DİYARBAKIR- İHD Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır Tabipler Odası ve Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) 26 Haziran 'İşkence Görenlerle Dayanışma ve İşkence ile Mücadele Günü' nedeniyle Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde basın açıklaması yaptı.

İHD Diyarbakır Şubesi İşkence ile Mücadele Komisyonu Üyesi Pınar Dalkuş Ayman, sivil toplum örgütleri adına yaptığı açıklamada, AK Parti hükümetinin işkenceye sıfır tolerans beyanına rağmen Türkiye'de ve özelikle bölgede işkence ve kötü muamele yapıldığını söyledi. 

AB uyum yasaları çerçevesinde 2000'li yıllardan sonra işkencenin azaldığına işaret eden Ayman, "Özelikle 2005'ten sonra yeni TCK'nın yürürlüğe girmesi ve 2006 yılında Terörle Mücadele Kanunu'nun 2007 yılında ise Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nda yapılan değişiklerle işkence ve kötü muamelede bir artış yaşanmıştır. Kolluk kuvvetleri neredeyse her etkinlik ve toplantıya müdahale etmekte ve orantısız güç kullanmaktadır. AİHM'nin 10 Nisan 2012 tarihinde aldığı kararla kontrol altındaki kişi, gruplara yönelik olarak yaygın göz yaşartıcı gaz kullanımına, işkence ve diğer kötü muamele yasağını düzenleyen 3'üncü maddesinin ihlali olarak değerlendirmiş ve Türkiye'yi mahkum etmiştir" dedi.

"SÜREÇLE BİRLİKTE İŞKENCE DE ARTTI"

Gezi Parkı'nda 31 Mayıs'ta başlayan ve Türkiye'nin birçok iline yayılan protesto gösterilerinde polisin, gerçek mermi kullandığını söyleyen Ayman, olaylar sırasında 4 kişinin yaşamını yitirdiğini, 20 kişinin kafa travması geçirdiğini ve 1 kişinin de dalağının alındığını söyledi. Yine aynı olaylarda, 7 bin 681 eylemcinin işkence sonucunda yaraladığını dile getiren Ayman, sokak ortasında yurttaşların polis tarafından öldüresiye işkenceye maruz kaldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 2010 yılında 741 işkence ve kötü muamele vakası yaşanırken 2011 yılında bu sayı bin 555 kişiye yükselmiştir. Yine 2012 yılında 876 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır. 2013 yılının, ilk verileri incelendiğinde, çözüm süreci olmasına rağmen işkence olaylarının azalmadığı, aksine olaylarda artış gösterdiği gözlemlenmiştir. Sadece Haziran ayında Diyarbakır'da ilçe ve köylerince Abdullah Tarhan, Canser Elgörmüş ve Recep Demir adlı yurttaşlar polis şiddetine maruz kalmıştır."

KAYGI DUYUYORUZ

Tüm bu olumsuzlukların, işkence ve kötü muamele konusunda devletin ve yönetenlerin zihniyetinin değişmemesinden kaynaklandığını söyleyen Ayman, "Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, Erzurum'da Milli İradeye Saygı Mitingi'nde polise 'vur' emrini bizzat kendisinin verdiği beyan etmiştir. Yine son olarak cezaevlerinde gerçekleştirilen kötü muamele nedeniyle, ülkenin birçok cezaevinde hasta tutsakların çeşitli hak gasplarına maruz kaldığını biliyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak, gözlem ve tecrübelerimize dayanarak polisin sokaklarda fütursuzca uyguladığı işkence ve kötü muameleden kaygı duyuyoruz. Tüm yetkili kurumları duyarlı olmaya, hükümet ve yetkilileri işkenceyi özendirici söylemlerinden vazgeçmeye ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz" dedi.

Yapılan konuşmaların ardından açıklamaya katılanlar, kent merkezinde insan hakları ihlalleri ile ilgili broşür dağıttı. (gazeteport)