Halkların Demokratik Kongresi'nin gerçekleştirdiği Ortadoğu Konferansı'nın ilk günkü programı dün tamamlandı.

 

Program, "Halklar Uyanırken, Siyasal İslam ve Dış Müdahaleler" oturumuyla açılırken, "Arap halk hareketleri ve dış müdahaleler", "Ayaklanma süreçlerinde siyasal İslam'ın rolü, geleceği", "Sünni-Şii çatışması; kurgu mu, gerçek mi?", "Mezhepler çatışması niçin, nereye kadar?" ile devam etti.

 

Prof. Dr. Gencay Gürsoy'un moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda Faik Bulut, Mehmet Bekaroğlu, Mısır Komünist Partisi'nden Bahiga Hussei ve Almanya Rosa Luksemburg Vakfı'ndan Erhard Crome konuşmacı olarak yer aldı.

 

Gürsoy, bedenini ateşe vererek Arap devrimlerini başlatan Muhammed Buazizi ve bugün Türkiye cezaevlerinde açlık grevinde bulunan tutukluları selamladı.

 

'TÜRKİYE, S. ARABİSTAN, MISIR SÜNNİ-Şİİ EKSENLİ ÇATIŞMA YARATMAK İSTİYOR'

Mısır Komünist Partisi'nden Bahiga Hussei, Mısır ve Ortadoğu'nun çok çetin bir süreçten geçtiğini, Siyasi İslam'ın ABD desteğiyle iktidara geldiğini söyledi. Mısır'ın bir dönem siyasi ve ekonomik olarak bölgede önemli roller üstlendiğini belirten Hussei, devrimden sonra Müslüman Kardeşler ve diğer Selefi örgütlerin iktidarda bulunduğunu ifade etti. Mursi'nin "Müslüman bir ülkenin devlet başkanıyım" diyerek ülke halklarını böldüğünü dile getiren Hussei, Enver Sedat döneminde de benzer ötekileştirme politikası izlendiğini ifade etti. Aynı politikanın Mübarek rejimi döneminde de sürdüğünü hatırlattı.

 

Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye'nin Sünni bir eksen yaratmak istediğini ifade eden Hussei, "Bu üçlü, bu bölgede Sünni-Şii eksenli çatışma yaratarak, etniksel ve dinsel daha kapsamlı çatışma ortamı yaratmak istiyorlar" dedi.

 

Mısır'da yeni bir rejimin inşa edilmeye çalışıldığını ancak bunun ekonomik ayağının bir önceki yönetimle aynı olduğunu belirten Hussei, "emek hareketinin son bir ayda 1400 sokak eylemi gerçekleştirdiğini," söyledi.  

 

"Bizler sınıfsal olarak ötekileştirilenlerin yanındayız. Sol güçler tarafından oluşturulan Milli Demokratik Cephe olarak yeni bir seçime ve daha önemlisi büyük bir savaşa hazırlanıyoruz" diyen Hussei, "Sadece içeride güç olmamız yetmiyor. ABD ile S. Arabistan ile de savaşmak durumundayız" dedi.

 

Hannai, konuşmasını, Nazım Hikmet'in "En güzel günler henüz daha yaşanmamış olandır" sözleriyle tamamladı.

 

BEKAROĞLU: BATI SİYASİ İSLAMI TEKTİPLEŞTİRMEK İSTİYOR

Eski milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Arap coğrafyasının uzun yıllar Batı yanlısı diktatörler tarafından yönetildiğini ifade eden ederek, özellikle sol kesimin buna karşı durduğunu söyledi. Bekaroğlu, Arap coğrafyasında "serbest" biçimde yapılan seçimleri genellikle İslamcı partilerin kazandığını ifade etti.

 

Arap Baharı'nın eski Sovyetler Birliği topraklarında yaşanan "renkli" devrimlerle benzerlikler taşıdığını öne süren Bekaroğlu, Büyük Ortadoğu Projesi'yle bölgenin uluslar arası sermayeye entegre edilmek istendiğini belirtti.

 

Suriye'de Sünni-Şii çatışması yaratılmak istendiğine dikkat çeken Bekaroğlu, "Batılılar, siyasi İslam'ı tekleştirmek istiyor. Ancak, Afganistan'dan Fas'a kadar uzanan bütün coğrafyada ortaya çıkan siyasal İslam akımı birbirinden farklıdır," dedi. İslam coğrafyasının görünen durumda dünya sistemine entegre edilmesinin güç olduğunu belirten Bekaroğlu, "Burada Türkiye'ye önemli roller biçiliyor. Türkiye'de siyasi İslam ise 28 Şubat süreciyle birlikte panik halinde konumunu güçlendirmek için dünya ve Avrupa güçleriyle birlikte hareket etmeye yöneldi. AKP, bu atmosfer içerisinde kuruldu" diye konuştu. Bekaroğlu, GOP'u, "Müslümanlara faizi helal gösterme projesi" olarak tanımladı.

