Deutsche Welle Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Türkiye uzmanı Dr. Seufert, Türkiye'nin IŞİD'i desteklediğine dair elde somut deliller olmadığını ancak ideolojik olarak IŞİD'e çok da uzak olmayan El Nusra Cephesi'nin Suudi Arabistan ile birlikte Türkiye tarafından resmen eğitilip silahlandırıldığının bilindiğini ifade etti.

Kendini ‘İslam Devleti' olarak tanıtan örgütün, Kürt güçlerine karşı yenilerek 17 Haziran'da Türkiye sınırındaki Tel Abyad kentinden çekilmesinin de Türkiye tarafından endişe ile karşılanması Seufert'e göre Türkiye'nin izlediği siyaset konusunda ciddi doneler veriyor.

Ankara'nın, Suriye iç savaşının başlangıcından bu yana bölgede bir özerk Kürt yönetimi kurulacağı korkusu yaşadığını vurgulayan Seufert, buna karşılık IŞİD kaynaklı tehlikelerin Türkiye tarafından hafife alındığını öne sürüyor.

Günter Seufert, Türkiye'nin uzun vadede, açık bir şekilde sınırları içinde ve dışında özerk bir Kürt yönetimi kurulmaması hedefi güden bir stratejiye sahip olduğunu belirterek, "Ancak bu strateji başarılı olamaz. PKK ile 30 yıldan bu yana savaşan Ankara'nın, şimdi bu örgütle müzakere masasına oturmak zorunda kaldığını görüyoruz. Türkiye'nin stratejisi, ulusal Kürt hareketinin dinamiğine karşı bir seçenek sunamadığı için başarısızlığa mahkumdur" diyor

IŞİD'E KARŞI TAVIRDA DEĞİŞİM

Suruç saldırısının, Batı'da algılandığının aksine IŞİD'in Türkiye'deki ilk saldırısı olmadığını dile getiren Seufert, Türkiye'nin IŞİD'e yaklaşımında birtakım değişiklikler yaşanmaya başlandığını da sözlerine ekledi. Bu rota değişikliğinde ABD tarafından Ankara'ya yapılan baskının da önemli bir rol oynadığını ifade eden Seufert, artık Türkiye'de IŞİD destekçisi oldukları öne sürülen insanların gözaltına alınmaya başlandığını ve sınırların da Türk Ordusu tarafından daha titiz denetlendiğini belirtiyor. Suruç saldırısı, Seufert'e göre Türkiye'nin değişen bu siyasetine karşı IŞİD'in verdiği bir cevap olabilir.

Türkiye'de, IŞİD'e sempati duyanların sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğu biliniyor. Bu durumun Türkiye açısından ciddi bir güvenlik sorunu olup olmayacağı ile ilgili soruya ise Günter Seufert'in yanıtı, Türkiye'nin homojen bir ülke olmadığı yönünde.

Seküler muhalefet partisi CHP'nin, iki yıldan bu yana Suriye siyasetinin değişmesini talep ettiğini belirten Seufert, parlamentoda bir de yasal Kürt partisi olduğunu ve onların da IŞİD'e destek sağlayanlara hükümet ve özellikle de gizli servisler tarafından müsamaha gösterildiğini savunduklarını dile getiriyor.

Şu an çok sayıda İslamcı Türk ve Kürt gencinin IŞİD saflarında savaştığını, aynı zamanda sol görüşlü Kürt gençlerinden, Suriyeli Kürtlerle birlikte IŞİD'e karşı savaşanların sayısının da az olmadığını hatırlatan Günter Seufert, Türkiye'nin son iki yılda gençlerinin Suriye iç savaşına çeşitli cephelerde dahil olmasını nerede ise normal karşıladığını ve buna karşı pek bir önlem almadığını ifade ediyor. Şimdi ise bu tavır nedeni ile Suriye iç savaşının Türkiye'ye sıçradığını savunan Seufert'e göre Ankara bu politikasını artık değiştirmek zorunda ve değiştirecek.

Türkiye için sıkıntının kendi Kürt sorununu çözememiş olmasından kaynaklandığını da dile getiren Günter Seufert, Ankara'nın bu çıkmazdan kurtulabilmesi için Kürt politikasını değiştirmesi gerektiğine inanıyor.