Gazeteci-yazar Hrant Dink’in öldürülmesinden bu yana 7 yıl geçti. Dink’in katledilmesine ilişkin görülen dava, Türkiye’de hukukun iflas ettiğinin en açık göstergelerinden biri oldu. Ailenin avukatlarının tek savcı ısrarına karşın, davada tam 3 farklı savcı görev aldı. Dink’in katledilmesine ilişkin yürütülen davada tüm yetki, geçtiğimiz günlerde görev yeri değiştirilen Savcı Muammer Akkaş’a devredildi. Akkaş cinayette ‘görev ihmali’nin üzerine gitmek istediyse de İstanbul Valiliği bu niyetin önüne geçti. Akkaş’ın 30 kamu görevlisi hakkında “görev ihmali” suçundan soruşturma açmak için izin istedi. Ancak İstanbul Valiliği, Hrant Dink cinayetinde adı geçen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, bazı polisler ve Vali Yardımcısı Ergün Güngör’ün de arasında bulunduğu kamu görevlileri hakkında soruşturma izni vermedi. Soruşturmaya kamu görevlilerin dahli, “Dink cinayetinde yardım ve yataklık” ile “iştirak” suçlamalarıyla kısıtlı kaldı.

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesinin ardından geçen 7 yıllık süreç, hukuk sisteminin durumunu gözler önüne sererken, verilen ve verilmeyen kararlar ise kamuoyu vicdanında derin yaralar açtı. Türkiye’nin onur davasına dönüşen Hrant Dink davasında mahkeme skandal kararlara imza attı. 7 yıldır adaletin bir türlü tecelli etmediği ve birçok şüpheli kararlara imza atıldığı davadan öne çıkan gelişmeler şöyle:

‘GÖREV İHMALİ’ OLGUSU

Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de İstanbul’da sokak ortasında sırtından vurularak öldürüldü. Katili Ogün Samast bir gün sonra Samsun Otogarı’nda yakalandı. Bir hafta sonra cinayete ilişkin olarak gözaltına alınan Ogün Samast, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender tutuklandı.

4 Şubat 2012’de Dink ailesinin avukatları tarafından, cinayette “yardım ve yataklık” ile “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” iddialarıyla; dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ile dönemin İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın da aralarında bulunduğu 24 kamu görevlisi hakkında dava açılması istendi.

Dönemin özel yetkili İstanbul cumhuriyet savcıları Selim Berna Altay ve Fikret Seçen’in yürüttüğü soruşturmanın tamamlanmasının ardından, 20 Nisan 2007’de 12’si tutuklu 18 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianameyi inceleyen mahkeme, “terör örgütü” konusundaki dayanakları yetersiz bularak iddianameyi kabul etmedi. Savcılar mahkemenin bu kararına İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak itiraz etti. Savcılar Altay ve Seçen’in itirazları haklı bulundu ve başlangıçta iddianameyi reddeden mahkeme, iddianameyi bu kez kabul etti.

‘KÜÇÜK’ KATİL SAMAST

Davanın ilk duruşması 2 Temmuz 2007’de görüldü. Dink’in katili Ogün Samast’ın “yaşının küçük olması” gerekçe gösterilerek dışa kapalı yapılan ve yaklaşık yarım gün süren duruşmada; Salih Hacısalihoğlu, Osman Altay, İrfan Özkan ve Veysel Toprak tahliye edilmesine karar verildi.

Davanın 7 Temmuz 2008 tarihli 6. duruşmasında, Ogün Samast’ın 18 yaşını doldurmasından sonra davanın açık olarak görülmesi kararlaştırıldı.

Azmettirici olarak, sanıklardan Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal hakkında 2008’de hazırlanan iddianamenin de ana davayla birleştirilmesiyle sanık sayısı 20’ye yükseldi.

MAHKEMEDE KAVGA ETTİLER

Davanın 8. duruşmasına ise Erhan Tuncel ile Yasin Hayal arasındaki kavga damgasını vurdu. Hayal duruşmanın görüldüğü sırada Tuncel’e arkasından yumruk attı. Hayal, mahkeme başkanının talebi doğrultusunda görevliler tarafından salondan çıkartıldı. Olayda, Hayal ve Tuncel arasındaki küfürlerleşmeler oldu.

Davanın 11. duruşmasında ise sanıklara cinayette kulanılan silahı tanıyıp tanımadıkları soruldu. Verilen çelişkili ifadelerde Ogün Samast, gösterilen silahı anımsayamadığını, Yasin Hayal silahın cinayette kullanıldığını söyledi.

13. duruşmada mahkeme, tutuklu sanıklardan Ersin Yolcu ve Ahmet İskender’in tahliyesi yönünde karar verdi. Verilen tahliyelerin ardından dava kapsamında Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’den başka tutuklu kalmadı.

Davanın 25 Ekim 2010 tarihli duruşmasında ise mahkeme, Samast hakkındaki dava dosyasının ayrılmasına ve ayrılan dava bakımından mahkemenin “görevsizliğine” karar verdi. Kararın gerekçesi olarak “Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 8. maddesiyle, CMK’nın 250. maddesinin 4. bendine eklenen fıkradaki hüküm gösterildi. Samast hakkındaki dava dosyasının İstanbul Nöbetçi Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderen mahkeme, “kuvvetli suç süphesinden” dolayı tutukluluk halinin sürmesine karar verdi.

