HDP İstanbul il yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen operasyon kapsamında 10 aydır tutuklu bulunan 11 siyasetçi hakim karşısına çıktı. İddia makamı 4 kişi için tahliye talep ederken mahkeme heyeti ise 6 kişi hakkında tahliye kararı verdi. 

Eski il eşbaşkanları Doğan Erbaş ile Aysel Güzel'in de aralarında bulunduğu HDP İstanbul İl Örgütü yöneticilerine yönelik 12 Aralık 2016'da gerçekleştirilen operasyon kapsamında tutuklanan 11’i tutuklu 12 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

27 Eylül’de görülmesi gereken davanın duruşması geç saate kaldığı için bugüne ertelenmişti. Duruşmada tüm tutuklu sanıklar ve tutuksuz yargılanan Ferit Yalçın hazır bulundu. Duruşmayı tutuklu 11 HDP’linin yakınları, HDP milletvekili Pervin Buldan, Suruç yaralıları ile bazı HDP’liler izledi. Çok sayıda Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi avukat da duruşmada hazır bulundu. 

Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haber şöyle: 

ERBAŞ: SAVCININ İDDİANAMESİ YAMALI BOHÇA

Duruşma başlamadan avukatlar, salonda bulunan çok sayıda polisin dışarı çıkarılmasını ve ailelerin salona alınmasını talep etti. Avukatların talepleri ardından savunma HDP İstanbul eski Eşbaşkanı avukat Doğan Erbaş’ın savunması ile başladı.

Kürtçe savunama yapan Erbaş, gözaltında polislerin kendilerine “Bizler sizleri tutuklayacağız. Devleti suçlamanın ne olduğunu sizlere göstereceğiz” dediğini söyledi. Erbaş, savcılığın hazırladığı iddianameyi eleştirerek, “Savcı gördüğü her şeyi KCK ile ilişkilendirmiş. Savcının iddianamesi yamalı bohça gibi” dedi.

‘TUTUKLANMAMIZ SİYASİ BİR KARARDIR’

Erbaş, 10 Aralık günü Beşiktaş’ta gerçekleşen patlama ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Hesabını soracağız” açıklamasını hatırlatarak, “Beşiktaş patlaması sonrası tutuklandık. Patlama sonrasında Süleyman Soylu açıklama yapmıştı. ‘Bunun hesabını soracağız’ demişti. Bir gün geçtikten sonra 20 il ve ilçelerinde operasyon oldu. Binler gözaltına alındı 600 kişi tutuklandı. Bu da gösteriyor ki bizim tutuklanmamız siyasi bir karardır” ifadesinde bulundu.

‘FAŞİZM KURUMSALLAŞMAYA ÇALIŞILIYOR’

Erbaş, AKP ve MHP koalisyonu eliyle faşizmin kurumsallaşmaya çalışıldığını dile getirdi. Türkiye’de  tüm muhalif kesimlerin seslerinin kesilmeye çalışıldığını dile getirerek, “Faşizan ve baskıcı politikalarla halk üzerinde bir baskı ve korku oluşturmaya çalışıyorlar. HDP bu politikalar karşısında ortaya çıktı. HDP halktan ilgi gördü ve bunun somut örneği 7 Haziran seçimleridir. Türkiye’de ki yüzde 10 barajını aşması bunun göstergesidir” diye konuştu.

‘SÜREÇ DEVAM ETSEYDİ AKAN KAN DURACAKTI’

Erbaş, 7 Haziran süreci sonrası siyasi linçe tabi tutulduklarını söyledi. Erbaş, 7 Haziran sonrası HDP’ye yönelik baskılara işaret ederek, “HDP bu topraklarda ekmek-su kadar ihtiyaç duyular barış umudunun ismidir.

Nasıl tanımlanırsa tanımlansın devam eden çatışmalı sürecin son bulması için bir tek HDP çözümün rolünü oynamaktadır. İmralı görüşmeleri olarak bilinen süreç bugünü anlamak için önemlidir. 2013 yılı ile 2015 yılları arasında Sayın Öcalan birçok görüşme yapılmıştır. Bu tarihsel görüşmeler sürecinde tarihte ilk defa Kürt sorunu Anayasal çerçevede, hukuki, siyasi, askeri olarak ilk defa genişçe tartışıldı. Bu süreç devam etseydi akan duracaktı. Kaostan beslenen siyasi iktidar için kayıp anlamına gelecekti. Yaklaşan seçimler için iktidarda kalmak için siyasi iktidar bu süreci sonlandırmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

‘ÇÖZÜM İMRALI’DA’

Erbaş savunmasının sonunda bir kez daha İmralı’yı işaret ederek, şöyle dedi: “Tutuklanmamızın temel sebebi günümüzde de devam etmektedir. Kürt ve demokrasi düşmanlığı üzerine yürütülen politikalar sonucu bugün burada yargılanıyoruz.  Biz kısa bir şekilde İmralı görüşmelerine değindik. Gerçek çözüm orasıdır. Kaybettiğin şeyi orada arayacaksın. Çözüm görüşmedir, diyalogtur. Bunu yakından gördük. Bugün yine Güney’deki, Suriye’deki halkların taleplerini ‘kabul etmiyoruz’ diyorlar. Çözüm kardeşliktir, gerçek kardeşliktir, barıştır. Barış ve özgürlük kazanacak.”

