Mahmut Hamsici / BBC Türkçe

İran’da, daha ılımlı olduğu belirtilen bir yönetimin işbaşına gelmiş olmasına karşın idam cezası uygulamalarının son aylarda hızlandığı ve geçtiğimiz iki hafta içinde en az üç Kürt siyasi mahkûmun idam edildiği bildiriliyor.

Birleşmiş Milletler'in İran’daki insan haklarıyla ilgili özel raportörü Ahmed Shaheed, Ekim ayının sonunda yaptığı açıklamada Ruhani’nin 3 Ağustos’ta iktidara gelmesinden sonra ülkede en az 82 kişinin idam edildiğini söyledi.

İnsan hakları örgütü İran’da İnsan Hakları İçin Uluslararası Kampanya’ya göre ise Ruhani'nin göreve gelmesinden bu yana ülkede en az 200 kişi idam edildi.

Adli tutuklular dışında son dönemde en çok Beluci siyasi tutukluların idam edildiğine dikkat çekiliyor.

Son iki hafta içinde idam edilen Kürt eylemcilerden ikisinin PKK’ya yakınlığıyla bilinen PJAK, birininse Komala örgütü üyesi olduğu bildiriliyor.

İdamlar, 2011 yılından bu yana İran’la PJAK arasında ateşkesin uygulamada olduğu dikkate alındığında İran'ın Kürt politikasında bir değişikliğe mi gittiği sorusunu gündeme getiriyor.

İran hapishanelerinde, diğer adli ve siyasi mahkûmların yanında, idam cezasına hükmedilmiş onlarca Kürt siyasi mahkûmun bulunduğu belirtiliyor.

Ilımlı olarak görülen Ruhani'nin yönetime gelmesinden sonra bir anda artan idam cezası infazlarının zamanlaması da dikkat çekici bulunuyor.

BBC Türkçe'nin görüştüğü, aralarında İranlı Kürt gazetecilerle PJAK lideri Heci Ehmedi, Komala lideri Abdullah Mohtadi ve Kongra-Gel Genel Başkanı Remzi Kartal’ın da bulunduğu isimler, idamların hızlanmasının hem İran hem de Orta Doğu siyaseti açısından kritik olduğunu söylüyorlar.

İran'ın bu idamlarla Türkiye'ye mesaj verdiği de öne çıkan görüşlerden.

İRAN’A GÖRE ‘TERÖRİSTLERİN CEZALANDIRILMASI’

İran, Kürt mahkûmlara yönelik son idamlarla ilgili resmi bir açıklama yayınlamadı.

Cezaevlerindeki Kürt siyasiler İran'da 'muharebe' (Bu suç ‘devlete karşı savaşmayı’ içeriyor), ulusal güvenliğe karşı çıkmak, terörist örgüt üyesi olmak gibi iddialarla tutuklu bulunuyor.

İran, başta PJAK olmak üzere çeşitli Kürt siyasi grupları terör örgütü olarak niteliyor ve ulusal güvenliğe tehdit olarak görüyor.

İran hükümeti daha önce 'PJAK ve terörist grupların Batılı gruplar tarafından desteklendiğini' iddia etmişti.

İDAMLAR RUHANİ’NİN DEĞİL, ‘SERTLİK YANLISI KANADIN’ İŞİ Mİ?

Peki İran'ın uluslararası alanda daha ılımlı bir söylemle gündeme geldiği bu dönemde idamlar neden arttı? Bazı uzmanlara göre idamların arkasında devlet içindeki 'sertlik yanlısı politikaları savunan kesimlerin' bulunması muhtemel.

Konuştuğumuz İranlı Kürt gazeteci Saman Rasolpour, İranlı Kürtler'in son seçimlerde Ruhani’ye büyük destek verdiğine dikkat çekerek, “Son seçimlerde Ruhani Kürtler'den yüksek oy aldı. O, önceki politikalardan tamamen farklı bir şeyin sözünü vermişti’’ diyor.

Rasolpour, İran liderinin, bazı idari mevkilerin yereldeki insanların elinde olması ve etnik azınlıklara güvenlik problemi anlayışıyla yaklaşılmaması gerektiği yönündeki açıklamalarını anımsatıyor ve şöyle devam ediyor:

“Dolayısıyla Ruhani’ye verilen oy orduya ve azınlıklara yönelik güvenlik yaklaşımına bir 'Hayır' anlamına geliyordu.”

“Halk, 2009’da da hükümete güzel bir 'Hayır' demişti. Hükümetin buna cevabı oy sayımı hileleri ve bir nevi darbeydi. Bu, gösterilere yol açtı. Halk 2013’de ‘Hayır’ını tekrarladı. Ama İslami Cumhuriyet bu kez darbeyle cevap vermedi.’’

“Seçimlerden üç ay sonra, seçimleri kaybettikleri Kürdistan ile Sistan ve Belucistan eyaletlerinde kapsamlı idam dalgalarına başladılar.”

Rasolpour’a göre bazı kesimler idamlarla ilgili sertlik yanlısı kanadı işaret ederken bazılarıysa böyle bir durumda idamlara engel olmadığı için Ruhani'yi suçluyor.

