İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un Kastamonu’da düzenlenen bir toplantıda kullandığı, “Bizim için bağımsızlık, gâvura ‘gâvur’ diyerek karşısında dikilebilmektir” ifadeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. 

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 3 Aralık 2016’da Kastamonu’da düzenlenen AKP Yerel Yönetimler 3. Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı: “Türkiye müslümanlığı dediğimiz, bugünlere kadar gelmiş olan bu büyük medeniyetin en temel özelliklerinden birisi gâvura gâvur diyerek gâvurun karşısına dikilebilmektir. (...) Bizim bu bağımsızlık meselesini ciddiye almamız lazım. Bizim için bağımsızlık gâvura gâvur diyerek karşısına dikilebilmektir.”

İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’un bu beyanları üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak, sarf ettiği bu ifadelerden ötürü hakkında soruşturma başlatılmasını talep etti.

Yapılan suç duyurusunda, Numan Kurtulmuş’un, bu sözleriyle Müslüman olmayan Türkiye yurttaşlarına karşı ayrımcılığı, ötekileştirmeyi teşvik ettiğini ve toplumun bir kesimini diğerine karşı nefrete sevk ettiğini vurgulayan Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, Kurtulmuş’un, aynı zamanda Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi ile Türkiye’nin de imzalamış olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil olmak üzere, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili Türkiye için bağlayıcılığı bulunan uluslararası sözleşmelerin dine dayalı hükümlerini de ihlal ettiğini kaydetti. 

“MAZARET UYDURULARAK HUKUKTAN KAÇILAMAZ”

Sözlerinin devamında, “Gâvur, gayrimüslime verilen isim değil, bizim lugatımızda zalime, insanlara karşı zulüm edene, emperyaliste verilen isimdir” diyen Numan Kurtulmuş’un bu mazeretle sorumluluktan kaçmaya çalışmak istediğini kaydeden Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon suç duyurusunda şu ifadelere yer verdi: 

“Numan Kurtulmuş’un söylediği gibi bir lügat yoktur. Kendisi olmayan bir lügat uydurarak yasa ve sözleşmelerin hükümlerini ihlal etme yükümlülüğünden kaçmaktadır. Kaçamaz, çünkü bütün Türkçe sözlüklerde, ayrımcı tanımlar içeren Türk Dil Kurumu sözlüğünde de “gâvur” kelimesinin “Müslüman olmayan” anlamına geldiğini, ama aynı zamanda “dinsiz, Allahsız, acımasız, zalim” gibi aşağılayıcı, hakaret içeren anlamları da açıkça yazmaktadır. Yüzyıllardır toplumun zihninde Müslüman olmayanın, aynı zamanda dinsiz, her türlü kötülük beklenebilir kişi olduğunu böylece sözlükler de kanıtlamaktadır. İsteyen istediği sözcüğe, istediği anlamı vererek, evrensel hukuktan ve ulusal yasalardan kaçamaz.” 

“Gâvur” kelimesinin 1839 tarihinde ilan edilen Tanzimat Fermanı’yla Osmanlı döneminde resmen yasaklandığını hatırlatan Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon suç duyurusunda ayrıca şu ifadelere yer verdi: 

“177 yıl önce Osmanlı’da “gâvur” sözcüğünün, Müslüman olmayanlara yönelik hakaret, ayrımcılık, ötekileştirme içerdiği kabul edilmişken, bugün Başbakan Yardımcısı “gâvura gâvur” demeyi savunuyor. O kadar geriye gitmeye gerek yok, daha 2013’te başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat kendisinin açıkladığı “Demokrasi paketi”nde, nefret suçlarının da ilk kez Türkiye Ceza Kanunu’na gireceği müjdesi veriliyor, gazeteler söylenmesi durumunda suç oluşturacak sözcükler arasında “gâvur” sözcüğünü de sayıyorlardı. Bunu vaat eden bir iktidar, bugün aynı sözcüğü olumluyor, böylece Türkiye’de halen yaşamakta olan Müslüman olmayanların ötekileştirilmesini, ayrımcılığa uğramasını onaylıyor, hatta bunun bir devlet politikası olduğunu alenen ilan ediyor.” 

Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon suç duyurusunda, Numan Kurtulmuş’un Türkiye Ceza Kanunu’nun 216 maddesinde düzenlenen, “Halkın ırk, din ve mezhep bakımından farklı bir kesiminin aşağılanması ve diğer bir kesimi aleyhinde kin ve düşmanlığa tahrik” suçunu işlediğini kaydederek, hakkında soruşturma açılmasını ve işlem yapılmasını talep etti. (Hrant Kasparyan / Demokrat Haber)