Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel’in soruşturmadaki ısrarı üzerine sonunda Jandarma Genel Komutanlığı JİTEM’in varlığını kabul etti...

Güya JİTEM Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde, İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay’a sorulmadan kurulmuş...

Ve yine güya 1990’ların sonunda lağvedilmiş...

Haberi okuyunca, Türkiye Cumhuriyet’ine ‘devlet’ derken, buraya iltifat ettiğimizi düşündüm.

***

 Katil sürülerinin, cinayet şebekelerinin cirit atmakla kalmayıp bir de olağanüstü koruma gördükleri ve Meclis tarafından soruşturulamadıkları bir devlet...

Nereden mi çıkarıyorum?

Bu konuda en yetkili ağızlardan biri sayılması gereken Susurluk skandalından sonra devletteki derin çeteleşmeyi ortaya çıkarmak için kurulan TBMM Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış’ın beyanından.

Bakın ne diyor:

“Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman, ‘JİTEM diye bir şey olmadığını’ söyledi. Ama JİTEM’in icraatları ortadaydı. Genelkurmay Başkanlığı, birçok faili meçhul cinayete ismi karıştığı iddia edilen Kocaeli Jandarma İl Komutanı Albay Veli Küçük’ün komisyona bilgi vermesine gerek olmadığına karar verdi.”

***

Türkiye kamuoyu, Orgeneral Teoman Koman adını Hizbullah sırra kadem bastığında, bir kez daha yeniden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ağzından duydu...

32. Gün programında, Hizbullah’ın birileri tarafından PKK ile mücadele edecek bir örgüt gibi takdim edildiğini ifade eden Arınç, “Hizbullah’ın neden kurulduğuyla ilgili birisine bir soru sorulacak olursa bu başta Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman’dır” diye konuşmuştu.

***

Orgeneral Teoman Koman çok ilginç bir kişi...

29 Ağustos1988 ile 27 Ağustos 1992 tarihleri arasında MİT Müsteşarlığı yapmış...

Ardından Orgeneralliğe yükselmiş...

28 Şubat’a giden süreçte Jandarma Genel Komutanı...

1997 yılında bu görevden emekli olmuş...

***

Ancak Teoman Koman’ın da 28 Şubat’taki darbeci generallerin birçoğu gibi biyografisinde yer almayan gizli bir mesleği daha var: Bankacılık...

TBMM Susurluk Komisyonu’na posta koyarak ifade vermeye gitmeyen, Veli Küçük’ün burada sorgulanmasına mani olan Org. Koman, banka patronlarının yanında saf tutmakta bir mani görmemişti.

Bankaların sahipleri tarafından soyulduğu dönemde, Teoman Koman emekliliğinin ardından Cavit Çağlar’a ait İnterbank’ta yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak göreve başlamıştı...

O dönem, iflas eden bankalar arasında bulunan İnterbank etrafında dönen olayları ve dava dosyasını yeniden dikkatle inceleyecekler, Teoman Koman için çok şaşırtıcı başka bilgilere de ulaşacaktır... Şu kadarını anımsatmakla yetineyim: Davanın görüldüğü Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi, İnterbank’tan yurtdışına kaçırılan 1 milyar dolarının izini buldu ve davanın sanıklarının ABD’deki hesaplarına ve malvarlıklarına el konulması talebiyle ABD resmi makamlarına başvurdu. Hesaplarına ve malvarlıklarına el konulması istenen sanıklar arasında Çağlar’ın yanı sıra Teoman Koman da bulunuyordu.

Ben kendisini, bu dönemde müflis patronuna ait bir TV kanalında karşısındaki gazetecilere ‘yargısız infazların doyuma ulaştığı için durakladığını’ fütursuzca beyan eden haliyle anımsarım... Şaşkınlık ve öfke karışımı bir duyguyla, buranın devlet olmadığını o sırada bir kez daha anlamıştım...

O televizyon röportajı yeniden yayınlansa ne iyi olur, 28 Şubat’ı da, Teoman Koman’ı da bir kez daha çok daha iyi görmüş oluruz...

***

JİTEM davası Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yürüyor...

Birinci Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de JİTEM’in peşinde...

Mahkemeler ve savcılar JİTEM ile ilgili daha fazla bilgi edinmek istiyorlarsa en doğru adres Org. Teoman Koman’dır...

Üstelik ortada Hizbullah ve soyulan bankalar gibi bonuslar da var...

Onca yıl durdunuz, ortalıkta bunca şahit ve belge var iken şimdi durmanız acep nedendir?