Batman'da, Mustazaf-Der ve Peygamber Sevdalıları Platformunca düzenlenen, "Gündemdeki Tahliyeler ve İslami STK'ların Bakışıyla Gündem" konulu panelde bu görüş dile getirildi.

Panelde konuşan Mustazaf-Der Genel Başkanı ve tahliye edilen Hizbullahçıların avukatı Hüseyin Yılmaz, "Hizbullah, terör örgütü listesi çıkarılmalı, cemaat yerine konulmalı. Fotokopi kağıtları üzerinde on binlerce insan cezalandırıldı" dedi.

HAKSIZLIKLARI HAYKIRMAK İSTEDİK

Mustazaf-Der ve Peygamber Sevdalıları Platformunun ortaklaşa Sena düğün salonunda düzenlediği panele, Mustazaf-Der Genel Başkanı avukat Hüseyin Yılmaz, Batman Mustazaf-Der Başkanı Abdurrahman Cens, Mustazaf-Der Onursal Başkanı Enver Kılıçarslan konuşmacı olarak katıldı. Kur'an-ı Kerim'in okunması ile başlayan panelin açılış konuşmasını yapan Peygamber Sevdalıları Platformu dönem sözcüsü Mehmet Ali Ortaç, Hizbullah tahliyelerinden sonra Hükümet'in yargıya baskı yaparak haksız bir karar çıkarılmasına neden olduğunu belirterek, "3 haftadır Türkiye'nin her yerinde dindarlara birer suçluymuş gibi bakılıp gözaltına alınıyorlar. Her gün başka bir ilde haksız operasyonlar yapılıyor. Bu ülkede huzursuzluk çıkarmaya ne gerek var. Bunca haksızlık ortada iken Mustazaflara zulüm yapılıyor. Bu zulme seyirci kalamazdık, haksızlıkları haykırmak istedik" dedi.

LİDERLER ALTINLARI ALIP KAÇIYOR!

Yaklaşık bin kişinin izleyici olarak katıldığı panelde konuşan Mustazaf-Der Onursal Başkanı Enver Kılıçarslan ise Kürtçe konuştu. Kılıçarslan, kainatın adalet üzerine kurulduğunu, adalet sürdüğü sürece dünyanın yıkılmayacağını, ancak, adalet bittiği zaman dünya yıkılmaya mahkum olacağını ileri sürerek, "Kafir de olsa zulüm görene Allah her zaman yardım eder. 124 bin peygamberimiz zulme karşı savaşmıştır. Ortadoğu’da liderler binlerce altınlarla kaçıyorlar. Bunları görüyor ve yaşıyoruz" dedi.

Mustazaf-Der Genel başkanı ve tahliye edilen Hizbullahçıların avukatı Hüseyin Yılmaz da, Hizbullah örgütünün üzerinde çeşitli spekülasyonlar yapıldığını iddia ederek, "Herkes Hizbullah davasında örgüt üyeliği adı altında yargılanıyor. Camiye gidenler, Kur'an kursu verenlere örgüt üyesi yakıştırması yapılıyor. Bu davanın bir propagandası yok. Kelime-i tevhit afişi şiddet içerikli sayıldı. Tespih ve sarıklar suç unsuru olarak gösterildi. Taş atan, molotofla esnaf ve çevreye zarar veren çocuklara yönelik yasa çıkarıldı. Bu yasaya İslami kesim de destek verdi, peki 2000'li yıllarda yüzde 54'ü 18 yaşın altındaki çocuklara neden seyirci kalındı. Onların elinde Molotof ve taş yoktu, ellerinde Kur'an vardı" diye konuştu. Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:

HAKSIZLIK VE ZULÜM SAĞCISINA DA SOLCUSUNA DA YAPILMIŞTIR

"Haksızlık ve zulüm bu bölgede sağcısına da solcusuna da yapılmıştır. En çok bu uygulama İslami kesime yapılmıştır. Aydını, yazarı, çizeri bu tahliyeleri tek taraflı değerlendiriyor. Hele Hizbullah davasında bir de kayıt dışı gözaltı olayı skandalı var. Hizbullah sanığı olunca, ‘vurun abalıya’ misali kimse olup bitenleri görmek istemiyor. 6 ay süreyle gözaltına alınanlar güvenlik görevlileriyle pişti oynamadı, 3 saat süreyle gözaltında kalanlar feryadı koparıyor ama konu Hizbullah'a gelince herkes sus-pus oluyor. Faili meçhullerde sanki sadece PKK'liler varmış gibi bir değerlendirme yapılıyor. Oysa İslami kesimde de birçok faili meçhul olay yaşandı. Fotokopi kağıtları üzerinde on binlerce insan cezalandırıldı. Yargıtay fotokopileri delil olarak kabul etti. Üzerinde oynama yapılan hardiskler ortaya çıktı. Dosyalar üzerinde yanlış isimler tespit edildi. Buna rağmen Yargıtay fotokopiler benim için yeterlidir dedi. Tahliyelerden yararlanan bin kişiden 21'i Hizbullah örgütünden yargılandı. PKK davasından 36 kişi bu yasa kapsamında fayda gördü. DHKPC ve diğer örgütlerden de onlarca kişi yararlandı ama Hizbullah'tan 21 kişi tahliye edildi diye medya ortalığı ayağa kaldırdı. Kimsenin diğer örgütlerden söz ettiği yok. Bu yasa sanki Hizbullah için çıkarılmış bir yasa olarak lanse ettirildi. Hizbullah'a bir de terör örgütü deniliyor. Bombalı eylemler, tarama ve insanları sindiren olaylara terör denilir. Cemal Tutar'ın da ifadelerinde sadece savunma amaçlı kendilerini savundukları yer alıyor. 10 yıldır kimseye bir fiske dahi vurmayan, şiddet yapmayan Hizbullah'ın terör örgütü listesinden çıkarılması gerekiyor, çünkü biz terör örgütü değil cemaatiz."

Gazete 5