Bir haftadır Rojava’nın Kobani Kantonu’nu üç cepheden ağır silahlarla kuşatan IŞİD tehdidi, 100.000i aşkın sivilin Türkiye sınırına dayanmasına sebep oldu. YPG ve YPJ güçleri üç ayrı cephede IŞİD’le savaşırken, ABD’nin örgüte yönelik müdahale planında somut bir gelişme henüz yok. Basında yer alan çeşitli iddialara göre Kobanê’nin IŞİD’in eline düşme ihtimali var. 300 YPG’linin IŞİD tarafından yakalanıp infaz edildiğine yönelik haberler de Türk medyasına servis ediliyor. Peki, Kobanê’de tam olarak ne oluyor? Şehir merkezi ve köylerde siviller kaldı mı, yoksa Kanton boşaldı mı? YPG’nin Kanton’daki hâkimiyeti ne düzeyde?

Kobani Kantonu Başbakanı Enver Müslüm, zete.com'dan İrfan Aktan'a bu soruların yanıtı verdi:

Türk basınında Kobanê’ye dair çok çeşitli iddialar ortaya atılıyor. Bunlardan en çarpıcı olanını hemen sorayım. IŞİD’in 300 YPG gerillasını infaz ettiği doğru mu?

Hayır, bu doğru değil. Kayıplarımız var, şehitlerimiz var ama sizin ifade ettiğiniz sayı tamamen Türkiye’de bize karşı yürütülen IŞİD destekli psikolojik savaşın bir ürünüdür. Şu ana kadar, YPG’nin de resmi açıklamasında aktardığı gibi 27 şehidimiz var.

Şu anda Kobanê’den Türkiye’ye gelen sivillerin sayısının 100.000i aştığı söyleniyor. Kobanê’de kalan siviller var mı?

Kobanê şehri ve etrafındaki 8-10 kilometrelik sahadaki köylerde hâlâ siviller bulunuyor. Buralarda savaş ve direniş de devam ediyor. Şu anda olağanüstü bir durumda olduğumuz halde Kobanê’yi bırakmayan, direneceğini açıklayan halkımız bulunuyor. Kobanê büyük bir şehirdir ve kolay kolay boşalmaz. Dediğim gibi, şehrin çeperindeki 8-10 kilometrelik alan da bizim kontrolümüzde. Buralarda YPG’nin askeri hamleleri olduğu için, ciddi çatışmalar yaşandığı için kalan sivillerin net sayısını veremiyoruz. Ama takriben yüzde 35-40 civarında bir sivil nüfus bulundukları yerleri terk etmiş değil.

Kobanê Kantonu’nda gündelik hayatın seyri nasıl? Temel gıda maddeleri, ilaç, hasta veya yaralıların tedavileri karşılanabiliyor mu?

Özellikle sağlık alanında sorunlarımız bulunuyor. Çok az hekim var ve hastanelerde yeteri kadar ilaç ve tıbbi malzeme yok. Ayrıca IŞİD bundan 6 ay kadar önce Kobanê Kantonu’nun elektriğini ve suyunu kesmişti. Biz kendi olanaklarımızla Kobanê’den su çıkarıyoruz ve burada elektriğimizi üretiyoruz. Un, ekmek gibi temel ihtiyaçlarımız var. Fakat en büyük ihtiyacımız Kobanê Kantonu’yla yapılacak olan dayanışmadır. Dünyanın dört bir yanından gelip Kobanê’yi talan etmeye, halkımızı katletmeye yeltenen IŞİD’e karşı direnecek gençlere ihtiyacımız var.

Şu ana kadar Kuzey Kürdistan’dan direnişe katılmak için kaç genç Kobanê’ye geldi?

Özellikle Kobanê Kantonu hükümeti olarak yaptığımız çağrıdan sonra yüzlerce Kuzeyli genç yüzünü buraya çevirdi. Geldiler ve YPG’nin, Asayiş’in içinde yerlerini aldılar. Biz “kimse bize sahip çıkmıyor” dediğimiz sırada bu gençler geldiler ve bize sahip çıktılar. Bu savaşçılar bizim için büyük moral ve onur kaynağıdır. Sahipsiz olmadığımızın göstergesidirler.

IŞİD şu anda Kobanê’ye kaç kilometre yakında?

Doğu tarafından yaklaşık 7-8 kilometre, Güney’den 10-12 ve Batı’dan da yine takriben 10-12 kilometre kadar ötedeler.

YPG ve Asayiş’e katılmak üzere yüzlerce gencin Kuzey’den geldiğini söylediniz. Peki onlara verecek silahlarınız var mı?

