İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, İslam'ın iki büyük şiarının olduğunu belirterek, "Biri Allah'tan başka otorite yoktur demek. Bu biraz daha anarşizme yakındır. Bir diğeri de 'Mülk Allah'ındır demektir. Allah da dünyada vücud olarak bulunmadığından bunu bir ekonomi-politiğe indirgediğimizde karşımıza 'komünizm' çıkar" dedi.

İhsan Eliaçık'ın RED Dergisi'nde yer alan söyleşisinde Baran Kaya'nın "Yazdıklarınıza çokça İslam ve sosyalizm arasındaki bağdan söz ediyorsunuz. Bu bağı nasıl kuruyorsunuz?" sorusuna verdiği yanıt şöyle:

"İslam ile sosyalizm arasında 1300 yıl fark var. İslam 7. Yüzyıl'da Mekke'de doğda ve tarihin akışı içinde o anda Mekke'de bulunan zenginlere karşı kölelerin, mülksüzlerin safında yer alarak bir mücadele başlattı. Din olarak kendini var etmesinden kaynaklanan sarsıcı bir etki bıraktı ve bu etki hala devam ediyor. Daha sonra, her devrimin başına geldiği gibi, devrimden sonra düzene dönüştü. Düzen kendini yenileyemedi, o zaman Sasani ve Roma İmparatorlukları vardı dünyada. Onların devlet geleneklerini, mülk alışkanlıklarını aldılar. Emeviler, Selçuklular, Osmanlılar bu biçimde tarihte kendisini var etti. Ve çağımıza geldiğimizde askeri tarım imparatorlukları yıkıldı. Dinlerin etkisi azalınca kapitalizm karşıtlığı Avrupa'da başlayan sosyalist ve komünist bir dalga haline dönüştü. Sosyalizmin işçilerden, emekçilerden, ezilenlerden yana olmasıyla, İslamiyet'in 7. yüzyılda köleler ve ezilenleri savunması aynı şeydir. Hayatta bana göre iki çizgi var: Bir ezenler, bir ezilenler vardır, bir aşağıdakiler vardır bir de yukarıdakiler. Bir sınıfsız toplum isteyenler vardır, bir de toplumu sınıflara bölmek isteyenler. Bir tarafta Musa vardır bir tarafta Firavun; bir tarafta Nemrut vardır, bir tarafta İbrahim. Tarihte hep bu iki çizgi vardır."

İhsan Eliaçık, bunun 7. yüzyıldaki ifade şeklinin İslam olduğunu belirtirken, 19. yüzyıldaki ifade şeklinin ise Marksizm olduğunu savunarak şunları söyledi:

"Bunun 7. yüzyıldaki ifade şekli İslam'dı. 19. yüzyıldaki ifade şekli Marksizm oldu. Ben bu ilişkiyi tarihsel olarak buraya koyuyorum, buraya oturuyor. Mesela mülkiyet konusunda da aynı şey var. Derinlemesine anlatmak uzun sürebilir ancak kabaca söyleyecek olursak iki büyük şiarı vardı İslam'ın, biri 'La ilahe illahlah'tır. Allah'tan başka otorite yoktur demek. Bu biraz daha anarşizme yakındır. Bir diğeri de 'Lehü'l- Mülk'tür. Mülk Allah'ındır demektir. Allah da dünyada vücud olarak bulunmadığından bunu  bir ekonomi-politiğe indirgediğimizde karşımıza 'komünizm' çıkar. Dolayısıyla mülk toplumundur, kamunundur demektir. Ne tarihsel olarak ne de ekonomik olarak İslam'ın kapitalizmle bağdaşması ve yakınlaşması mümkün değildir. Tam tersi Kur'an servet sahiplerinin doğrudan karşısında yer alır, saldırı, eleştiri. Zamanın neresinde bir servet ve iktidar sahibi varsa karşısında bir peygamber vardır. Bu tarihsel olarak böyledir. Şimdi bunu tarafsız bir siyaset bilimciye aktarsak, bize bir bağdan söz edecektir."(yuzdeyuzhaber)