GÜZEL: HDP TEHDİT OLARAK ALGILANDI

Erbaş’ın ardından HDP İstanbul eski İl Eşbaşkanı Aysel Güzel savunma yaptı. Güzel, “Kürt sorununun çözümü aynı zamanda yerel yönetimlerin güçlenmesi temelindedir” dedi. Güzel, sistem partilerine muhtaç olmadıklarını dile getirerek , “HDP’nin yüzde 13 oy alması sisteme tarafından tehdit olarak algılandı. Seçim sonrası ülke savaşa döndü. Bu savaştan çıkmanın en temel hali demokrasiye sahip çıkmaktan geçiyor” diye konuştu.

Güzel, evine yapılan baskında kızının eşyalarına el konulduğunu ve dosyaya delil olarak sunulduğunu ifade etti. Güzel, “Kitaplar 12 Eylül’de suç unsuruydu. 40 yıl geçti üzerinden ve hala kitaplar suç unsuru olarak görülüyorsa bu bir utançtır” dedi.  Güzel, “Burada yargılanan biz değil, demokratik siyaset ve HDP’dir” diyerek savunmasını sonlandırdı.

Güzel’in ardından HDP İstanbul eski il yöneticisi Feremez Erkan savunma yaptı. Erkan, savcının delilleri için savunma yapmaya gerek olmadığını söyledi. Erkan, internet çıktılarının haklarında delil olarak kullanıldığını ifade etti.

Erkan ardından savunma yapan HDP İstanbul il yöneticisi Ayşe Karadağ ise HDP’nin Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadele ettiğini söyledi. Karadağ, siyasi parti çalışmalarının suç olarak gösterildiğini ifade etti. Karadağ, alzheimer hastası olduğu için tuttuğu notların delil olarak dosyaya konulduğunu söyledi. Karadağ’ın ardından HDP yöneticisi Süleyman Özcan savunma yaptı. Özcan’ın ardından HDP yöneticisi Muhittin Aslanboğa savunma yaptı.

‘TUTUKLANMAMA GEREKÇE SİYASİ KİMLİĞİMDİR’

HDP Mehmet Tayyip Aslan ise iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaların üç Facebook paylaşımı olduğunu söyledi. Aslan, uzun yıllar HDP içerisinde siyaset yaptığını dile getirerek, “Bütün çalışmalarım HDP tüzüğüne ve hukuka aykırı değildir. Tutuklanmama gerekçe siyasi kimliğimdir. 2011-2014 yılları arasında tutuklu olmama rağmen o dönemki yürüyüşlere katıldığım iddia ediliyor. Hayrete düşürücü bir iddianame” dedi.

HDP yöneticisi Ramazan Çetinçakmak ise suçlamaları kabul etmediğini dile getirerek, tahliye talebinde bulundu. Daha sonra HDP yöneticisi Ali İpekli savunma yaptı. HDP il yöneticisi Süleyman Başer ise savunmasında HDP İstanbul İl Örgütünün basın komisyonunda yer aldığını ifade ederek, “Asılsız iddialarla suçlanıyorum” dedi. Başer, “Biz HDP olarak tecridi insan hakkı ihlali olarak görüyoruz. Tecrit durumunu kınıyoruz” dedi. 

Kasım Oba’nın ardından tutuksuz siyasetçi Ferit Yalçın savunma yaptı. 

GÜVEREN: UTANÇ VERİCİ

Sanık savunmaları ardından ÖHP Eşsözcüsü Avukat Banu Güveren savunma yaptı. Güveren, “Ben bir hukukçu olarak bu iddianameden utanç duyuyorum” dedi. Güveren, iddianamenin hukuka aykırı delillerle hazırlandığını dile getirdi. Güveren’in ardından mütalaayı açıklayan iddia makamı Muhittin Aslanboğa, Aysel Güzel, Ayşe Karadağ ve Süleyman Özcan hakkında tahliye talep ederken diğer 7 kişinin ise tutukluluğunun devamını talep etti. 

İddia makamının mütalaası ardından duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, Süleyman Başer, Mehmet Tayyip Arslan, Muhittin Aslanboğa, Aysel Güzel, Ayşe Karadağ ve Süleyman Özcan hakkında tahliye kararı verdi.