Gezi protestoları sırasında Anti-Kapitalist Müslümanlar hareketi ile gündeme gelen yazar İhsan Eliaçık Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin  (Centre for Turkey Studies’in) konuğu olarak İngiltere’nin SOAS Üniversitesi’nde bir konuşma yaptı.

Bir dönem PEN International’ın direktör yardımcılığını yapan Sarah Wyatt ile Doktor Ömer Tekdemir’in moderatörlüğünü yaptığı “Gezi Ruhu ve Yansımaları” başlıklı konuşmaya 200’e yakın dinleyici katıldı.

DOĞA SEVGİSİ, ÖZGÜRLÜK, SAYGI, DAYANIŞMA, ÇOĞULCULUK

İhsan Eliaçık konuşmasının önemli bir bölümünü Gezi hareketini tanımlayan beş kavramı açıklamaya ayırdı. İlk olarak doğa sevgisine değinen Eliaçık, ağaç, park ve yeşil sevgisinin Gezi’de ön plana çıktığını, Türkiye’de ilk defa doğa saygısı ve doğayı koruma içgüdüsünün bu kadar güçlü bir şekilde ön plana çıktığını vurguladı.

Gezi’nin öne çıkardığı ikinci kavramın özgürlük isteği olduğunu belirten Eliaçık, özgürlük gayesinin Gezi’deki bulunan farklı grupların ortak paydası olduğunu belirtti.

Farklı grupların Gezi’de beraber hareket edebilmesinin nedeni olan saygının, Gezi olaylarının gelişmesini sağladığı üçüncü kavram olarak nitelendiren yazar, farklılıklara saygının en ideal biçimde Gezi’de görüldüğünü söyledi. İhsan Eliaçık Atatürk bayrakları ile Abdullah Öcalan resimlerinin, LGBT üyeleri ile daha muhafazakar insanların, dindarlar ile dine mesafeli yaklaşanların, Kürtler ve Türklerin, Sünni ve Alevilerin günler boyunca barış içince yaşayabilmelerini herkesin birbirine duyduğu saygıyla açıkladı.

Eliaçık ayrıca, ortak paydada buluşabilmiş olan çeşitli grupların bazı dünyevi ve siyasi farklılıkları bir kenara bırakıp, sınıf ve ayrımcılığın olmadığı bir Gezi Cumhuriyeti inşa edilmiş olduğunu hatırlattı.

Vatandaşların bedava yiyecek, içecek, sağlık hizmeti, çadır ve kütüphanelerden faydalanabileceği masaların oluştuğu, herkesin dayanışma içince birbirine yardımcı olduğuna dikkat çeken Eliaçık, Gezi Parkı’ından kazanılan dördüncü kavramı da dayanışma olarak nitelendirdi.

Eliaçık, söz konusu farklılıkların ortak hareket edebilmesinin sağladığı bir diğer önemli kavramın da çoğulculuk olduğunu kaydetti. Gezi protestocularının gönüllü olarak konulmuş kurallara uyduklarını aktaran Eliaçık, insanların bir otoriteye ihtiyaç duymadan da kendilerini çoğulculuğu temel alarak yönetebileceklerini gözler önüne serdiklerini söyledi.

SOSYAL ADALET TEMELİNDE İSLAM

Yazar İhsan Eliaçık farklı görüş ve kesimlerden çok sayıda izleyicinin katıldığı konferansta, Gezi ruhunun Türkiye üzerinde gezdiğini, kendisine uygun bir yapı gördüğünde bu organizasyonda somutlaşacağını kaydetti. Gezi’den şu an somut bir siyasi hareket beklemenin anlamsız olduğunu savunan Eliaçık, bu tür çağrıların Gezi’nin ruhunu anlamamak olduğunu da ifade etti.

Gezi ile beraber anti-kapitalist müslümanlar, devrimci İslam gibi isimlerle öne çıkan hareketin değerini büyüklüğünden değil, sembolize ettiği İslam ve toplum anlayışından aldığını vurgulayan Eliaçık sözlerini şöyle sürdürdü: “Gezi parkında ilk Cuma namazı, Miraç kandili kutlaması ve mescit açılması ile harekete destek veren devrimci Müslümanlar Gezi’nin imajını değiştirdi. Gezi’nin laiklik ile muhafazakarlık arasındaki çatışmadan öte bazı değerlere çağrı yapıyor olmasını somutlaştırdı. Türkiye için hayal ettiğimiz, geleceğin cennetini yaratmak. İslamiyette cennet dört ‘s’ ile anlatılabilir: Sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız bir düzen. Bunu dünyada yaratabilmek en büyük hayalimiz.”

İhsan Eliaçık anti-kapitalist müslümanların mülkün aslında Allah’a ait olduğunu öne çıkararak, İslamı yorumlarken sosyal adalet ve eşitliği ön plana çıkaran bir anlayışı benimsediğini vurguladı. Kuran-ı Kerim’in aslında varlığı, gereğinden fazlasını biriktirmeyi, paylaşmamayı eleştirdiğini kaydeden Eliaçık, Kuran’ın hitap ettiği toplumla kendi dili arasındaki farkı ayırt etmemiz gerektiğinin altını çizdi. Eliaçık, kendisinin Allah’ı bir otorite olarak görmektense bir kurallar sistemi olarak gördüğünü de ifade etti.

İhsan Eliaçık konferansın ardından kitaplarını imzaladı. (Demokrat Haber)