Elbette silahımız var ama biz iki ayrı harple karşı karşıyayız. Bir taraftan IŞİD’le silahlı bir harp yürütüyoruz, öbür taraftan da uluslararası çapta bize karşı yürütülen psikolojik harbe direniyoruz. Gelen gençlere verebileceğimiz silahlarımız var ama doğrusu Musul’da IŞİD’e verilmiş olan tank ve Hummerlara karşı silahlarımız, arzuladığımız etkiye sahip değil. Biz, silah ve mühimmat açığımızı gençlerimizin irade ve kahramanlığıyla kapatıyoruz. Kızlarımız, oğullarımız bu tanklara karşı kahramanca direniyorlar ve elbette şehit düşenler de oluyor. Kuzey’deki Kürtlerin her biçimde bizi sahiplendiklerini, kalplerinin bizimle attığını biliyoruz. İşte bu bile bizim başarımıza yetecek kadar önemli bir destektir.

Mesud Barzani, yaptığı açıklamada Kobanê’ye destek mesajı verdi. Bu mesajdan sonra Güney Kürdistan’dan size herhangi bir somut destek geldi mi?

Şu ana kadar herhangi bir destek gelmiş değil. Sayın Barzani’nin açıklamasını hürmetle karşılıyoruz ama bizim somut desteğe de ihtiyacımız var. Sayın Barzani, Sayın Mam Celal, Bölgesel Hükümet’in yöneticileri bize somut destek verdikleri ölçüde biz de başarılı oluruz, onların da alnı açık olur. Bizim öncelikli ihtiyacımız silahtır. Ekmeğe, suya değil, halkımızı savunmak için silaha ihtiyacımız var.

Kobanê kuşatması için Türkiye’den IŞİD’e tank-top desteği yapıldığı da iddia ediliyor. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’nin IŞİD’i desteklediğine dair iddiaları nasıl karşılıyorsunuz?

Bunlar iddiadan ibaret değil ne yazık ki. Göz önünde olan bir destek söz konusudur. Musul’da rehin alınan 49 kişinin Til Abyad gibi bir yerde serbest bırakılması nasıl mümkün olabiliyor? Cumhurbaşkanınız Tayyip Erdoğan neden IŞİD terörüne sessiz? Tüm dünyanın teröristliğine kani olduğu IŞİD’in yaralılarını Türk hastanelerinde tedavi ettirebilmesini nasıl açıklayacaklar? Dünyanın dört bir yanından sivil Türk uçakları aracılığıyla gelip yüzlerini Rojava’ya, Kobanê’ye çeviren teröristlere göz yumulmadı mı? Artık Türkiye’nin IŞİD’e desteğini kanıtlamak için özel bir çabaya ihtiyaç yok. Bu destek aşikârdır. Eğer halkların kardeşliğine, barışa inanan Türkler varsa, Kobanê’de kan dökmek isteyen IŞİD’e destek için uzanan elleri engellemelidirler. IŞİD sadece Rojava veya Ortadoğu için değil, Türkiye için de bir tehdittir.

Türkiye’de Kobanê’nin IŞİD’in eline geçebileceğine dair iddialar var. Böyle bir risk söz konusu mudur?

Kahramanca bir savaş sergiliyoruz. IŞİD bizi yenemeyecek. Elbette çok uzun bir savaşımız olabilir. Çok kayıp da verebiliriz. Ama sonuna kadar IŞİD’le savaşacağız ve onu yeneceğiz. Fakat bize karşı yürütülen psikolojik savaş, halkımızın göçüne sebep oldu. Göçün kaynağı IŞİD’in silahlı gücü değil, bize yönelik uluslararası psikolojik harptir. Türk medyasını veya bazı Kürt medyalarını izleyen yurttaşlarımız moral çöküntüsü yaşıyorlar. Zaten arzulanan da budur. Kobanê’yi Kürtlerden arındırmak istiyorlar. Dediğim gibi bizim en büyük savaşımız kirli ve bedhah psikolojik harbe karşıdır.

Peki siz, Kobanê halkına, yerlerini terk etmeme çağrısı yaptınız mı?

