Hakkında Suriye’ye yaptığı yardım faaliyetleri yanında radikal İslamcı silahlı gruplara yiyecek, sağlık, para, teçhizat ve silah temini gibi konularda destek olduğu yönünde iddialar bulunan İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) kendini savunmaya çalışırken Medet Önlü suikasti hakkında şaibeli ifadeler kullandı.

Medet Önlü, Çerkes soykırımının tarihi mirasçısı Rusya’ya karşı muhalif bir çizgi izliyor ve Türkiye'de yaşıyordu. Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti Türkiye Fahri Konsolosu da olan Medet Önlü 22 Mayıs 2013’te, Ankara’daki ofisinde uğradığı bir suikast ile katledilmişti.

İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın kurumuna yönelik uluslararası komplo iddialarını dillendirdiği bir söyleşisi, 3 Ocak 2014 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde yayınlandı. Yıldırım bu söyleşide kendisini hedef alan İsrail güdümlü bir suikast timinin varlığından bahsederken, Medet Önlü suikastini de paralel bir gücün gerçekleştirdiğini iddia etti.

Suikastin üzerinden aylar geçtikten sonra, bilgisi olduğunu iddia etmesine rağmen şimdiye dek suikastin aydınlatılması yönünde yetkilileri bilgilendirmek adına hiçbir adım atmayan Yıldırım’ın bu ifadeleri, Türkiye’deki Kafkasyalılar tarafından “açıkça kamuoyunu yanıltmak, failler ve suç ortaklarıyla ilgili şaibe yaratmak” olarak değerlendirildi.

Kafkasya Forumu konu hakkında yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:

“Hatırlanacağı gibi Medet Önlü, 22 Mayıs 2013’te, Ankara’daki ofisinde uğradığı bir suikast ile katledildi. Ofisinin bulunduğu apartmana suikastten kısa bir süre önce tesadüfen monte edilmiş bir kameranın görüntüleri ve Önlü’nün kişisel günlüğünde bulunan bilgiler sayesinde tetikçi, suç ortağı ve azmettirici kesin olarak tespit edildi. Buna göre azmettirici Rizvan Esbulatov, Rusya Federasyonu vatandaşı bir şahıs ve Rusya yanlısı Çeçen Başkan Ramzan Kadirov ile bağlantılı olduğu düşünülüyor.

Türkiye’den kiraladığı tetikçi Murat Aluç ve onun suç ortağı Ömer Peltek ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Bu kişilerden bazıları olayın hemen sonrasında gözaltına alınmışsa da delil yetersizliği sebebiyle serbest bırakıldı ve hemen “kayıplara karıştı”.

Medet Önlü suikasti,

* Uluslararası boyutlarına rağmen Hükümet’in hiçbir açıklama yapmadığı,

* Tamamı tespit edildiği halde faillerin hiçbirinin şu anda kadar yakalanmadığı,

* Bir kısmının ilk etapta gözaltına alındığı halde şaibeli bir şekilde serbest bırakıldığı,

* Yetkililerin görevini yapmaktansa Önlü’nün yakınlarını oyalayarak konuyu kamuoyu gündeminden uzak tutmaya çalıştığı ve,

* Siyasi iradeyle işleyen bir örtbas sürecinin yürütüldüğünü düşündüren

bir sürecin içindeyken İHH Başkanı’ndan gelen bu açıklamayı son derece düşündürücü buluyoruz.

Türkiye devlet aygıtının paramparça olduğu bir dönemden geçiyor. Çok merkezli bir güç savaşının içinde bloklar dağılıp yenileri kuruluyor. Tarafların birbirini suçlamak veya biraz daha meşruluk kazanmak adına her türlü araca başvurduğu, bütün toplum kesimlerine ulaşmaya çalıştığı bir ortamdayız. Bülent Yıldırım ve başkanlığını yürüttüğü İHH, artık açıkça bu güç çatışmasının bir parçası haline geldi.

Ortada en azından bir haklının bulunduğundan dahi emin olamadığımız bu süreçte, güç odaklarından herhangi birinin yanında yer almayı reddediyoruz. Ancak, son iktidar döneminde karşı karşıya kaldığımız ve takipçisi olacağımızı söylediğimiz faili meçhul cinayetlerin, yine bu güç odaklarınca malzeme edilmesine sessiz kalacak değiliz.

Suikaste dair bilgisi olduğu izlenimini vererek ve suikasti İsrail odaklı bir gruba havale ederek Bülent Yıldırım açıkça,

- Medet Önlü, ailesi ve toplumunun yaşadığı mağduriyet üzerinden meşruluk çalarak Vicdan’ı

- İşlenmiş bir cinayetin faillerini çarpıtarak Hukuk’u

- Hükümet’in bu cinayetlere karşı sessizce onaylayan tavrını örtbas ederek Ahlak’ı

ayaklar altına almıştır.

İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ı, derhal içine düştüğü yanlıştan sıyrılmaya, kamuoyunu yanıltmaktan, yetkilileri yanlış yönlendirmekten vazgeçmeye, Medet Önlü’nün hatırasından, ailesinden ve uğruna mücadele ettiği halkından özür dilemeye davet ediyoruz.”

İHH’DA EL KAİDE GÖLGESİ

Geçtiğimiz aylarda İHH’nın Suriye'nin Rakka kentinde El Kaide denetimi varken iftar programları organize ettiği, Anadolu Ajansı’nın İHH’nın zorda kalmaması için bu haberi Özgür Suriye Ordusu olarak servis ettiği haberlere yansımıştı.

İHH Başkanı Bülent Yıldırım hakkında, "başkanı olduğu dernek üzerinden El Kaide'ye para aktardığı" iddiasıyla bir soruşturma yürütüldüğü de ortaya çıkmıştı.

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını yürüten Gülen Grubuna bağlı savcıların yaşanan kutuplaşmada ‘İHH ile ilgili El Kaide dosyası açılır' dediğini İHH Başkanı Bülent Yıldırım bizzat kendisi açıklamıştı.

Ak Parti yanlısı medyanın geçtiğimiz haftaya kadar El Kaide, El Nusra ve IŞİD aleyhine hiçbir yayın yapmazken, diğer muhalif gruplarla bu grupların iç çatışmaları şiddetlenince bu grupların sivilleri katlettiğine yönelik haberlere yer vermeye başlaması dikkat çekmişti.

(Demokrat Haber)