilanıdır. Roboski'de 13 yaşındaki çocuklara bomba yağdıranlarla, fabrikalarda, madenlerde, tersanelerde, atölyelerde gencecik işçilerimizi ölüme sürenler aynıdır. Savaşı durduracağız, barışın ve kardeşliğin ülkesini kuracağız" dedi.

GEZİ AİLELERİ ALKIŞLARLA KARŞILANDI

TMOBB adına konuşan Süleyman Solmaz da savaş yanlısı "Mazlum halklarla dayanışma duygusu içindeyiz. Özgür bir dünya için el ele veren Gezi ruhuna selam olsun. Hepimize kolay gelsin" şeklinde konuştu.

Barış İçin Kadın Girişimi'nden Seher Kalkan, "Yıllardır savaşa ve erkek egemen şiddete karşı mücadele ediyoruz. Her savaşta biz kadınlar en çok mağdur olduk. Aynı zamanda en çok örgütlenen en çok sokakları dolduran da biz kadınlar olduk. Biz kadınlar barış için hep ısrar ettik. Şimdi de ediyoruz. Biz kadınların barış ısrarı barış mücadelesini güçlendirir. Kadınları sürece katmayan barış sürdürülebilir olmaz" diye konuşurken, Gezi tutsaklarının aileleri platforma çıkarak kitleyi selamladı. Aileler kitle tarafından alkışlarla, ıslıklarla karşılandı.

DEMİRTAŞ: KADINLARIN KATLEDİLDİĞİ BİR YERDE BARIŞ OLMAZ

Son olarak sahneye BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş çıktı. Halk Demirtaş'ı "Kürdistan seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla karşıladı.

Demirtaş da kitlenin selamına, "Bugün gönül isterdi ki gerçekten bir kutlama ruhu ile 1 Eylül'ü karşılayabilseydik. Ne yazık ki bir festival havasında karşılayamıyoruz. Hem ülkemizde hem de sınırların ötesinde halkların birbirine kırdırılması dünyanın bütün emperyal güçlerinin hevesleri nedeniyle coşku ile kutlayamıyoruz. Ama bugün savaşa dur diyen bu irade barışı getirecek olan iradedir. Bir gün 1 Eylül'ü bayram gibi kutlayacaksak bunun teminatı sizlersiniz. Asıl biz sizlerle gurur duyuyoruz" şeklinde karşılık verdi.

DÖKH üyesi Nazliye Sincar'ın katledilmesini lanetleyen Demirtaş, "Kadına yönelik şiddet ve kadın katliamları 1 Eylül Barış Günü'nde en önemli meselemiz olmalı. Kadınların katledildiği bir ortamda hiç kimse barıştan söz edemez. Kadını boyun eğdirilmesi gereken olarak gören zihniyet bu topraklarda barınamayacak. Bunun adı şeref namus olamaz. Bunun adı namussuzluktur, şerefsizliktir. Erkeklik duygusu ile cinayet işleyen zihniyetten insanlık çıkmaz. Yüz yıllık işgalciye boyun eğeceksin, işgalciye başkaldıran kadını katledeceksin. Bunun adı şerefsizliktir. Kadının yürüttüğü mücadele barışın teminatıdır" diye konuştu.

‘BU ÖLÜMLER HEPİMİZİN’

Demirtaş, Gezi direnişinde yaşamını yitirenleri anarken, Gezi tutsakları için de özgürlük istedi. "Bugün savaşa karşı el ele vermemiş olsaydık şu an savaşın içinde olacaktık. Bunu siz durdurdunuz" diyen Demirtaş, yüreği barışla atan herkesin barışı kalıcılaştırmak için el ele vermesi gerektiğini ifade etti.

Gezi ve Lice'deki direniş ruhunun buluştuğuna dikkat çeken Demirtaş, bunu her süreçte devam ettirmek gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin dış politikasına dönük de eleştiriler yönelten Demirtaş, "Hükümet suni bir politika izlemek yerine halkların demokratik haklarını savunsaydı, bugün Suriye bu hale gelmezdi ama onlar kendilerine yakın olanları toplantılara davet ettiler. Ceplerine para, ellerine silah verip Suriye'de savaştırdılar. Mezhepleri birbirine karşı öfkeyle karşı karşıya getiren politikaları desteklediler" diye konuştu. Hükümete seslenen Demirtaş, "Gelin beraber bombalayalım demekten utanmıyor musunuz?" diye sordu.

AKP'ye oy verenlere de seslenen Demirtaş, "Bakın AKP ne yapıyor? Mısır'da Arabistan ile iş tutarken, ABD ve İngiltere ile anlaşma yapıp müdahale edelim diyorlar. Niye oy verdiniz? İslami hassasiyetleri var, vicdanlı olur dediniz. Hesabını sormalısınız. Roboski'de Gezi'de Lice'de sormadınız, şimdi sormalısınız. Biz size bu yüzden mi oy verdik demelisiniz. Ortadaki ölüler hepimizin ölüsüdür. Kimyasalla ölen de, Gezi'de ölen de, Lice'de ölen de bizim ölümüzdür. Mısır da ölen de bizim ölümüzdür. Yoksa bizi bir yüz yıl daha savaştıracaklar" diye konuştu.

‘SANDIĞIN HESABINI YAPARSAN…’

Başbakan'ın kendisini kastederek, "PKK'lilerin adresini versin" sözlerine tepki gösteren Demirtaş, "PKK'nin adresi belli, mekabın üstünde, gökyüzünün altında yaşıyorlar. Sen şimdi konuyu değiştirip çarpıtmak yerine, çetelerin desteklenmesi ile ilgili sorumluluğunu yerine getir" dedi.

Demirtaş, Başbakan'a seslenerek, "Rojava devrimini selamlayabiliyor musun? Şimdi buradan nasıl bir kardeşlik çıkacak? Biz sınırları kaldıralım diyoruz. Sen hala oradaki devrimi nasıl boğabilirim hesapları yapıyorsun. Siz hala sandığın hesabını yaparsanız, gün gelir sandığı da alırlar kafanıza geçirirler" dedi.

"Biz Türkiye ve Kürdistan'ın barıştan yana tüm güçleri bu fotoğrafı koruyabildiğimiz anda Türkiye'nin rotasını savaştan yana kırmak isteyenleri durdurabiliriz" diyen Demirtaş, her günü 1 Eylül ruhu ile alanları doldurma sözü ile konuşmasına son verdi.

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın konuşmasının ardından Agire Jiyan sahne aldı. Grup tarafından söylenen şarkılar eşliğinde kitle halaylar çekti. Agire Jiyan'ın ardından ise Erdoğan Emir sahne aldı. Emir'in ardından Grup Vardiya'nın dinletisiyle miting sona erdi. (ANF)