Elbette halkımıza çağrıda bulunduk. Ayrıca zaten halkımızla iç içeyiz. Ama ister istemez bedhah psikolojik harp sivil halkın üzerinde tesir yaratıyor. Araplardan, Türklerden, maalesef bazı Kürtlerden de bu bedhahça harbe katkı sunanlar oluyor. Kobanê halkı onur ve direniş halkıdır. Biz bu savaşı halkımızın onurlu direnişiyle kazanacağız. Ağaçlarımız yeşerecek ve çocuklarımız o ağaçların gölgesinde oynayacaklar! Kobanê’den kaçan halkımıza sizin aracılığınızla da çağrıda bulunuyorum: Geri dönün! Kobanê’nin düşmeyeceğine söz veriyoruz! Kanımızın son damlasına kadar savaşacağız ve Kobanê’nin üzerindeki bu kirli savaşı def edeceğiz!

IŞİD’in Kobanê’ye musallat olmasının sebebi nedir sizce?

Çünkü Kobanê, Suriye’nin geleceğini resmediyor. Kobanê, Suriye’nin dört bir yanından kaçanların sığındığı yerdir. Örnek bir sistem inşa ettik burada. Ekonomik, siyasi, savunma alanlarında ilerlerimiz oldu. Bu sistemin Suriye’nin geleceği olmasını istemeyenler var. O nedenle de IŞİD’in Kobanê üzerindeki saldırıları giderek arttı. Ayrıca Kobanê 19 Temmuz 2012’de özyönetimini ilan etti. O tarihten itibaren kendi kendimizi yönetmeye başladık 19 Temmuz, Rojava için onur günüdür ve bu onuru zedelemek istiyorlar. Diğer yandan Kobanê’nin Rojava’da kendine özgü bir etkisi, gücü var. Halkı kahraman, fedakâr, korkusuz bir halk. O yüzden tüm amaçlarının önüne Kürdistan’ın onurunu temsil eden Kobanê’yi koymuş durumdalar. Avrupa’dan, Mısır’dan, Tunus’tan, Fas’tan gaza için Kobanê’ye gelmişler! Ama biz direniyoruz, direneceğiz ve başaracağız.

IŞİD’in Kobanê’ye bağlı bazı köylerde sivilleri idam ettiğine dair haberler de var. Bu haberler doğru mu?

IŞİD’e yakışır. Çünkü IŞİD katliam ve talan kültürüne dayanıyor. IŞİD’in sivillerin kafalarını kesmesi, katliamlar yapması yeni değil. Öte yandan Kobanê’de sivillerin yaşadığı köyler de çok az.

ABD’nin IŞİD’e müdahale planını nasıl değerlendiriyorsunuz?

IŞİD’e müdahaleye dair Paris’teki anlaşmayı olumlu karşıladık ama bu konu sürüncemede bırakılıyor, müdahale geciktiriliyor. Müdahale için IŞİD’in daha kaç katliam yapması gerekiyor? Biz Amerika’ya, Türkiye’ye, Rusya’ya müdahale çağrısı yaptık. Bunlar ortak düşmanımızdır, dedik. Bu insanlığın üzerine yayılmak istenen bir hastalıktır, dedik. ABD’nin Türkiye’nin, tüm güçlerin IŞİD’e karşı savaşmak üzere niyetlerini açık etmelerini bekliyoruz. Fakat şunu tekrar edeyim ki, Kobanê’nin kahramanlığını kanımızla tarihin sayfalarına yazacağız!

Özgür Suriye Ordusu’yla IŞİD’e karşı herhangi bir ittifakınız söz konusu mu?

ÖSO maalesef çok parçalı bir yapı ve içlerinde Kürt karşıtı Arap milliyetçileri de var, radikal İslamcılar da ama demokratlar da var. Biz, demokrat ÖSO’cularla çeşitli görüşmeler yapıyoruz. Kobanê’de bir anlaşma da imzaladık ve yer yer dayanışıyoruz. Fakat radikal İslamcı veya milliyetçi kesimlerle hiçbir zaman ilişki kurmadık ve kurmayacağız da.

Baas rejiminin IŞİD’e karşı hava saldırıları gerçekleştirdiği doğru mu?

Birtakım operasyonları olduklarını biliyoruz ama bilançosu hakkında malumat sahibi değiliz. Biz elbette rejimin de IŞİD’e müdahalesini arzuluyoruz. Fakat rejimin IŞİD müdahalesi arzuladığımız düzeyde değil. Son olarak Kuzey’deki halkımıza sizin aracılığınızla seslenmek istiyorum. Onlar bize sahip çıktılar. Onlara hürmetimiz sonsuzdur. Onlar Kobanê’nin sahibidir. Biz de sahipsiz değiliz. Desteklerini sürdürsünler. Kuzey’deki, Güney’deki, Avrupa’daki tüm gençlerimizin desteğini talep ediyoruz ve diyoruz ki, IŞİD’i yenip Kobanê meydanında halaya durmamız yakındır!