Bağdat'ın merkezindeki Süryani Katolik Kilisesi'nin savunulması için yapılan çağrılara kimse gönüllü olmadı. Silahlı birkaç kişi kilisenin bahçesini koruyor.

Korumalar ayine gelenlerin silah ya da patlayıcı bir madde getirmediğinden emin olmak için üzerini aradı. Her hafta yüzlerce kişinin doldurduğu kilise sıralarında, boş nefte sesleri yankılanan 20-30 kişi vardı.

wsj.com'un haberine göre Irak ve Şam İslam Devleti'nin militanları ülkeyi kasıp kavururken, kiliseye giden ufak topluluk ve geçici korumalar, Irak'taki Süryani azınlığın tehlike altında olduğuna işaret ediyor. Saddam Hüseyin dönemi sonrasında Irak'a damga vuran mezhep çatışmasından kaçan Süryanilerin sayısı son 10 yılda yarıya yarıya azaldı.

Kilisedeki adamlardan biri, ülkenin Sünni Müslümanlar ve Şiilerden oluşan dini çoğunluklarının birbiriyle savaşmaktan Hristiyanları avlamaya zamanının kalmadığını, ancak bu kez durumun farklı olduğunu söyledi.

Kilise'nin ana girişinin dışındaki kontrol noktasında bekleyen 35 yaşındaki silahlı koruma, "Bu kez bu teröristler Ortadoğu'nun tamamına yayılmış durumda ve bölgeyi Hristiyanlardan arındırmak istiyor. Gençler burayı terk etti. Kiliseyi koruyacak kimse kalmadı ve eğer şansım olsaydı, ben de giderdim" dedi.

Süryani topluluğu ileride olabilecekleri daha 2010'da görmüştü. IŞİD'in o dönem kiliseye yaptığı saldırıda 58 kişi hayatını kaybetmiş; 100 kişi de rehin alınmıştı.

Meryem Ana Kilisesi'nin üyeleri, mezhep çatışmasında yine hedef olmaktan endişe ederken, Irak'taki diğer Hristiyanlar da, Sünni militanlar ve kendi sorunları arasındaki dar alanda sıkışıp kalmamaya çalışıyor.

IŞİD ve Kürt Peşmergeler arasındaki çatışmaların artmasıyla, kuzeydeki Hamdaniye şehrinden kaçanlar arasında Süryaniler de vardı. IŞİD'in Peşmergeleri vurmak için attığı havan topları, Hamdaniye'yi vurarak, bölge halkının büyük kısmını, özerk Kürdistan Bölgesi'nin başkenti Erbil'e kaçmak zorunda bıraktı. Irak Kürdistanı'na kaçış başlamadan önce, Hamdaniye'de, 50,000 kişi yaşıyordu.

Parlamento'nun savunma ve güvenlik komitesi üyelerinden Ammar To'ma, durumu "Hamdaniye'de, bazıları 8. yüzyıldan kalma olan dini alanları korumak için kalan ufak bir grup kaldı. Irak ordusu yardım edemeyecek kadar dağılmıştı" sözleriyle anlattı.

Hamdaniye'den Erbil'e kaçan bir öğretmen ise köyde kimsenin kalmadığını söyleyerek, "Tamamen kaos durumu vardı" dedi.

Tilkif valisi Besim Bello, Hristiyanların, mezhep çatışmasında iki taraftan da zarar görme riski altında olduğuna dikkat çekerek, "Süryaniler, Irak toplumundkai en zayıf halka ve biz her zaman savaşların kurbanı olacağımız konusuna uyardık" dedi.

Parlamento üyelerinden biri olan ve Süryani Demokratik Hareket'in lideri Yonadam Kanna, yardım bulmak için Irak'taki Birleşmiş Milletler heyetini, ABD konsolosluğunu ve Irak ordusunu arayarak  etkili olabilecek kimseye ulaşamayınca, mesaj bırakmakla yetindi.

Kanna, IŞİD'den bahsederek, "O elleri kanlı adamları durdurmaya çalışıyoruz. Yapabileceğimizden emin değilim. Saldırganlar ve ağır silahları var. Bizimse sadece birkaç kalaşnikofumuz var" diye konuştu.

Kanna, telefonlarına geri dönüş beklerken, Irakşı Sünniler, Şiiler ve Hristiyanların dini bayramları birlikte kutladığı günleri, birbirleriyle evlendikleri dönemleri ve Bağdat'ın hareketli Yahudi cemaatini hatırladı.

Bugünkü Irak'ın nüfusunun yüzde 60'ı Şiilerden, yüzde 32'si Sünnilerden oluşuyor. CIA'nin Dünya Gerçekleri Kitabı'na göre ülkedeki Hristiyanlar ve diğer azınlıklar, toplam nüfusun yalnızca yüzde üçünü oluşturuyor.

Süryanilerin sayısındaki azalmanın tamamen IŞİD militanlarının, Sünni olmayanlara karşı hoşgörüsüzlüğünden kaynaklanmadığını düşünen Kanna, "Süryaniler, Irak'ta ayakta kalmak için çabalamak yerine göçmeye karar verdi" dedi. Kanna, bu kaçıştan ötürü ABD Başkanı da dahil olmak üzere Batılı güçleri suçluyor.

"Ortadoğu'yı Hristiyanlardan temizleme politikanı bırak. Bu, Süryanileri mahvediyor" diyen Kanna, Beyaz Saray'a aylar önce yazdığı mektuptan alıntı yaptı.Çalan telefonun, Kanna'nın vaazını yarıda kestirdi; ABD Büyük Elçiliği arıyordu.

Elçilik, kibar bir ifadeyle, "Merhaba. Hamdaniye'deki Hristiyan topluluğa saldırıldığını bildirmek istiyorum" diyen Kanna'dan kendini tanıtmasını istedi.

Kanna soluklanarak şöyle yanıtladı: "Benimle dün tanıştınız."