İran'da ekonomik taleplerle başlayan ve hükümet karşıtı protestolara dönüşen eylemler üçüncü gününde.

İranlı gazeteci Savash Porgham'a göre, "Bu eylemin niteliği atılan sloganların içeriğinden de anlaşılabiliniyor. Direk rejimin kendisine bir başkaldırı söz konusu."  

İran’da çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı birçok kentte, halktan kesilen paraların rejim tarafından Ortadoğu’daki savaşa harcanmasını üç gündür protesto ediliyor.

Ülkenin çeşitli şehirlerinde düzenlenen eylemleri tetikleyen sebepler ise; yükselen enflasyon, işsizlik ve yolsuzluk. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve hükümet aleyhine sloganların yükseldiği eylemler, 2009 yılından bu yana halkın yönetimle ilgili memnuniyetsizliklerini dile getirdiği en büyük eylem olarak ifade ediliyor. 

Gazeteci Alptekin Dursunoğlu ve İranlı Gazeteci Savash Porgham, İran'da üçüncü gününde olan bu eylemleri Mezopotamya Akansı'ndan Yasin Kobulan'a değerlendirdi. 

REJİMİN KENDİSİNE BAŞKALDIRI SÖZ KONUSU

Gazeteci Savash Porgham, ülke genelinde Perşembe günü Meşhed kentinde ekonomik sıkıntılar karşısında sokağa çıkan halkın, Cuma günü de eylemlerinin kitleselleşerek devam etmesinin beklenmedik bir olay olduğunu söyledi.

2009 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve sonrasında halkın sokaklara çıkmasını hatırlatan Porgham’a göre, "Öncesinde de bu tür olaylar oluyordu. İran devleti ve rejimi dahil olmak üzere kimse bu eylemlerin kitlesel bir eylem haline gelmesini beklemiyordu. Bugün üçüncü günü olacak. Bundan bir devrim çıkarmak, radikal bir değişim çıkarmak çok erken bir yorum. Ama dikkat edilmesi ve üstünde durulması gereken bir eylemsellik var ortada.” 

2009'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra bu boyutta bir eylem görülmemesi nedeniyle ihtiyatlı olmak gerektiğini belirten Porgham, “Bu eylemin niteliği atılan sloganların içeriğinden de anlaşılabiliniyor. Direk rejimin kendisine bir başkaldırı söz konusu. İslam rejimine, rejimin önemli ayaklarına ve Humeyni ile Cumhurbaşkanı Ruhani'nin bizzat kendisine. Bu bağlamda sadece reformist, sadece radikal ve muhafazakar kesimlere değil, Ruhani'nin temsil ettiği reformist kesimlere karşı da iktidar bağlamında bir tepki var" dedi. 

'BİR TARİHSEL DÖNGÜ SÖZ KONUSU'

Porgham’a göre halkın sokağa çıkmasının en temel ayağı hali hazırda ekonomik problemler. Ancak söz konusu İran olunca birçok algı ve olgunun birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Porgham, "Bu eylemleri birbirine bağlamak için elimizde şu anda elle tutulur bir veri yok. Ancak bu eylemlerin birbiriyle bağlantısız olduğu da düşünülemez. Bir tarihsel döngü söz konusudur. Beklemek gerekiyor. Hangi grupların, siyasi örgütlerin, hangi aktörlerin bu eylemlerin karşısında ya da yanında durduğunu görmek gerekiyor. Mevzileri görüp daha sağlıklı değerlendirmeler yapılabilinir" değerlendirmesinde bulundu. 

DURSUNOĞLU: GÖRÜNÜRDE OLAN EKONOMİK TELEPLER 

Ülkede yaşananlara ilişkin "İran baharı gibi bir şey yok" yorumunda bulunan Gazeteci-yazar  Alptekin Dursunoğlu’na göre ise, ülkedeki rejim karşıtları eylemlerde yer alarak fırsattan istifade etmeye çalışıyor. 

"Sistem içerisindeki bir cenahın hükümeti sıkıştırmak, Ruhani'yi bir nevi tokatlamak için yapmış olduğu eylemlerdir. Buradan ne çıkar bilinmez" diyen Dursunoğlu, ABD ve İsrail'in girişimleri ile halkın sokağa çıktığı iddialarına ilişkin ise, "Düşman gördükleri bir ülkede karışıklık çıkacaksa bunu kaşırlar" dedi. 

İran sokaklarında yükselen "Hayatım Gazze için değil, Lübnan için değil, İran içindir" sloganlarına dikkat çeken Dursunoğlu, bunun 2009'da söylenen bir slogan olduğunu ve şu andaki olaylara denk düşmesinin tesadüf olmadığını ifade etti. Dursunoğlu, "Halkın özgürlük demokrasi talepleri ne kadar yansıdı bilinmez ama ekonomik taleplerin görünür olduğu bir eylem" dedi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı