Antep'te 20 Eylül akşamı yapılan bir Kürt düğününe dönük IŞİD tarafından gerçekleştirilen ve 57 kişinin yaşamını yitirdiği canlı bomba saldırısına dair Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından yapılan incelemeler ve gözlemler sonucunda bir rapor hazırlandı. 

Hazırlanan rapor, Antep Milletvekili Mahmut Toğrul tarafından Meclis’te düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaşıldı. Kentteki IŞİD yapılanmasına dair önemli ayrıntılara yer verilen raporda, Suriye içi savaşının başladığı günden bu yana Antep'inradikal örgütlerin örgütlenme sahasına dönüştürdüğünün dünya kamuoyunca bilinmesine rağmen, bu durumun hükümetçe dikkate alınmadığına dikkat çekildi.

“KATLİMADAN DEVLET SORUMLU”’

15 sayfadan oluşan ve büyük bir bölümü katliamın ardından yaşananlar ve tanıklıkların ifadelerinden oluşan raporda, katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerinin yanı sıra gazetecilerin kentte dair görüşlerine de yer verildi. Sonuç bölümünde katliama dair yaşanan hukuksuzluklara yer verilen raporda, “Katliamın daha önce 10 Ekim Ankara Katliamı’nın iddianamesinde geçmesi ve devletin buna rağmen önlem almaması, yaşanan bu katliamdaki en büyük ihlalin devletin birinci dereceden sorumlu olduğu, yaşam hakkı ihlali olduğunu göz önüne sermektedir” değerlendirmesinde bulunuldu.

“SALDIRININ ASIL HEDEFİ MUHALEFET”

Kentin 1980 darbesi sonrası kentin önce darbecilerin, daha sonra İslami cemaatlerin ve en son AKP’nin eliyle yürütülen egemen siyasetin faşist ve ırkçı örgütleme sahalarından birine dönüştürüldüğünün belirtildiği raporda, “Antep Katliamı’ndan sonra yaralılar hastaneye taşınırken hastane önünde ellerinde Türk bayraklarıyla gelen ve daha sonra cenaze merasimi sırasında provokasyon çıkarmaya çalışan ırkçı-faşist güruhların bu girişimi, saldırının asıl hedefinin sokağı ve siyasal alanı tamamıyla muhalefetten arındırmaya yöneliktir. Bu durum ayrıca hükümetin ve Türkiye’deki egemen siyasetin sözcülerinin faşist ve ırkçı tutumlarının sokağa yansıyan sonuçları olarak kabul edilmelidir” denildi.

“KATLİAM RİSKİ DEVAM EDİYOR”

Kentte katliam riskinin hala devam ettiğine vurgu yapılan raporda, kentin HDP’li milletvekilli Mahmut Toğrul’un görüşlerine yer verildi.

Cerablus işgalinden sonra kentteki saldırı riskinin daha da arttığını belirten Toğrul, Suriye tarafındaki çeteler ile Türkiye tarafındaki çetelerin iletişim halinde olduklarını ve Antep'in en güçlü geçiş güzergâhı ve lojistik merkezi olduğunu kaydetti. “Bu hattın şu anda kısmen kırılmış olması, Antep’te daha önce örgütlenmiş olan DAİŞ çetelerinin kendilerinin gereksiz ve işlevsiz olmalarını düşünmelerini sağlayabilir ve bu durum da bu çetelerin bildikleri tek yol olan gelişi güzel canlı bomba olarak kendilerini patlatmalarını sağlayabilir” diyen Toğrul, Antep'te yeterince önlem alınmadığını söyledi.

"HÜKÜMET ÖNLEM ALMIYOR”

Türkiye’nin Cerablus’ta IŞİD ile savaştığını iddia ettiğini ancak bunun doğru olmadığını ileri süren Toğrul, başta Antep, Kilis ve Urfa  gibi sınır kentlerinde IŞİD’e karşı ciddi operasyonlar yapılması gerektiğini ifade etti. 

Bu konuda şu ana kadar gözle görülen bir önlem alınmadığını savunan Toğrul, “Türkiye önlemden şunu anlıyor: halka yönelik önlemler almak. Oysa devletin asıl önlemi DAİŞ terör örgütünün çetelerine ve hücrelerine yönelik alması gerekiyor. Ama bunu yapmak yerine halkın yaşam alanı kısıtlanarak hareket alanı daraltılarak önlem alınmaya çalışılıyor.

KHK ve OHAL ile halka yönelik ciddi önlemler alınırken DAİŞ terör örgütüne dair yürütmüş olduğu ciddi bir önlem ve engellemeye rastlamıyoruz” ifadelerini kullandı.