HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmenin ayrıntılarını anlattı.

ANF'ye konuşan Buldan, Öcalan'ın "Bu süreçte herkesin dikkatli olması gerektiğini" aktardı.
Buldan: "Öcalan, 'Başından beri, süreci provoke etmek isteyenlere karşı herkesin duyarlı olmasını söylerken bunu kastetmiştim' dedi." AKP'nin sürecin başından beri kalekollara, askeri sevkiyata devam etmesi, hasta tutsaklar meselesini çözmemesi; süreç gelişirken bunlarla ilgili adım atmaması Lice ile bağlantılıdır' dedi ve tetikleyen unsurların olduğuna dikkat çekti. Öcalan konuşmasının devamında, 'Lice'de yaşananlar hepimizin beklediği, tahmin ettiği şeylerdi. En azından bundan sonra bu olayların olmaması gerekiyor. Türkiye halkı da bu konuda duyarlı olmalı' ifadelerini kullandı. Her iki taraftan da özellikle süreç devam ettiği sürece dikkatli olmasını istedi."

'SAVAŞ HAZIRLIKLARI YAPMA GİRİŞİMİNDEN VAZGEÇİLMELİ'

Buldan, Öcalan'ın kalekol yapımlarına da tepki gösterdiğini açıkladı: "Sayın Öcalan ile 18 toplantıya katıldım. Sürecin başından beri görüşen birisiyim. İlk toplantıdan sonuncuya kadar AKP'nin savaş hazırlıklarından vazgeçmesini istiyor. Dünkü görüşmede de sürecin hassas olduğuna dikkat çekerek, AKP'nin savaş hazırlıkları yapma girişiminden vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Buldan, Öcalan'ın "Kalekol, karakol yapımları, güvenlik amaçlı yol ve barajlar sürece zarar veriyor. Halk da tepkili. Halka savaş görüntüsü verecek hiçbir şeyin yapılmaması gerekiyor. Kalekol da bunlardan biridir ve Lice hassas bölgedir" dediğini bildirdi.

'KALEKOLLARIN DURDURULMASI GEREKİYOR'

Öcalan'ın AKP'yi sorumlu olmaya çağırdığını da aktaran Buldan, şunları kaydetti: "Sayın Öcalan 'geldiğimiz aşamanın umut verici olduğunu söylüyorum ama özellikle AKP'nin biraz daha sorumlu ve dikkatli olmasını istiyorum' dedi. Kalekolların bir an önce durdurulmasını, savaş hazırlığı veren görüntülerin bir an önce durdurulması gerektiğini ifade etti. Bölgede provokasyonlara zemin hazırlayan bütün unsurlardan herkesin kaçınması gerektiğini söyledi. AKP'nin tutumu hiçbir şekilde değişmedi; kalekola, askeri sevikata, baskılara devam etti; halk demokratik tepkisini bir türlü ortaya koyamadı. Çünkü hassas sürece geldik, yol haritalarının çıkacağı sürece geldik, bunlar olurken herkesin üzerine düşenleri yerine getirmesi gerektiğini söyledi. 'Sorumluluk' derken de kalekol, askeri sevkiyatları, halka linç girişimlerini kastettiğini, AKP'nin bunları önlemesi gerektiğini belirtti. 'AKP bunlar karşısında sessiz kalıyor' dedi."

'ÇALIŞTAYDA BİR YOL HARİTASI SUNULSAYDI LİCE'DE BUNLAR YAŞANMAZDI'


Buldan, Öcalan'ın Diyarbakır'da AKP'nin yaptığı çalıştaya da değindiğini aktardı: "Öcalan Diyarbakır'da yapılan çalıştaya vurgu yaparken, bu çalıştayı izlediğini, takip ettiğini, önemli olduğunu söyledi ve 'Orada konuşma yapan bakanlar yol haritasını hazırlamış ve eğer o çalıştayda sunmuş olsaydı, Lice'de bunlar yaşanmayacaktı. 1 gün önce çalıştay yapılıyor ve bu toplantıda somut bir şeyler açıklanmış olsaydı, yol haritası kamuoyuna açıklanmış olsaydı ertesi gün Lice'de bunlar yaşanmayacaktı' dedi."