RUHANİ'NİN AZINLIKLARLA İLGİLİ YARDIMCISI

İranlı Kürt gazeteci, İran devletinin azınlıklarla ilgili politikalarında değişim olmadığı görüşünde: “Ruhani etnik azınlıklara yönelik bakışı değiştireceğini söylemişti. Bu idamlar net bir mesaj gönderiyor: Azınlıklarla ilgili görüş değişikliği sadece bir şaka.”

Kürtçe internet sitesi NNS ROJ’a konuşan eski milletvekili Hassel Dasseh, Ruhani'nin etnik gruplar ve azınlıklar konularındaki özel yardımcısı Ali Younesi’yle görüşmesinde, Younesi’nin kendisine son idamları eleştirdiğini ve bunun sorumlusunun 'aşırı unsurlar' olduğunu söylediğini belirtmişti.

Konuştuğumuz bir başka İranlı Kürt gazeteci Kave Ghoreishi, Ruhani’nin, Younesi'nin kimliğine dikkat çekiyor:

“Siyasi eylemciler onun yardımcı seçimini eleştirdi. Çünkü yardımcısı Ali Younesi istihbarat servisi kökenli biri.”

Ghoreishi de İran’da yönetimin azınlıklara yönelik tavrının özünde değişmediği görüşünde: “İster Ruhani bu idamlarla ilgili bilgilendirilmiş olsun ister sertlik yanlıları bunu kendileri yapmış olsun, son idamlar İran’da Kürt sorununu çözme isteğinin olmadığını gösteriyor.”

PJAK LİDERİ: İRAN TÜRKİYE’YE MESAJ VERİYOR

KCK’nın bir parçası olan PJAK, silahlı militanları bulunan bir siyasi örgüt.

Türkiye kamuoyunda PJAK’ın adı, PKK’nın İran kolu olduğu iddialarıyla birlikte anılıyor.

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan PJAK Genel Başkanı Heci Ehmedi ‘İran’ın Kürt siyasi mahkûmları idam ederek 2011’den beri geçerli olan ateşkesi çiğnediğini ve son idamların Türkiye’ye yakınlaşma mesajı olduğunu’ söylüyor.

Ehmedi’ye göre idamların iki nedeni var:

“Birincisi, İran’ın Türkiye’ye bir mesaj göndermek ve bu sıralarda bozuk olan ilişkilerini iyileştirmek istemesi. Son günlerde, idamlardan sonra İran ve Türkiye arasında yapılan ikili görüşmeler bunun işareti. Ne zaman İran’dan delegeler Türkiye’ye gitmek istese ondan önce mutlaka İran Kürtleri’ne yönelik idamlar gerçekleştirilir ve baskılar artar. Zira aslında İran Türkiye’ye şunu göstermek istiyor: Biz de sizin gibi Kürt meselesinde ve Kürtler’le olan sorunumuzda ciddiyiz. Ve Türkiye’ye kendi ciddiyetlerini göstermek istiyorlar.”

Ehmedi’ye göre, ikinci nedense ‘İran halkını korkutmak ve susturmak’.

PJAK lideri Ehmedi, İran’ın, 'Türkiye’nin PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüşmelerinden rahatsız olduğunu ve bunu bozmak istediğini' söylüyor:

“Aslında Kürtler'in yaşadığı dört ayrı bölgede ne zaman Kürtler’le ilgili iyi bir gelişme olursa İran bunu bozmak ister çünkü biliyor ki böyle devam ederse kendisi de adımlar atmak zorunda kalacak.”

‘TEPKİSİZ KALMAYACAĞIZ’

2011'de yapılan ateşkesin maddelerinden birinin de idamlarla ilgili olduğunu söyleyen Ehmedi’ye göre İran anlaşmayı ihlal etti:

“Kandil savaşından sonra yapılan ateşkese aşağı yukarı her iki taraf uydu. İki yıldır ateşkes var. Bu iki yıl boyunca iki taraf da ateşkese sadık kaldı ama ara sıra bazı küçük çatışmalar çıktı. Ama iki taraf da o çatışmaların devamını önledi. Bu ateşkeste yer alan maddelerden biri İran’da bulunan siyasi Kürt tutukluların idam edilmemesidir. Ama şu anda görüyoruz ki İran bu maddeyi çiğnedi. Bu da şu anlama geliyor: Ateşkes İran tarafından bozuldu. Gerçi PJAK buna cevap verdi. İran’ın kuzeybatısındaki Urumiye şehri yakınlarında bir çatışma oldu ve bu çatışmada beş Devrim Muhafızı öldürüldü.”

Peki idamların sürmesi halinde PJAK'ın tavrı ne olacak?

Ehmedi’ye göre 'böyle bir durumda artık bu ateşkesin ne kendileri için ne de İran için bir anlamı kalacak'.

Ehmedi, beklediklerini ve İran’ın atacağı adımları görmek istediklerini belirterek, “Hem onlar hem biz eminiz ki biz, herhangi bir saldırı ve baskı karşısında sessiz kalmayacağız. Ateşkeste yer alan maddelere uymayan bir şeyler yapılırsa biz tepkisiz kalmayacağız” diyor.

