Birbirleriyle savaş halinde olan Suriye devleti ve muhalefetini aynı masaya oturtacak olan Cenevre 2 toplantılarına Kürtlerin çağrılmamasını değerlendiren Kongra Gel Eş Başkanı Remzi Kartal, “Bütün uluslararası güçler Cenevre'de Esad rejimi ile bir araya gelip oturuyorlarsa Kürtler niye oturmasın eğer gerekiyorsa” dedi.

İMC TV'de yayınlanan Ayşegül Doğan'la Gündem Müzakere programına katılan Kongra Gel Eş Başkanı Remzi Kartal 22 Ocak'ta yapılması planlanan Cenevre konferansına Yüksek Kürt Konseyi'nin davet edilmemesine ilişkin “Cenevre’ye 2’ye kabul edilmedik, bu iş bitti diye bir şey yok. Kürtler için hayal kırıklığı söz konusu değil” dedi.

ABD, AVRUPA VE TÜRKİYE ROJAVA KONUSUNDA BENZER NOKTADA

Kongra-Gel Eş Başkanı Remzi Kartal, Suriye Kürtlerinin bir statüye kavuşması sorunu dar çıkarların ötesinde bir olgu olarak ele alınmalıdır. Güney Kürdistan yönetimi KDP, böyle yaklaşmıyordu bu temelde daha çok AKP'nin Rojava'da, Suriye'de yürüttüğü politikalara destek veriyordu. Fakat dört parça Kürdistan ve diasporadaki bütün Kürt kurumları, KDP dışındaki bütün Kürt kurumları Kürtlerin Suriye'de bir siyasal statüye kavuşmasını destekliyorlardı. Türkiye endeksli Avrupa, Amerika politikaları nedeniyle de hem Türkiye'de Kürt sorunu, hem Suriye'de Kürt sorunu noktasında da Türkiye'yi esas alan bu batı bloku diyelim ABD ve Avrupa bu çerçevede sorunları tartışılırken Rojava olgusuna Türkiye'nin bakış açısıyla yaklaşıyordu, halâ bu sürüyor. Bu sadece Türkiye böyle istediği için değildir. Biz bunun Türkiye'nin politikalarının yanında ABD'nin Avrupa'nın da özellikle Suriye ve Türkiye'deki Kürt sorununu ile ilgili olumsuz yaklaşımlarının da bir etken olduğuna inanıyoruz. Sonuç itibari ile aynı noktada buluşuluyor, hem Avrupa hem Amerika Suriye'deki meseleler tartışılırken masaya Kürt sorununun ayrı bir gündem maddesi olarak gelmesini uygun görmüyorlar. Aynı şekilde AKP'nin Türkiye'nin politikasıdır. Niyet ne olursa olsun KDP'nin yakın zamana kadar özellikle AKP'ye verdiği destek noktasında yine Rojava ile ilgili Türkiye politikası çerçevesinde onlar da öyle bir noktadaydılar.

YÜKSEK KÜRT KONSEYİ İÇİNDEKİ GERİLİM BÜYÜK ÖLÇÜDE GİDERİLDİ

Yüksek Kürt Konseyi ve buna muhalefet eden Rojavalı bir kaç küçük grubun Hewler'de biraraya gelerek bu son zamanda bazı sorunları bir ölçüde artık tamamen çözülmemiş olsa bile, yaşanan gerilimli ortamdan kısmen çıkarttıklarını düşünürsek şu anda AKP, Türkiye, ABD ve Avrupa eksenli Rojava'ya yönelik bir ortak negatif politika var. Rojava şu ana kadar kendi inisiyatifi ile halka, yerele dayanarak kendisini yaşattı, bu konuma bu düzeye getirdi. Şu anda Cenevre'deki masayı hazırlayanlar, başta Rusya ve ABD ekseninde hazırlanan bu masa ve muhalefet, bunlar şu anda anlaşamıyorlar. Kürt meselesi dışında Rojava dışında diğer meselelerde de anlaşamıyorlar. Konferansın genel olarak bir sonuç vermeyeceği bu konuda esas büyük güçlerin hem de muhalefet olarak ortaya çıkan güçlerin ortak görüş içerisinde olmadıklarını bu meselenin daha çok zaman alacağını, bu mesele eğer devam ederse daha birçok Cenevrelerin yapılacağını, bu temelde Rojava'nın Yüksek Kürt Konseyi'nin orada temsil edilmemesinin de Kürtler açısından artık en son şanslarını kaybettikleri bir pozisyonda olmadıklarını, çok stratejik bir konu olmadığını ifade etmek istiyorum.

KÜRTLERİN CENEVRE'YE KATILIMI BİR STATÜNÜN BAŞLANGICIDIR

Konferansın ertelenmesi riski ciddi. Büyük ihtimalle ertelenmesi söz konusu. Bu kadar tartışmalı, bu kadar büyük ayrılıkların olduğu bir ortamda Cenevre 2'den sonuç çıkarılması hiçte akla yatkın değil.