SAMAST’A 22 YIL HAPİS

25 Temmuz 2011’de İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ı, “Tasarlayarak adam öldürmek” ve “Ruhsatsız silah taşımak” suçlarından 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Karar, Yargıtay tarafından da onandı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 20. duruşmasında Savcı Hikmet Usta, 106 sayfalık esas hakkındaki görüşünü mahkemeye sundu. Hrant Dink cinayeti ve “Ergenekon” soruşturması kapsamında elde edilen delillerin örtüştüğünü bildiren bildirilen mütalaada, “Dink cinayeti eyleminin, Mc Donalds’ın bombalanmasının ve diğer eylemlerinin salt milliyetçilik duyguları kabaran gençler tarafından işlenmesinin ötesinde, iştirak halinde ve süreklilik içerisinde çalışan, gizlilik kuralları ve örgütsel hiyerarşiye azami özen gösteren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde, ‘Ergenekon’ terör örgütünün Trabzon’da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğu değerlendirilmektedir” ifadelerine yer verildi.

‘ÖRGÜT’TEN BERAAT

17 Ocak 2012’de karını açıklayan mahkeme tarafından Yasin Hayal, cinayetin azmettiricisi olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme cinayetin örgütlü yapının eylemi olduğu görüşünü reddederek, Hayal’in “Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan beraatine karar verdi.

Tutuklu sanık Erhan Tuncel’i, “Patlayıcı madde imal etmek, kullanmak” suçlarından 10 yıl 6 ay hapse mahkum eden mahkeme, Tuncel’in “Silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak” ve “Tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme” suçlarından beraatini kararlaştırdı. Tuncel tahliye edildi.

KARAR VERMEYİ UNUTTULAR!

Mahkeme, birleşen dosya sanığı Osman Hayal ve diğer sanıklar Zeynel Abidin Yavuz, Mustafa Öztürk ile Tuncay Uzundal’ın “Silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “Tasarlayarak adam öldürmek” suçlarından beraat ettirdi. Karar duruşmasından sonra ise ilginç bir durumun varlığı anlaşıldı. Mahkemenin Coşkun İğci hakkında karar vermeyi unuttuğu ortaya çıktı. Bunun üzerine yeni bir dosya açarak İğci ile ilgili kararını 13 Şubat 2012’de açıklayan heyet, tutuksuz sanık Coşkun İğci’nin de beraatine karar verdi.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, yerel mahkemenin “örgüt yok” kararına itiraz etti. Usta, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği dilekçede, “Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in örgüt liderliği ve yöneticiliğini yaptığının, sanıkların, Ergenekon soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan sanıklarla amaç birliği içinde bulunduğunun, ana yapı Ergenekon ile Trabzon’daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip olduğunun” anlaşıldığını dile getirdi.

Mahkeme Başkanı Rüstem Eryılmaz, kararın yanlış olduğunu düşünenlere yaptığı açıklamayla kararın doğru olduğunu savundu. Eryılmaz “Verdiğimiz karar, ‘örgüt yoktur’ anlamına gelmez” sözlerinin ardından “Elbette bu cinayeti basite indirgeyemeyiz” ifadelerini kullandı.

YARGITAY KARARI BOZDU

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yerel mahkemenin kararının, “sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği” gerekçesiyle bozulmasını istedi.

Temyiz incelemesinin yapıldığı Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 15 Mayıs 2013’te verdiği kararda, sanıkların “Silahlı terör örgütü” değil, “Suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt” üyesi olduklarına karar verdi. Yargıtay “örgüt yok” hükmünde verilen kararlarını bozdu.

RÖPORTAJDAN SONRA TUTUKLANDI

Hakkında yakalama kararı bulunan Erhan Tuncel, Star gazetesine verdiği röportajdan hemen sonra, 24 Ekim 2013’te tutuklandı.

Davanın 7 Ocak 2014’te yapılan duruşmasında, sanıklar Osman Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Trabzon’da tutuklanan ikili, davanın görüldüğü mahkemece, video kaydı aracılığıyla cezaevinde ifadeleri alınarak salıverildi.

7 Ocak tarihli son duruşmada Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin, İstanbul merkezli operasyona ilişkin yapılan açıklamaların çok önemli olduğunu anlatarak, “Bir bakıma yaşanan gelişmeler, aslında başından itibaren bizim söylediklerimizi doğrulamaktadır. Bazı kamu görevlileri, hukuksuz delil elde etmenin odağındadır. Bu nedenle bütün taleplerimiz yeniden karşılanmalı ve dosya yeniden ele alınmalıdır. MİT, Genelkurmay ve İstihbarat Daire Başkanlığı, dosyamıza bilgileri doğru bir biçimde aktarmamıştır. Bu nedenle bir an önce esasa gelinmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

Mahkeme heyeti tutuksuz sanıklar Osman Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz’un duruşmaya katılmadığını söyleyerek, duruşmayı 12 Şubat 2014 tarihine erteledi. 

(Birgün)