Çıkarılan son KHK’ler üzerine İl Eşbaşkanları ve MYK’yi olağanüstü toplayan HDP tarafından toplantıların sonucuna dair 7 başlıkta yapılan açıklamada, “Artık paralel Meclis iş başındadır” denildi.

Hakların Demokratik Partisi’nin (HDP), Hükümetin OHAL kapsamında çıkardığı 695 ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler’in (KHK) içeriği nedeniyle 26 Aralık’ta olağanüstü toplanan İl Eşbaşkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantılarının sonuçlarını 7 madde halinde yazılı açıklama ile duyurdu. 

“Artık paralel Meclis işbaşındadır” başlığıyla yapılan o açıklama şöyle:

“1. Türkiye artık Anayasa’nın 7 ve 121’inci maddelerinin açıkça çiğnenerek ve Meclis devre dışı bırakılarak KHK’lerle yönetilmektedir. Bu durum Meclis tatile girdiğinde çıkarılan 695 ve 696 sayılı KHK’ler ile bir kez daha açıkça görülmüştür. Meclis grubumuzun parlamentoya yönelik, toplanma ve iradesine sahip çıkma çağrılarına gösterilen kayıtsızlık son derece teslimiyetçi bir tutumdur. Meclis Başkanı da bu tutumuyla paralel meclis çalışmalarını desteklemektedir. 

2. KHK’deki taşeron düzenlemesinde apaçık görüldüğü gibi KHK’ler, OHAL gerekçesi dışında çıkarılmaktadır. Bu durum ülke yönetimine dair AKP Genel Başkanı ve iktidar partisinin niyetini açıkça göstermektedir. Bu, son derece ağır bir demokratik meşruiyet krizi anlamına gelmektedir. AKP iktidarı, hiçbir hukuk tanımayan bir hukuksuzluk hükümetine dönüşmüştür.

3. Siviller olarak nitelendirilen linç gruplarına, paramiliter güçlere cezasızlık getiren ve her türlü yoruma açık olan KHK maddesi gelecek açısından çok ciddi kaygıların oluşmasına neden olmuştur. Toplumun farklı kesimlerinin, siyasi partilerin, kanaat önderlerinin, baroların, hukuk camiasının, sivil toplum kuruluşlarının, sendika ve meslek birliklerinin, yurttaş girişimlerinin tepkileri, Başbakan ve diğer iktidar mensuplarının abes iddialarında olduğu gibi okuduklarını anlamamaktan değil; okudukları cümleyi ve iktidarın niyetini tam olarak anlamış olmaktan kaynaklanmaktadır. 

4. İktidarın, asker ve polis dışında IŞİD artıkları, çeşitli ocak örgütlenmeleri vb. çevrelerle sivil bir silahlı istihdam alanı yaratma çabası gözlemlenmektedir. Taşerona değil sivil çetelere devlet kadrosu zırhı yaratılması hedeflenmektedir. Bu kabul edilemez bir durumdur. 

5. Çağrımız tüm demokrasi güçlerinedir: Bu karara tepki gösteren bütün kesimlerin, kararlı duruşlarını sürdürmeleri ve demokratik tepkilerde ortaklaşmaları gelecek açısından büyük önem taşımaktadır. Demokratik meşruiyet ancak bu mücadele ile tekrardan tesis edilebilir. 

6. Tek tip kıyafet kararı da evrensel ve temel insan haklarına, özgürlüklere, evrensel hukuk ilkelerine ve AİHM kararlarına aykırıdır. Uluslararası demokratik kurum ve kuruluşların tek tip kıyafet hakkındaki olumsuz kararları son derece açıktır.

Bu kararla toplama kampı zihniyeti ve Guantanamo özentiliği ortaya çıkmıştır. AKP Genel Başkanı, tüm toplumu ve ülkeyi tek tipleştirmek, tek tip kıyafetli ülke halklarına giydirmek istemektedir. Tek tip kıyafet dayatmasının geleceğe bırakacağı izler ağır olur. Cezaevlerinde insanlara düşman muamelesi yapmak, düşman hukuku uygulamak bir insanlık suçudur. İktidar, hukuk alanını intikam duygusu ile ve yok etmek için kullanmaktadır. Hukukun intikam aracına dönüştürülmesi, telafisi mümkün olmayacak zararlara yol açar. 

7. Bu konuda cezaevlerindeki insanların haklarını ve direnişlerini korumaktan bir an bile geri durmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bütün insan hakları derneklerine ve kuruluşlarına, tüm sivil toplum kuruluşlarına, vicdan sahibi herkese sesleniyoruz: Gelin bu mesele etrafında mücadeleyi ortaklaştıralım. Eşiğine gelinen yeni kutuplaşmalardan uzak durulmasını, insan hak ve özgürlüklerine, evrensel değer ve demokratikilkelere uyumlu davranılmasını sağlayalım, demokrasi mücadelesini büyütelim.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı