Ahmet Hakan, Gezi Parkı eylemlerinde direnişçilere kapılarını açan ve ardından hükümet tarafından hedef alınan Koç Grubu bünyesindeki Divan Otel'in başkalarına ait olması durumunda neler olacağını kaleme aldı.

Hakan'ın bugünkü köşe yazısı şu şekilde:

"Gecikmiş bir Divan Oteli yazısı

TÜPRAŞ’a baskın falan...

Hükümet Koç’a acayip kızıyormuş.

Neden?

Çünkü Divan Oteli, Gezi eylemlerinde “çapulculara” destek çıkmış.

*

Size bir şey söyleyeyim mi?

Eğer Koç’a ait Divan Oteli’nin yerinde Fettah Tamince’ye ait “Rixos” otellerinden biri olsaydı...

Ne bir eksik, ne bir fazla...

Aynısı yapılırdı.

Yapmak zorunda kalınırdı.

*

“Divan’ın garajında revir çıktı”, “Bir odasında gaz maskeleri vardı” türü palavraları bir tarafa bırakın ve düşünün:

Olayların cereyan ettiği en kritik mevkide oteliniz var.

Polisin biber gazı atarak dağıtmaya çalıştığı kalabalığın büyük bir bölümü, otelinizin kapınıza dayanıyor ve can havliyle içeri girmek istiyor.

Ve bu durum her gün tekrarlanıyor.

Ne yapacaksınız?

Eylemcilere kızsanız da, destekleseniz de yapacağınız tek şey var:

Kapıları açmak.

Divan Oteli de bunu yaptı.

Aksini yapamazdı.

İmajı açısından yapamazdı, aleyhine doğacak hava nedeniyle yapamazdı, teknik olarak yapamazdı, elindeki üç-beş güvenlik görevlisiyle yapamazdı.

Yapamazdı oğlu yapamazdı.

*

Hatta biraz daha ileri gideyim:

O otelin genel müdürü Yiğit Bulut olsaydı…

O bile o atmosferde, o  ortamda, o durumda…

Otelin kapılarını sonuna kadar açmak dışında yapacak hiçbir şey bulamazdı.

Belki biraz homurdanırdı, belki biraz yüzünü asardı, belki biraz canı sıkılırdı ama son tahlilde kapıları sonuna kadar açmak durumunda kalırdı.

Ahmet Hakan'ın yazısının tamamını okumak için tıklayınız.