Lozan'da inkar edilen ve Ortadoğu'da bütün egemen ülkeleriinn hakimiyetine terk edilen adı bile konulmayan bir halk, Kürt halkı... yaşadığı ülkelerde giderek bir statü elde etmesi temel hedefidir.

Irak'ta Güney Kürdistan dediğimiz bir sistem oluştu. Şimdi de Suriye’de bunu sağlama koşulları var.

O yüzden Cenevre 2’ye giderken Kürtler kendi isimleri ile yani Suriye'nin bir parçası olarak hukuku olmayan, hukuk isteyen, statü isteyen bir bileşeni olarak kendi adlarıyla giderlerse bu temelde kendilerini kabul ettirirlerse bu Lozan'dan, Irak'tan sonra Suriye ikinci halka olarak Kürtlerin bir statüye doğru gittiği bir sürecin başlangıcı olacaktır. Gerek Rojava gerekse bütün Kürtler sürece destek sunuyorlar.

ROJAVA KÜRTLERİ GELECEKLERİNİ HİÇBİR YERE HAVALE ETMEDİLER

Rojava'da Kürtler kendi geleceklerini bir statüye kavuşma hedeflerini, amaçlarını hiçbir yere havale etmediler. Kendi halkının iradesine dayanarak, örgütlenerek yaşamın her alanında siyasi, askeri, ekonomik bir bütün olarak toplumsal hareket olarak kendilerini örgütlediler ve toplumsal iradeleriyle kendilerini kabul edeceklerine inanarak... Kürtler böyle giderse bu bir statü, bir başlangıç, bir zemin olabilir, bir diplomatik kazanım olabilir. Kürtler Cenevre 2'nin hangi koşullarda oluştuğunu, hangi ülkelerin egemenliğinde oluştuğunu da biliyorlar ve kendi iradelerini onlara emanet etmeden kendi öz gücüne dayanak mücadele yürütüyorlar. Cenevre 2 pat diye hallolabilecek bir mesele değil. Zaman alacak önümüzdeki sürece yayılacak.

KÜRTLER İÇİN BİR HAYAL KIRIKLIĞI SÖZ KONUSU DEĞİL

Kürtler kendi iradeleri ile mücadeleyi sürdürürken bir taraftan diplomasiyi ihmal etmiyorlar. Diplomaside de biz varız, olacağız bu konudaki ısrarlarını sürdürüyorlar. Kürtler için bir hayal kırıklığı söz konusu değil. Kürtler son derece objektif nasıl mücadele etmesi gerektiğini biliyorlar. Hedefleri çok net, kazanacakları konusunda da inançlılar. Cenevre 2'ye kabul edilmedik bu iş bitti diye bir şey yok. Tam tersine Cenevre 2 gelişme için olumlu bir mevzi olarak değerlendiriyorlardı. Mutlak suretle sonuç alacaklardır.

Kürtler orada Rojava ile ilgili bir statü talep ederken, Suriye'de Kürtlerin sorunu tartışılırken, Kürt tarafını temsilen sadece PYD olarak ifade edilmeleri Kürtlerin mücadelelerinin geldiği düzey açısından yeterli olmuyor. Çünkü Kürtler şu anda geçici bir yönetim oluşturdular. Artık önlerine bir seçim takvimi koyacaklar, seçime gidiyorlar.

Rojava'yı değerlendirirken Rojava halkının ortaya koyduğu siyasi irade esas alınmalı.

KÜRTLER ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ TEMELİNDE HERKESLE GÖRÜŞEBİLİR

Rojava Kürtleri özgürlük ve demokrasi istiyor. Özgürlük ve demokrasi temelinde herkesle görüşebilirler. Bütün uluslararası güçler Cenevre'de Esad rejimi ile bir araya gelip oturuyorlarsa Kürtler niye oturmasın eğer gerekiyorsa... Hem Kürtlerin hem bütün Suriye halkının giderek demokratik bir sürece girmesi özgürlüklerin tanınması için... kürtlerin özgürlüğünün tanınması sadece Kürtlerle sınırlı değil aynı taleplerde olan bütün renkler için geçerlidir.

Kürtler hiç kimseye mahkum değildir. Kürtlerin talepleri bellidir. Hem kendileri hem birlikte yaşadıkları halklar için özgürlüğün gelişmesi, demokrasinin gelişmesi için herkesle diyalog geliştirmesi söz konusudur.

Suriye'ye demokrasi gökten gelmeyecek. Ne muhalefette o demokrasi anlayışı var, ne Cenevre'de masada toplanan güçlerin demokratik hedefleri yok. Kürtler de bu demokratik mücadeleyi geliştirmek için herkesle masaya oturabilir. Bir tek koşul var demokrasinin, özgürlüklerin gelişmesi çatışma zemininden çıkılması, demokratik siyasal zeminin önünün açılması bunu sağlayacak her türlü görüşme Kürtler için de geçerlidir.