Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Türkiye ve Almanya ilişkilerine dair açıklamalarda bulundu.

Türkiye olarak Almanya ile ilişkilere önem verdiklerini ifade eden Işık, Berlin'in Türkiye'deki değişimi okuyamadığını söyledi.

Işık, "En haklı olduğu konuda bile 'Aman ha Almanya ile takışmayalım, aman ha bir sıkıntı olmasın' gibi bir anlayışın Türkiye'de devam ettiğini zannediyorlar" ifadelerini kullandı.

Bir gazetecinin, "Türkiye'ye karşı tavır alan Almanya'nın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun orada yaşayan çifte vatandaş durumundaki Türklerin seçimdeki tercihlerine bir etkisi olur mu?" sorusu üzerine Işık, "Maalesef Almanya özelinde, genelde de batı devletlerinde Türkiye'deki değişimi okuyamamak gibi bir problem var" dedi.

Almanya’ya sığınan askerlerin iadesine değinen Işık, gazeteci Deniz Yücel’e yönelik, “Ama Türkiye'de bir espiyonaj (casusluk) faaliyetinden dolayı tutuklanan bir gazeteci kılığındaki kişiyle ilgili talepte bulunulduğu zaman Türkiye'de yargının bağımsızlığını hiç akıllarına getirmiyorlar ve Türkiye'ye güya baskı uygulamaya kalkıyorlar. Bunların tamamı çifte standarttır” diye konuştu.

'ALMANYA, TÜRKİYE’YE YÖNELİK EKONOMİK BASKIYI ARTIRACAK'

Işık, 'Türkiye'nin hala ‘eski’ Türkiye zannedildiğini' savunarak, şöyle konuştu:

"Bir ayar verdiğimizde hemen hizaya gelir, 'aman efendim kusura bakmayın' der. En haklı olduğu konuda bile 'Aman ha Almanya ile takışmayalım, aman ha bir sıkıntı olmasın' gibi bir anlayışın Türkiye'de devam ettiğini zannediyorlar. Ama bunda yanıldıklarının farkındalar. Biz Türkiye olarak elbette Almanya ile ilişkilere önem veriyoruz. Ama bu ilişkilere önem verirken Türkiye'nin egemenlik haklarında ve bir egemen ülkeye yapılması gereken muamelenin Türkiye'ye yapılmasını da bekleme hakkımız var. Bu yapılmadığı zaman da verdiğimiz tepkiyi onların başka bir yere çekmesini de kesinlikle kabul etmiyoruz.

Almanya Şansölyesi Sayın Merkel, 'Biz Türkiye'de Erdoğan karşıtlarını cesaretlendirmeliyiz.' dediği zaman bu Türkiye'nin iç siyasetine müdahale olmuyor. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız 'Almanya'daki Türk düşmanı partilere oy vermeyin.' dediği zaman bu hemen siyasete müdahale oluyor. Bunu anlamak mümkün mü? Eğer karşılıklı saygı olacaksa önce siz 'Türkiye'deki Erdoğan karşıtlarını biz desteklemeliyiz.' gibi bir ifadeyi Türkiye'nin iç siyasetine saygısızlık olarak görmelisiniz, ondan sonra karşıdan saygı beklemelisiniz. Bu, tam bir çifte standarttır."

'ALMANYA İLE SAĞLIKLI İLİŞKİLERİMİZİN DEVAM ETMESİNİN ÖN ŞARTI…'

Türkiye'de 'darbeye teşebbüs etmiş, açıkça ihanet içinde bulunmuş eski askerler ve bazı sivillerin Almanya'dan siyasi sığınma talebinde bulunduğunu' öne süren Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye bunları istediği zaman 'Efendim bizde yargı bağımsızdır.' Ama Türkiye'de bir espiyonaj faaliyetinden dolayı tutuklanan bir gazeteci kılığındaki kişiyle ilgili talepte bulunulduğu zaman Türkiye'de yargının bağımsızlığını hiç akıllarına getirmiyorlar ve Türkiye'ye güya baskı uygulamaya kalkıyorlar. Bunların tamamı çifte standarttır. Almanya bu çifte standarttan vazgeçmek zorundadır. Türkiye ile Almanya'nın tarihi yüzyıllara dayanan köklü ilişkileri var. Bu köklü ilişkilerin gelecekte de sağlıklı olarak devam etmesinin ön şartı karşılıklı saygı ve egemenlik haklarına gösterilecek titiz bir saygıdır. Dolayısıyla bu olursa Türkiye ve Almanya ilişkileri zedelenmeden yoluna devam eder. Ama o eski müsteşrik yaklaşımıyla, buyurgan yaklaşımla Türkiye'ye davranmalarını kesinlikle artık Türkiye'nin kabul etme durumu yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konudaki tavrını ve kararlığını da hepiniz biliyorsunuz."