Hatay'da savaşa karşı Halk Meclisleri tarafından düzenlenen "Hatay için çok geç olmadan" konulu çalıştayın, "Suriye savaşının ve Türkiye'nin Suriye politikasının Hatay üzerindeki etkileri" başlıklı ikinci oturumu düzenlendi.

Burada konuşan Eğitim Sen Reyhanlı Temsilcisi Yunus Dolgun, kentteki ‘şeriat’ odaklı eğitim durumuna dikkati çekti.

Yunus Dolgun, Reyhanlı'da oturduğunu ve orada öğretmenlik yaptığını belirterek, ilçede 48 geçici eğitim merkezinin olduğunu kaydetti.

48 örgütün yardım dernekleri adı altında ilçede örgütlendiğini ve Suriyeli mültecilere eğitim verdiğini aktaran Dolgun, her okulun ücretsiz servisi olduğunu ve okullarda laik, bilimsel eğitim yerine şeriat eğitimi verildiğini söyledi.

'REYHANLI'DA POTANSİYEL BİR ÖFKE VAR'

Öğrencilere eğitim veren eğitimcilerin ise cihatçı olduğuna dikkat çeken Dolgun, projede Türk ve Suriyeli mülteci çocukların kaynaşmasının öngörüldüğünü aktardı. Reyhanlı halkının öğrencilerin kaynaşmasından yana olmadığını dile getiren Dolgun, "Reyhanlı halkı çocuklarının cihatçı olmasından korkuyor. Bu yüzden öğrencilerin kaynaşmasını istemiyor. 16 bin 100 kayıtlı öğrenci var. 15 bini devam ediyor. Her okulun ücretsiz servisi var. Okullarda laik eğitim sistemi uygulanmıyor. Zaten Reyhanlı halkında potansiyel bir öfke var. Başta AKP'ye oy verenler öğrencilerin kaynaşmasına karşı" dedi.

Reyhanlı'da bulunan Suriyeli mültecilerin yüzde 50'sinden fazlasının El Nusra'nın gözetiminde olduğunu aktaran Dolgun, artık güvenliklerinin olmadığı Reyhanlı'da kendilerinin mülteci konuma geldiğini söyledi.

Geceleri TIR'ların düzenli bir şekilde MİT eskortluğu eşliğinde gidip geldiğini ileri süren Dolgun, "Suriye savaşının ilk başladığı yıllarda çeteler gündüz AFAD'ın kurduğu çadırlarda kalıyordu. Gece ise savaşmaya gidiyor ve öldürüyorlardı. Güvende olmadığınız zaman özgürlüğünüzden söz edilemez. Reyhanlı Reyhansız bir Reyhanlı'ya dönecekler" dedi.

'REYHANLI VE REYHANLI HALKI GÜVENDE DEĞİL'

İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) Reyhanlı'da ruhsatsız büyük bir yetimhane yaptığını ve bu yetimhanenin deposunun yakıldığını belirten Dolgun, "Bu yetimhanede cihatçı yetiştirilecek" dedi. Reyhanlı'da yaşanan patlamalara değinen Dolgun, şöyle devam etti:

"Esnaf ellerine geçti. Pazar Reyhanlıların ellerinden Suriyelilere geçecek. Büyük bir çatışma bekleniyor. Reyhanlı'da evlenme adı altında kadın ticareti var. Seks ticareti var. Suriye'de toprak dışında her şey taşınıyor. Suriye'de her şey çalınıp getiriliyor. Reyhanlı ve Reyhanlı halkı güvende değil" dedi.

'HATAY'DA EVLENDİRME YAŞI 12'YE DÜŞTÜ'

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Yürütme Kurulu üyesi Hatice Can ise, Türkiye'ye ilk mülteci kafilesinin 2011 yılında geldiğini hatırlatarak, onlar gelmeden önce kamp yerlerinin planlandığını ve şuanda tüm dünyanın bu yükü paylaşması gerektiği bir dönemde olduklarını ifade etti.

Dünya tarihinin en büyük göç dalgası ile karşı karşıya olduklarını kaydeden Can, Türkiye'nin Suriye'den gelenleri önce misafir daha sonra ise sığınmacı olarak barındırdığını söyledi.

Can, Suriyelilerin ucuz iş gücü olarak kullanıldığını dile getirerek, "Hatay'da çocuk evlenme yaşı maalesef 12'ye düştü. Bizim ülkemizde kendi hukuklarını uyguluyorlar" dedi.

'REYHANLI'YA 2 BİNE YAKIN ÇERKES YERLEŞTİRİLDİ'

Ardından çalıştayda Reyhanlı Çerkesler Derneği Başkanı Uğur Pirhava, Hatay'da ve Ortadoğu'da bulunan Çerkeslerin genel durumuna ilişkin belirlenmelerde bulundu.

Ortadoğu'da yaşanan savaşı "emperyalistlerin çıkar savaşı" olarak nitelendiren Rirhava, Reyhanlı'da bine yakın Çerkes'in bulunduğunu Antakya'da ise 7 Çerkes köyü bulunduğunu anlattı.

Suriye'deki iç savaşta Çerkeslerin de katledildiğini ifade eden Pirhava, Reyhanlı'ya 2 bine yakın Çerkes'in yerleştirildiğini kaydetti.

Suriye'den gelen Çerkeslerin kamplara yerleşmemeleri konusunda uyardıkları ve ilk gelen kafilenin ise kamplara geçmeden tekrardan Lübnan'a geçtiğini belirten Pirhava, Reyhanlı'da Çerkeslerin mevcut potansiyelini kaybettiğini söyledi.

"Çerkeslerinde ana vatana dönüş umudu var" diyen Pirhava, Rusya uçağının düşürülmesi sonrası Antalya G20 Zirvesi'nde Putin ile görüşme talebinde bulunduklarını ancak taleplerinin kabul edilmediğini aktardı.

CİHADİZM TÜRKİYE İÇİN UZUN VADELİ BİR SORUN

Pirhava'dan sonra konuşan gazeteci yazar Hediye Levent de sınırın yakından takip edilmediğini ve cihatçı çetelerin sürekli olarak kendi çıkarları doğrultusunda saflarını değiştirdiğini belirtti.

Suriye'deki savaşın Türkiye sınırına yaklaşmasıyla cihatçıların durumunun gündeme geldiğini ifade eden Levent, IŞİD cephesinin kötü, El Nusra cephesinin ise iyi cihatçı olarak lanse edildiğini kaydetti.

Kaynak: DİHA