Arzu Yıldız/Taraf

MİT, Mehmet Eymür ile Tarık Ümit arasındaki görüşme kayıtlarını savcılığa gönderdi. Tarık Ümit: İşadamlarını öldürdük, paraları Mehmet Ağar’a verdik. Cantürk, Buldan ve Aslan’ın infaz edildikten sonra üzerlerinde çıkan paraların dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile eski Özel Harekât Daire Başkanvekili ve Ergenekon davası sanığı İbrahim Şahin’e verildiği bilgisi yer aldı. Belgelerde ayrıca, cinayetlerden Ağar ve Şahin’in yanı sıra emekli Albay Korkut Eken’in de haberdar olduğu belirtildi.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), özel yetkili Ankara savcıları Hakan Yüksel ile Mehmet Özgür’e, 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin önemli belgeler gönderdi. Eski MİT Kontr-Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür, kaçırıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan MİT muhbiri Tarık Ümit ve MİT mensubu Zafer Balamir arasındaki görüşmelerin yer aldığı 13 sayfalık belgede, Kürt işadamları Savaş Buldan, Behçet Cantürk ve Fevzi Aslan’ın infazlarına ilişkin ilginç detaylar yer aldı. Taraf’ın ulaştığı belgelerin dökümünde, Cantürk, Buldan ve Aslan’ın infaz edildikten sonra üzerlerinde çıkan paraların dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile eski Özel Harekât Daire Başkanvekili ve Ergenekon davası sanığı İbrahim Şahin’e verildiği bilgisi yer aldı. Belgelerde ayrıca, cinayetlerden Ağar ve Şahin’in yanı sıra emekli Albay Korkut Eken’in de haberdar olduğu belirtildi.

Edinilen bilgilere göre, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Mehmet Eymür’ün anlatımları üzerine özel yetkili savcılar, MİT’ten, Eymür’ün anlatımlarına ilişkin bilgi ve belgelerin dökümünü istedi. Talep üzerine MİT, savcılara, 21.12.2011 tarih ve 1556497 sayılı bilgi talebine ilişkin bir yazı gönderdi. Yazıda, eski MİT mensupları Mehmet Eymür, Zafer Balamir ve Tarık Ümit arasında geçen görüşmelerin 13 sayfalık dökümleri yer aldı. Yazıda, Kürt işadamları Cantürk, Buldan ve Aslan’ın öldürülmesinden Ağar, Eken ve Şahin’in haberdar olduğu bilgisi var. Dökümde, Kürt işadamlarının öldürüldükten sonra üzerinde çıkan paraların Ağar’a verildiği iddiası da yer aldı.

Paraları paylaştılar

MİT’in gönderdiği Eymür, Balamir ve Ümit arasındaki görüşmenin dökümleri, tutuklu sanıklar, eski özel harekâtçılar Ayhan Çarkın ve Ercan Ersoy’un avukatlarının tahliye talebinde bulunmasına ilişkin savcılık mütalaasında yer aldı. Mütalaada şunlar kaydedildi: “Tarık Ümit’in, Behçet Cantürk-Recep Kuzucu, Savaş Buldan-Adnan Yıldırım, Hacı Karay ve Fevzi Aslan-Şahin Aslan cinayetlerinin kendisi ile birlikte özel harekât polisleri, askerler ve birtakım sivil şahısların da aralarında bulunduğu kişiler tarafından işlendiği, Behçet Cantürk, Fevzi Aslan ve Savaş Buldan’ın üzerinden çıkan paraların alınarak Mehmet Ağar’a getirildiği, bu paraların özel harekât polisleri ile cinayete katılan sivil şahıslara ve İbrahim Şahin’e verildiği, İbrahim Şahin, Mehmet Ağar ve Korkut Eken’in söz konusu cinayetlerden haberdar olduğu açıkça ifade edilmiştir.”

Savcılık mütalaasında İbrahim Şahin’in Cantürk cinayeti ile ilgili 3. Ergenekon İddianamesi’nde yer alan “B.C’nin akrabasıdır. Bana da bu adamı öldürdün diye ceza verdiler” şeklindeki SMS mesajının MİT’ten gönderilen kayıtlarda yer aldığı belirtildi. Mütalaada, “şüpheli İbrahim Şahin B.C’nin olduğunu kabul etmiştir” dendi.

Ağar, Topal cinayetinde

Savcılık mütalaasında ayrıca, Sedat Bucak’ın yeğeni Fatih Bucak’ın 2 Eylül 1996’da MİT’e verdiği ifadesine ilişkin, “Ömer Lütfü Topal cinayetinin planlayıcısının Sami Hoştan olduğu, anılan eylemi gerçekleştirenlerin İzmir Emniyet Müdürlüğü’nde çalışan Başkomiser Ercan Bozkurt ve Özel Harekât Daire Başkanlığı eski görevlisi Ayhan Özkan ve Oğuz isimli şahıslar olduğu, anılan polislerin Ağustos 1996 ayı sonlarında İstanbul’da gözetim altına alındıkları, ifadelerinin alınması için Ankara’ya getirildikleri, İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın devreye girmesiyle serbest bırakıldıkları...” ifadeleri de yer aldı.

Ersoy’un el yazılarına konuldu

Bu arada soruşturma kapsamında Elmadağ Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski özel harekâtçı Ercan Ersoy’un kaldığı odada yılbaşından önce arama yapıldığı ortaya çıktı. Alınan bilgiye göre, Ersoy, cezaevinde kaldığı süre içerisinde anılarını ve yaşadıklarını anlatan bir kitap yazdı. Bunun için ailesinden Ömer Lütfü Topal, Susurluk ve o döneme dair internette çıkan haber ve dokümanları istedi. Bu bilgiler de ailesi aracılığıyla kendisine iletildi. Aramada savcılık, Ersoy’un anılarını yazdığı el yazısı dokümanlara el koydu. Öte yandan, Adalet Bakanlığı yetkilileri, Ersoy’un, cezaevinde “gizli” ibareli ve Genelkurmay antentli kâğıtları bulundurduğuna dair bilgilerin gerçeği yansıtmadığını, ele geçirilen belgelerin 40- 50 sayfalık taslak kitap ve internet çıktısı ile haber niteliğinde dokümanlar olduğunu açıkladı.