Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Meclis'te yasallaştı. Kanun değişikliğinin bir maddesi de 5275 Sayılı Kanunun 16. maddesindeki değişiklik ile cezaevlerindeki hasta tutukluların durumuna ilişkin değişiklik. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, konu ile ilgili Cezaevlerindeki Hasta Mahpuslar Raporu'nu düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.

EN BÜYÜK SORUN HASTA TUTUKLULAR

İşkence ve kötü muameleden sevk ve sürgünlere kadar birçok hak gaspının yaşandığını belirten İHD Diyarbakır Şubesi Cezaevi Komisyonu Üyesi Avukat Muhterem Süren, hapishanelerde yaşanan en büyük sorunun hasta tutukluların içinde bulunduğu durum ve yetkili organların bu durum karşısındaki duyarsızlıkları olduğunu söyledi.

309 HASTA TUTUKLU

Hazırlanan rapora göre, hasta tutukluların sayısında ciddi bir artış yaşandığını söyleyen Süren, "Bu da biz insan hakları savunucularını ciddi anlamda kaygılandırmaktadır" dedi.

Hazırlanan rapora göre ulaşılabilen 309 hasta tutuklunun bulunduğunu söyleyen Süren, 50 kişinin ilgili sağlık kurullarından aldıkları sağlık raporları incelemeye alınarak, durumları hakkında tespitler yapıldığını söyledi.

DUYARSIZLIK SÜRÜYOR

İnsan hakları savunucuları olarak yıllardır hasta tutukluların durumuna dikkat çektiklerini söyleyen Süren, yürüttükleri tüm çabalara karşı istenilen düzeyde karşılık bulmadıklarını, yetkili organların duyarsızlığının devam ettiğini söyledi. Süner, yaşanan duyarsızlıktan kaynaklı hapishanelerde çok sayıda hasta tutuklunun son dilekleri olan "yakınlarının yanında son nefesini verme" hakkından mahrum bırakılarak, cezaevlerinin kötü şartlarında ölüme mahkum edildiğini belirtti.

YAPILAN DEĞİŞİKLİKTEKİ İKİ EKSİK

Süner konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir süredir Meclis gündeminde olan ve nihayetinde içinde bulunduğumuz hafta Genel Kurul gündemine getirilen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi, dün itibariyle Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi. Bu değişikliğin önemli maddelerinden biri de hasta mahpusların infazının geri bırakılması ile ilgili 5275 Sayılı Kanunun 16. maddesindeki değişiklik oldu. Yapılan değişiklikle, bu kanun maddesinin 2. fıkrasında geçen 'Mahkumun hastalığının hayatı için kesin bir tehlike teşkil etmesi durumunda, hapis cezasının infazının iyileşinceye kadar geri bırakılması' hükmüne, 5. fıkra eklenerek, 'Ağır bir sakatlık veya hastalık nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettirememesi durumunda infaz ertelenebilir' şeklinde düzenlenmiştir."

Yapılan değişikliği iki yönde eksik ve yetersiz bulduklarını söyleyen Süner, "Kanun değişikliği metninde 16. maddenin 3. fıkrasında belirlenen usule göre infazın geri bırakılabileceği belirtilmiştir. 16. maddenin 3. fıkrası Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen ya da Adalet Bakanlığı'nca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurulları tarafından düzenlenip Adli Tıp Kurumu'nun onayladığı rapor üzerine infazın geri bırakılabileceği belirtilmektedir. Bu düzenleme bize göre sakıncalıdır. Adli Tıp Kurumu resmi tekel bilirkişisi olarak tarafsızlığını yitirmiş ve siyasal iktidarın politikalarına göre tutum alan bir kurum haline gelmiştir. Nitekim Adalet Bakanlığı verilerinden de anlaşılacağı üzere Adli Tıp Kurumu'nun kötü uygulamaları nedeni ile infazı geri bırakılmayan ağır hasta mahpuslar cezaevinde yaşamını yitirmekte ya da tahliye olduktan birkaç gün sonra yaşamlarını yitirmektedirler. 16’ıncı maddenin 3’üncü fıkrasında düzeltme yapılarak Adalet Bakanlığı’nın belirlediği tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurul raporlarının yeterli olması, adli tıp kurumunun onayının istenmemesi sağlanmalıydı. 3. fıkrada düzeltme yapılmadan eklenen 5. fıkranın uygulamada fazla bir karşılığı olmayacaktır".

Kanun metninde, "Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya sakatlık nedeni ile ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen" mahkumdan bahsedildiğini belirten Süner, maddenin bu haliyle kalmış olmasını hiçbir hasta tutuklunun tahliye edilmeyeceği anlamına geldiğini vurguladı.

YAPILAN DEĞİŞİKLİK YETERLİ DEĞİL

Yapılan kanun değişikliğini hasta tutuklular açısından yeterli bulmadıklarını söyleyen Süner, yapılan değişikliği reddetmediklerini ama uygulamada göreceklerini kaydetti. Hazırlanan raporu Adalet Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlara sunacaklarını ifade eden Süner, amaçlarının ülkenin kanayan bir yarası olan cezaevlerindeki hasta tutukluların sorununa ivedilikle çözüm bulmak istediklerinin altını çizdi.

"AĞIR HASTALAR BİR AN ÖNCE TAHLİYE EDİLSİN"

Süner, ağır hasta olan tutukluların Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı tarafından bir an önce tahliye edilmesini beklediklerini söyledi.

Adalet Bakanlığı'nın Adli Tıp Kurumu'nu ortadan kaldırmasını isteyen İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Adli Tıp Kurumu ile hasta tutuklular konusunda bir ilerleme kastedilemeyeceğini söyledi. (ETHA)