 

Arap coğrafyasında siyasal İslam'ın anahtar rol oynayacağını ifade eden Bekaroğlu, "İslam, bu coğrafyasının realitesi. Burada hakça, adalet gerçekleşirse Arap baharı gerçek yerini bulacaktır" dedi.

 

'İSLAMCILAR ANTİ EMPERYALİST DEĞİLDİR'

Yazar Faik Bulut da, siyasi İslam geleneğinin 1900'lü yılların başlarına kadar uzatılabileceğini söyleyerek, "Arap coğrafyasında ise Arap milli hareketleri 'milli' projelerini yerine getiremedikleri için, İslami hareket ortaya çıktı" dedi. Arap Baharı kavramını kabul etmediğini belirten Bulut, "Bunu bir devrimsel süreç olarak değerlendirmek daha doğru olacak" dedi.

 

Mısır İhvan Hareketi'nin ulusal hareketi eleştirerek bugünlere geldiğini ifade eden Bulut, "İslamcılar anti emperyalist mi, anti sömürgeci mi? İslamcılar anti emperyalist değildir. Chavez'i destekleyen bir İslamcı gördünüz mü? Ne zaman Hamas iktidara geldi, Filistin sorunu Türkiyeli Müslümanların gündemine geldi" diye konuştu.

 

İslamcıların genel olarak baskıya maruz kaldıklarını söyleyen Bulut, bugünkü isyanın özünün ise bu mağduriyetin nedenleriyle ilgili olmadığının altını çizdi. "Mısır'daki İhvan (Müslüman Kardeşler) işçi eylemlerine karşı çıktılar. Millileştirme politikalarına karşı çıktılar. Bugün de karşı çıkıyorlar. Şimdi de çok uluslu şirketlerle, Katar sermayesiyle, ABD sermayesiyle Sina Yarımadası'nda yatırımlar yapıyorlar. Bunun neresi milli?" diye sordu.

 

İSLAMCILAR KENDİ HALKLARINA KARŞI DÜRÜST DEĞİL

Mübarek rejiminin kontrol ettiği bütün medyanın İhvan'ın eline geçtiğini ve aynı mantıkla yürüdüğünü söyleyen Bulut, "Hani özgürlük" dedi.

 

Bulut, benzer durumların, Selefilerin baskısıyla Tunus'ta da yaşandığını belirtti. Faik Bulut, Arap coğrafyasında diktatörlerin, İslamcı hareketlerin önüne geçmek için kendi İslamcı örgütlerini kurduklarını da sözlerine ekledi.

 

 Ortadoğu'da İslamcı örgütlerin kendi halklarına karşı dürüst olmadığını ifade eden Bulut, Hamas'ın Gazze işgalinden nemalandığını hatırlattı. Bulut, "Afganistan'da Sovyet işgaline karşı savaşmak için gidenler, aynı tarihlerde niçin İsrail işgaline karşı savaşmak için Filistin’e gitmediler" diye sordu. Bulut, İslamcı hareketin emperyalizmle kurduğu ilişkilerde kendini sorgulaması gerektiğini vurguladı.

 

'ÇOĞU İSLAMİ HAREKETİ AMERİKA KURMUŞTUR'

Rosa Luksemburg Vakfı'ndan Erhard Crome, tarihin istihbarat kaynaklarına göre yazıldığını ancak son sözü halkın söylediğini ifade etti. Bazı Arap ülkelerinde devrim yaşandığını söylemenin mümkün olduğunu belirten Crome, "İslami hareket olarak ortaya çıkan kimi örgütler, batının, Amerika'nın kurdurduğu örgütlerdir. Libya'da El Kaide savaşçıları, birden bire Batı devletlerinin 'terörist' listesinden çıkarıldılar. Batı politikası, ikiyüzlü siyasettir" dedi.

 

Batının en önemli müttefiklerinden birinin Suudi Arabistan olduğunu vurgulayan Crome, "Suudi Arabistan, herkes çok iyi biliyor ki, Selefilere açık destek sunmaktadır" dedi.

 

Jeostratejik ve ekonomik merkezin Çin'e doğru kaymaya başladığını belirten Crome, "Her geçen gün ABD bu hegemonyasını kaybediyor. Afganistan'da kalmalarının nedeni, o bölgeyi kontrol altında tutmaya yöneliktir" diye konuştu.

 

 KONFERANS BUGÜN DEVAM EDECEK

Halkların Demokratik Kongresi'nin düzenlediği Ortadoğu Konferansı, bugün ikinci gün oturumlarıyla devam edecek. Bugün, "Suriye'de Yaşananlar, Dış Müdahaleler ve Türkiye Siyaseti", ve "Bölgesel Gelişmeler İçinde Kürt Özgürlük Mücadelesi" konuları tartışılacak.