KOMALA LİDERİ: BATI’YLA DİPLOMASİ GELİŞİYOR AMA KÜRTLER’E BASKI ARTIYOR

1979’daki devrimden sonra yeni hükümetle yaşanan sorunları takiben silahlı mücadele veren ancak daha sonraki dönemlerde İran’da silahlı mücadele yönetiminden vazgeçtiğini açıklayan Komala kendini sol olarak tanımlayan bir örgüt.

BBC Türkçe’ye konuşan Komala’nın lideri Abdullah Mohtadi’ye göre de 'Ruhani iktidarıyla birlikte İran’ın Kürtler’e yönelik politikalarında hiçbir şey değişmedi'.

Mohtadi Kürt siyasi mahkûmların idam ediliyor olmalarına işaret ederek 'son üç aylık dönemde Kürtler’e yönelik daha katı bir politika izlendiğini' belirtiyor:

“Kürtler’le ilgili hiçbir zaman pozitif bir politika yoktu. Ama son üç ayda Kürtler’e biraz daha sertlik, daha fazla baskı görüyorsunuz.”

Mohtadi’ye göre bu durumun iki nedeni olabilir. Birincisi İran yönetimi halka Batı’yla ilişkilerdeki yumuşamayı yanlış anlamamaları mesajı veriyor:

“İran rejimi İranlı Kürtler'in, Beluciler'in ve diğer halkların gözünü korkuttu çünkü Batı’yla müzakerelere girdi. ABD’yle ve Batı'yla uzlaşma konusundaki esnekliği ve yumuşaklığı ülke içinde kendi halkları için göstermek istemiyorlar. İnsanlara , 'bu esneklik ve bu uzlaşma sizin için değil Batı için' mesajını vermek istiyorlar çünkü insanların bu hükümetten, bu rejimden çok memnuniyetsiz olduğunu biliyorlar. Ülkenin politik şartlarının ve politik ortamın gevşemesini istemiyorlar.”

Mohtadi’ye göre ikinci neden ise 'İran yönetimi içindeki bazı kesimler arasındaki mücadele olarak görülebilir'.

“Devrim muhafızları ve İran İslam Cumhuriyeti’ndeki aşırı unsurlarla fraksiyonlar, Ruhani’nin İran halkına yönelik mesajında başarılı olmasını istemiyorlar. Sistemle, rejimle halk arasındaki herhangi bir uzlaşma atmosferini, sert bir şekilde kilitlemek istiyorlar” diyor Komala lideri.

KONGRA-GEL LİDERİ KARTAL: KLASİK ÇÖZÜM YÖNTEMLERİNE Mİ DÖNÜLÜYOR?

İdamlara karşı Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu'sunda çeşitli eylemler gerçekleştirilmiş, BDP ve KCK idamları sert bir dille kınamıştı.

BBC Türkçe'ye konuşan Kongra-Gel Başkanı Remzi Kartal bölge ülkelerinin Kürt sorununun çözümünde geleneksel yöntemlere dönüyor gibi göründüğü, bu bağlamda İran’ın idamlarla Türkiye’ye mesaj veriyor olabileceği’ görüşünde.

Kartal şunları söylüyor:

“Egemen devletler arasında zaman zaman bölge politikaları temelinde, bugün Suriye’de olduğu gibi, bazı çelişkiler çıkıyor fakat Kürt meselesinde eğer uyguladıkları politikalarda sonuç alamazlarsa, yine klasik temelde yakınlaşma durumları söz konusu olabilir.”

“Bu temelde idamları da Türkiye’ye bir mesaj, Türkiye’nin bu konuda İran’la birlikte Orta Doğu politikalarında, özellikle Suriye’de ortak hareket mesajı gibi değerlendirmek mümkün.”

Kartal, 'Orta Doğu’daki ülkelerin Kürt sorununu klasik, eski yöntemlerle çözemeyeceklerinin görüldüğünü, buna dönmeye kalkışmaları durumunda başarı elde edemeyeceklerini' belirtiyor.

Kartal ayrıca İran’da yönetiminin, 'uluslararası kamuoyunda ortaya çıkan yumuşamayı kendi iç politikalarında daha baskıcı, halklara yönelim temelinde bir fırsat olarak değerlendirmeyi esas aldığını' söylüyor.

İran’daki Kürt siyasi mahkûmların idamlarının kimin inisiyatifiyle ve hangi nedenlerle gerçekleştirilmiş olduğu yönündeki tartışmalar süreceğe benziyor.

Ancak aktörler ve nedenler ne olursa olsun idamların sürmesinin hem İran hem de Orta Doğu’daki siyasi gelişmeler açısından önemli etkiler yaratabileceği anlaşılıyor.

Suriye’deki iç savaş ve Rojava bölgesinde Kürtler’le ilgili yaşanan süreç ile Türkiye’deki barış sürecinin kırılganlığının da bu olası etkilerin boyutunu etkilemesi olası görünüyor.