İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, İstanbul Adliyesi’ndeki rehine operasyonu ve iki eylemci ve savcının hayatını kaybettiği olaya ilişkin açıklama yaptı.

İHD,  operasyonunun oluş, sonuçlandırılış ve sonrasındaki açıklamalarında insan hak ve özgürlükleri bakımından kabul edilemez yanlar olduğunu belirterek “Herkesin canlı çıkabileceği bir sürecin, ‘güçlü devlet’ söylemini sürdürmek için ölümle sonuçlandırılması kabul edilemez” denildi.

İHD tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Eylemcilerle temas ve eyleme müdahale biçiminin, yaşam hakkını esas alan usullerle yürütülmediği anlaşılmaktadır. Rehin alma süreci devam ederken gelen patlamanın kaynağı belli olmadığı gibi, güvenlik güçlerinin ve onları çekip çeviren kamu otoritelerinin, ölümlerin meydana gelmemesi için gerekli sabır ve özeni göstermediği anlaşılmaktadır.

“Devletin hak ve adalet duygusunu zedeleyen güvenlikçi yaklaşım ve düzenlemelerin bu tür eylemlere zemin hazırladığı Adaletin tecellisi önündeki en büyük engelin, cezasızlık politikalarının ve bu yönetim anlayışının kendisi olduğunu bu güne kadar hak mücadelemizden çok iyi biliyoruz. Eylemin sonuçlandırılma biçiminin de cezasızlık kültürüne yaslanan bir ‘yargısız infaz’ olduğu kuşkuları son derece haklı ve yerindedir.

“Barolar ve hak savunucusu örgütlerden oluşturulacak bir komisyon, soruşturma sürecinde yer almalıdır. Yaşam hakkı kutsaldır. Herkesin canlı çıkabileceği bir sürecin, ‘güçlü devlet’ söylemini sürdürmek için ölümle sonuçlandırılması kabul edilemez.

“Eylemi barışçıl biçimde sonlandırma imkanlarını kullanmak ve olayın oluşundaki devlet sorumluluğunu gizlemek amacıyla başvurulmuş çok tehlikeli bir yol” olarak nitelendirildiği açıklamada “Adliyelerin güvenliğini sağlamak avukatların sorumluluğunda değildir. Kaldı ki, eylemcilerin ‘avukat kimliğiyle, avukat kılığında’ içeri girdikleri bilgilerini bizzat adliye kaynakları yalanlamaktadır.”