DİYARBAKIR - Uzun bir süredir "İnisiyatif Hazırlık Kurulu" tarafından kuruluş ve ilan hazırlıkları yapılan Hak, Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi (Azadi İnisiyatifi) genel kurul toplantısını Diyarbakır'da gerçekleştirdi.

 

Toplantıya Türkiye'nin yanısıra Irak'tan da din alimleri, medrese seydaları ve kanaat önderleri katıldı. Salona Şeyh Said'in posteri asıldı.

 

Uzun çalışmalar sonucunda İnisiyatif’in partileşmesi bekleniyor. Azadî adı, 1925 Şeyh Said Kıyamı’nı örgütleyen Azadi Örgütü’nden ilhamla benimsenmiş.

 

Öncülüğünü Av. Sıdkı Zilan'ın yaptığı Azadi İnisiyatifi'nin genel kurul toplantısı iki gün sürecek. Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Ofis semtinde bulunan Prestige Otel'de düzenlenen genel kurul toplantısına Kürt yazarlar ile değişik ülkelerden çok sayıda kişi katıldı.

 

Kur'an-ı Kerim ve Kürtçe meali ile başlayan genel kurul toplantısı, dualarla devam etti. Ardından Azadi İnisiyatifi adına Adem Özcaner açıklamalarda bulundu.

 

Özcaner, uzun süredir üzerinde çalıştıkları ancak son bir yıldan beridir inisiyatif hazırlık kurulu tarafından aktif bir şekilde hazırlıklarını yaptıkları Hak, Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi'nin (Azadi İnisiyatifi) kuruluş ve ilan toplantısını gerçekleştirmek için burada toplandıklarını söyledi. Özcaner, "Kürdistan'ın ve Türkiye'nin değişik illeri ile birlikte çeşitli ülkelerden katılımcılarla birlikte 2 günlük toplantıda Azadi İnisiyatifi için kamuoyuna sunmak üzere oluşturduğumuz deklarasyon ile amaç hedef ve ilkeleri oluşturacak mutabakat metni tartışılacak ve değerlendirilecek. Daha sonra mutabakat sağlanan bu metinler Pazar günü saat 11.30'da bu salonda kamuoyu ile paylaşılacak" dedi.

 

Toplantı daha sonra basına kapalı bir şekilde devam etti.

 

Hareketin Hizbullah ve o çizgideki Mustazaf-der ve BDP’den bağımsız olduğunu belirtelim. Av. Sıdkı Zilan hareketi şöyle tanımlıyor:

 

Mustazaf-Der Camiasının istişarelere çağrılmadığı hususu doğrudur. Çalışmalarımızın hiçbir Kürdistani oluşuma karşı olmadığı, tam tersine; Kürdistan halkının özgürlük ve adalet talebinin gerçekleşmesi için Ankara’ya karşı dayanışmayı esas aldığımızı ısrarla belirttik. Buna rağmen, İslami bir oluşum için çalışırken, Mustazaf-Der’i çalışmalarımıza katmamamızın sebepleri vardır. Bunları da açıklıkla zikretmemizde fayda vardır.

 

Başlatmayı düşündüğümüz Kürdistani İslami İnisiyatifin bariz özelliği; kendi kararını kendi verebilen, zihnen ve fiilen özerk kişilerin öncülüğünde olmasıdır. Bu nedenle Mustazaf-Der, DTK vs gibi yapılara eklenmemiz doğru olmaz. Çünkü siyasi vesayetin olduğu bir yapıda çalışmamız mümkün değildir. Ancak, Mustazaf-Der veya DTK gibi Kürdistani oluşumlarla ortak bir paydada buluşup, ortak platformlarda çalışabiliriz. Ki bunun yolu da Kürdistan Konferansı, Kürdistani Cephe vs olabilir.

 

PKK-BDP-DTK cephesinin hali herkesin malumudur. Bu camia biz tasvip etmesek de bugün PKK ismi ile askeri, BDP-DTK aracılığıyla da siyasi bir mücadele vermektedir. Biz herkesin doğrusuyla beraber olacağız. Bu camiayla Kürdistani talepler (adalet ve özgürlük) noktasında hemfikiriz. Şiddet ve silahlı mücadele noktasında ise ayrı düşünmekteyiz.

 

Aynı şekilde, Hizbullah’ın PKK ile yaşadığı ve Kürdistan halkının (olmayan) Milli Birliğini zedeleyen kardeş kavgasını tasvip etmedik ve mahkûm ettik. Keza, Hizbullah Camiası'nın on yıla yakındır şiddetten ve kardeş kavgasından uzak durmasını da takdir ettik, etmeye de devam edeceğiz. Bu noktada, Hizbullah’ın Mustazaf-Der üzerinden sivil hayatla tanışmasını olumlu buluyoruz. Bundan sonraki siyasi harekete dönüşme kararını hem destekliyor hem de Kürdistan siyaseti için olumlu buluyoruz.

 

Biz hiçbir İslami ve Kürdistani hareketi hasım olarak görmüyoruz. Belki hısım olarak görebiliriz. Zamanla da anlaşılacağı üzere, bizim yapabileceklerimiz farklı, Hizbullah Camiası'nın yapabilecekleri farklıdır. Biz, çok sesli ve çok renkli (farklı din, dil, lehçe, mezhep, aidiyet vs ile) ve Kürdistan halkının kendi kendini yönettiği bir Kürdistan için çabalarken, muhtemelen Hizbullah Camiası Kürdlerin haklarından bahsedecektir.  

 

Yani, bizim nazarımızda bu mesele millet olmaktan doğan ve toprağa (Kürdistan) dayalı siyasi bir sorun iken, Hizbullah Camiası'na göre Türkiye’nin bütünlüğü içerisinde, topraktan ve egemenlik hakkından bağışık bir sorun olarak görülmektedir. En azından şimdilik bu konuda net bir duruşları yoktur.

 

Bu kısa izahattan da anlaşılacağı üzere; Kuzey Kürdistan coğrafyası çok renkli ve tatlı rekabetin yaşanacağı günlere gebedir. Başka türlü olması da mümkün değildir. Mustazaf-Der camiasının siyasi bir harekete ve (ilerde siyasi bir partiye) dönüşme kararını bu açıdan kutluyor ve Kürdistan halkına hayırlar getirmesini Allah’tan diliyorum.

 

Demokrat Haber (Kaynaklar: İLKHA /ANF / Haberdiyarbakir)