İlahiyatçı profesör Hayrettin Karaman, Yeni Şafak'taki köşesinde Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne'nin "Yolsuzluk krizinin zembereğinde Hayrettin Karaman'ın rüşvet fetvası var" sözlerine cevap verdi.

Karaman, "Bir gazeteci bana izafeten şöyle yazmış 'Kur vakfı al rüşveti' . Yani ben vakıflara rüşvet vermenin caiz olduğunu söylemişim. rüşvete fetva vermem asla söz konusu olamaz ve beni itibarsızlaştırmaya da o gazetecinin gücü yetmez" dedi.

Karaman, daha önceki yazısında "alan kamu görevlisi olacak, aldığını kendisi veya yakınları için alacak ki buna rüşvet densin" dediğini hatırlatarak, "İslami ve hayri hizmetlerin yürümesinden rahatsız olanlar bu amaçla kurulmuş vakıflara çamur atarak hayra engel olmak istiyorlar" ifadelerini kullandı.

Hayrettin Karaman'ın Yeni Şafak'taki köşesinde yayımlanan "Rüşvete fetva verilmez" başlığıyla (17 Ocak 2014) yazısı şöyle:

Bir gazeteci bana izafeten şöyle yazmış

'Kur vakfı al rüşveti' . Yani ben vakıflara rüşvet vermenin caiz olduğunu söylemişim.

Halbuki ilgili yazımda rüşveti tarif etmiş, 'alan kamu görevlisi olacak, aldığını kendisi veya yakınları için alacak ki buna rüşvet densin' demiştim. Hayri vakıflar şahıslara hizmet etmez, kamuya hizmet eder, vakfa gelen yardım da kurucu ve yöneticilerin olmaz, vakfın kamu menfaatine yönelik hizmetlereine harcanır.

İslamda rüşvetin haram olduğunu bilmeyen yoktur, benim de rüşvete fetva vermem asla sözkonusu olamaz.

İslami ve hayri hizmetlerin yürümesinden rahatsız olanlar bu amaçla kurulmuş vakıflara çamur atarak hayra engel olmak istiyorlar, ama 'Allah'ın yaktığı ışığı söndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

Devlet ile belediyelerle işi olan kimseler, İslami hassasiyetleri olan yöneticilerin bilgisi dahilinde vakıflara bağışlarda bulunup sonra 'iş ve ihale almak' gibi hususlarda bundan yararlanma amacı taşıyabilirler. Bu amaç bilinmedikçe yöneticiyi ve vakfı hatalı görmek doğru olmaz. Niyeti bozuk olan kimselerin durumları anlaşılınca hüküm değişir ve artık onlardan bağış kabul etmemek gerekir. Ama yine de yaptıkları yardıma ıstılahi ve fıkhi manada rüşvet denemez.

Servet sahiplerini hayra teşvik etmek ve yönlendirmek de ayıp ve günah değildir, yeter ki bu ilişki kötüye kullanılmasın ve kullanılmaya izin verilmesin.

Bazı gazeteciler maşallah her konuyu biliyorlar, her konuya giriyorlar, bu da yetmiyor insanları itibarsızlaştırmak için iftiralar ediyor, sözü saptırıyor, niyet okuyor, kişiye söylemediğini izafe ediyorlar.

Tekrar edeyim, İslamda rüşvet haramdır, Allahtan korkan ve dini bilen hiçbir kimse rüşvete fetva vermez.

Ayrıca beni itibarsızlaştırmaya da o gazetecinin gücü yetmez, boşuna kendini itibardan düşürmesin.