Buldan, önümüzdeki görüşmede yol haritası ile ilgili bir açıklama ya da bilgilendirme olacağını tahmin ettiklerini açıklayarak, "Bu akşam itibarıyla hükümetle görüşme talebinde bulunacağız. İlgili bakanlarla bundan sonra görüşme ve değerlendirmeler daha sık yapılacak. Sayın Öcalan'la da daha çok görüşeceğiz. Kandil ziyaretimiz de hafta sonuna denk gelebilir. Bu 10 gün içinde hem Sayın Öcalan, hem Kandil hem de hükümetle görüşme yapacağız" bilgilerini verdi.

BELEDİYELERE MESAJ


Öcalan'ın önümüzdeki görüşmede Rojava, İran ve Irak'a ilişkin daha geniş kapsamlı değerlendirmeler yapacağını söylediğini bildiren Buldan, Öcalan'ın belediyeciliğe ilişkin şu mesajı verdiğini aktardı: "Özellikle bölgede belediyeler çok başarılı olmalı. Demokratik komünal belediyeciliğin esas alınması ve hayata geçmesi halkta büyük umut yaratacaktır. 1-2 kişiyi işe alarak değil; tüm halka yardım ederek yönetilmeli. Bütün belediyelerin birbirine yardım ederek, halkın yanında olması lazım. Belediyecilikte Diyarbakır Belediyesi'nin örnek belediye olması gerekiyor. Diyarbakır eğer çalışırsa diğer belediyelere de örnek bir durum olur. AKP kredi musluklarını kesti diye kimse ağlamasın ve bunu halka izah edemezsiniz. Komünal belediyecilik anlayışınızla birbirinize yardım ederek bütün bu sorunları en kısa zamanda çözebilirsiniz. Çünkü Diyarbakır'ın müthiş bir zemini var; ekonomik olarak da, toprak verimliliği açısından da... Verimli topraklar var. Bütün bunlar işletilirse Diyarbakır örnek belediye olabilir ve bu örneğiyle birlikte diğer belediyelerle el ele tutuşarak halkın sorunlarını çözebilirler."

'DEMOKRATİK MÜZAKEREDE HİLE VE OYUN OLMAZ'

Öcalan'ın "çözüm süreci"ne ilişkin İzleme Kurulu önerisini de gündeme getirdiği öğrenildi. Buldan, şöyle konuştu: "Sayın Öcalan 'süreçle ilgili bir İzleme Kurulunun mutlaka oluşması' dedi. 'Üçüncü göz' diye ifade ediyor. İzleme Kurulu'nun bu süreçte çok büyük rolünün ve iyileştirici yönlerinin olabileceğini söyledi. Mesela Lice'yi değerlendirirken, 'İzleme Kurulu'nu bunun için istemiştik; olayları izleyecek, yolları denetleyecek, çıkacak olumsuzluklara karşı devreye girecek ve sorunları çözecek. Acilen gerekiyor. Demokratik müzakereden bahsediyoruz ve demokratik müzakerede hile ve oyun olmaz, ancak İzleme Kurulu müdahale edebilir' dedi. Sayın Öcalan sürecin şeffaf bir şekilde gitmesinde de fayda olduğunu söylerken, 'Hem hükümetin hem bizim yapılan bütün çalışmaları kamuoyu ile paylaşmamız lazım. Buraya başka heyetlerin de gelmesi önemli. Farklı kesimlerin gelmesi şeffaflığı da oluşturabilir. Sivil toplumdan, basından, özel şahsiyetlerden kişiler olabilir' dedi."

BAYRAK MESAJI


Öcalan'ın KCK'ye de en kısa zamanda uzun bir mektup yazmayı planladığını açıkladığını belirten Buldan, "Sayın Öcalan KCK'ye mektup konusunda önümüzdeki günlerde uzun bir mektup yazacağını söyledi. Bize de 'siz yine de sözlü olarak KCK yetkilileri ile görüşür, aktarırsınız' dedi" diye ekledi.

Buldan, Öcalan'a toplantı bitiminde bayrak meselesi hakkındaki görüşlerini sorduklarını ve şu yanıtı aldıklarını açıkladı:
"Bizim hiçbir ulusun ulusal değer ve simgelerine karşı olumsuz ve rencide edici bir yaklaşımımız olmamıştır, olamaz. Türkiye halkını bize karşıtlaştırmayı amaçlayan son bayrak provokasyonunun da her iki tarafın gerekli kurumları tarafından ivedilikle soruşturulması ve sonuçlarının tüm halkımızla paylaşılması elzemdir. Bu tarz provokasyonların halkların ortak geleceğini amaçlayan demokratik ulus çözümlemelerimi hedef aldığını herkesin bilmesi gerekir."