Almanya'daki müsabakada orta sıklet kıtalararası şampiyonu olan ve karşılaşmanın gelirinin büyük kısmını Sur, Cizre ile Nusaybin'e bağışlayan, şampiyonluğu kazandığı eldivenleri de HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a veren Dersimli boksör İsmail Özen, kazandığı başarılara karşın Türkiye'de ‘görmezden' gelinmesinden şikayetçi olmadığını ifade etti. 

İsmail Özen, “Türkiye'deki basın henüz beni linç etmekle meşgul. O basın kuruluşları bir kıyıma taraf olmuşlar, onu savunuyorlar. Buralarda yayınlanmamak daha da anlamlı. Gerçek halklar benim yanımda” dedi.

BirGün'den Hüseyin Şimşek'e konuşan Özen'in açıklamalarından bazı bölümler şöyle: 

‘GERÇEK HALKLAR BENİM YANIMDA'

* Türkiye'deki medyanın büyük bir kısmı size ambargo uyguluyor. Karşılaşmalarınızı yayınlamıyor, başarılarınızı haberleştirmiyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Basının beni görmezden gelmesinin sebebi Kürt kimliğimin ön plana çıkmasıdır. Türkiye'de barıştan ve kardeşlikten bahsettiğinizde terörist ilan edilirsiniz. Biz de devamlı bu kelimeleri kullanıyoruz ve kullanmak da zorundayız. Türkiye basınının müsabakalarımı ve başarılarımı yayınlamaması çok fazla önem verdiğim bir durum değil. Dünyaca ünlü birçok gazetede, dergide ve televizyonda haberlerim, röportajlarım yayınlanıyor. Bu ekstra bir gurur kaynağı benim için. Türkiye'deki basın henüz beni linç etmekle meşgul. O basın kuruluşları bir kıyıma taraf olmuşlar, onu savunuyorlar. Buralarda yayınlanmamak daha da anlamlı. Gerçek halklar benim yanımda.

* Almanya'da doğup büyümenize karşın yine de ülkenizde yaşananlara sessiz kalmıyorsunuz.

Ben, Dersimli bir sporcuyum, Kürt kimliğimle ön plana çıkıyorum ve bundan da gurur duyuyorum. Bir insan hiçbir zaman kendi özünden ve kültüründen uzak kalmamalı. Benim için halkımızın desteği büyük mutluluk. Sosyal medyada olsun Almanya'da doğrudan olsun, bunu görebiliyoruz. Bu beni motive ediyor. Acılarımı ve sevinçlerimi paylaşıyorlar. Elbette böyle bir durumda yaşanan hiçbir kıyıma sessiz kalamam.

‘MAYIS SONUNDA TÜRKİYE'DEYİM'

* Yakın zamanda Türkiye'ye gelmeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye'ye gelmek şu süreçte bir risk. Bunun farkındayım. Beni Türkiye'ye alıp almayacakları bile belli değil. Söylemlerim, kişiliğim, yaptıklarım ülkeyi yönetenleri rahatsız ediyor. Buna rağmen Türkiye'ye geleceğim. Rojava Derneği'ne bağışladığım eldivenlerin ardından yapılan bağışların sonuçları ve eldivenleri kazananlara takdim etmek için Ankara'ya ve Diyarbakır'a Mayıs ayı sonunda bir ziyaret gerçekleştireceğim. Bu ziyaret öncesinde çok heyecanlı olduğumu da ifade etmek istiyorum. Rojava Derneği'nin etkinlikleri sona erdikten sonra Sur, Cizre, Nusaybin gibi yıkıma uğratılan kentlere gideceğim. Bu topraklar benim için çok önemli. Birkaç günlük ziyaretimin ardından Almanya'ya dönerek çalışmalarımı sürdüreceğim. Temmuz ya da Ağustos ayında ise memleketim Dersim'e gideceğim.

‘TÜRKİYE ÇOK KARANLIK BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR'

* Türkiye'de yoğun bir takipçi kitlesi edindiniz. Onlara ne mesajlar vereceksiniz?

Türkiye'deki dostlarımızın orada yaşanan olaylara karşı çok duyarlı olmaları gerekiyor. Birbirleri ile dayanışma içerisinde olmalılar. Yanı başlarında yaşanan savaşa kulaklarını tıkamamaları gerekiyor. Türkiye çok karanlık bir dönemden geçiyor ve karanlık bir düzenle yönetiliyor. Bundan yıllar önce bir Dersim katliamı yaşandı ve etkisi halen devam ediyor. Şu anda da o katliamı aratmayacak bir dönemden geçiyoruz. Bu durum önemsenmeli. Katliamlara karşı birer ses olmalıyız. Halkımıza verdiği destek için teşekkür ediyorum. Beni desteklemeye devam etsinler, onlara sunacağımız daha çok başarı var.