HDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda Orman ve Su İşleri Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada orman yangınlarına dikkat çekti. 

Ayhan şöyle konuştu:

Anayasa’nın 56’ncı maddesi. 56’ncı madde der ki: “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” Aslında çok iyi bir şekilde ortaya koyulmuş. Bugün, ormanların, meraların, gerek güvenlik kaygısıyla gerek rant ve ticaret hesabıyla yakılması, yıkılması ve talan edilmesinin mevcut anayasayla uyuşur bir tarafı yoktur. 

ORMANLARI BATI DA RANT, DOĞU DA ŞİDDET POLİTİKALRI YOK EDİYOR

Özellikle bölge illeri bazında söylemek gerekirse, 90’lı yıllarda ormanlara yaklaşımın, doğaya yaklaşımın Kürt sorunu ekseninde şiddet ve çatışma politikalarından dolayı çok kötü olduğunu teslim etmeliyiz. Diğer yandan batıda da rant ve ticaret alanlarına açılan bir orman ve mera gerçekliğini de orta yere bırakmak gerekiyor. 

2 yıldır Dersim, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Lice gibi yerlerde çok yoğun orman yangınları yaşanmaktadır. Bu yangınların temel nedeni de operasyonlardır. Bugün Dersim’de bir ormanın yakılmış olması sadece Dersim’de yaşayan insanların, oradaki ekosistemin sorunu olarak da değerlendirilmemelidir. Edirne’de yaşayan insanımızın da sorunu olarak değerlendirmelidir. 

DERSİM'DE 5 AYDA 12 ORMAN YANGINI YAŞANDI 

Ne yazık ki son 5 ay içerisinde Dersim’de 12 tane orman yangını yaşandı. Bakanlığa ulaşılmasına, oradaki müdürlüklere ulaşılmasına rağmen bu orman yangıları günlerce “güvenlik gerekçesiyle” söndürülmedi. Orman Bakanlığının gerekçe ne olursa olsun bu nimeti korumak ve yangının önüne geçmek gibi bir temel sorumluluğu vardır.

ORMAN BAKANLIĞI SİTESİNDE DERSİM'DEKİ ORMAN YANGINŞARI NEDEN YOK? 

Bir diğer konu ise özellikle sizin bakanlığınızın veya orman yangınlarının yaşandığı bölgedeki müdürlüklerin sitelerinde bu orman yangınları yer almıyor. Yani Türkiye'nin genel istatistiklerine bu orman yangınları dahil edilmiyor. Niye saklanıyor, niye geçilmiyor? 

Bir de şöyle bir yanlış mantık var: “Biz bir ağaç keseriz, bin ağaç dikeriz”. Bir ağacın kesilmesi demek salt o ağacın fiziki olarak kesilmesi değil etrafıyla olan bütün ilişkisinin de kesilmesidir. Yani hem florasının hem faunasının ortadan kaldırılmasıdır.

Ağaca bir meta gözüyle, eşya gözüyle bir yerine bin koymak elbette kârlı görünecektir. Ama orada ekosistem bozuluyor. Bir ekosistemi dengede tutmak, onu ayakta tutmak oldukça zaman alan bir sürece tekabül ediyor.

Bakın, Ankara’da ticari bir kuruluşun yolunu açmak amacıyla 10 binlerce ağaç kesildi. Orman Bakanlığı bunu korumakla birinci derece sorumlu olan bir bakanlıktır. Ama gelin görün ki Orman Bakanının buna karşı çok ciddi bir tepkisi, bunu önleyici bir tutumu olmadı. Siz belki kâr zarar hesabı üzerinden bir yere oturtabilirsiniz ama bu büyük bir ekolojik yıkım, ekolojiye, ekosisteme verilen bir zarardır. 

KAYNAK: Demokrat Haber