Guardian muhabiri Constanze Letsch, Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki izlenimlerini aktardı. Şemdinli izlenimlerinde bölge halkının, yaşananları seçim sonuçlarıyla ilişkilendirdiklerini söyleyen Letsch, 'Erdoğan'ın Kürtlere yönelik yeni baskısını yanlış oy kullananları cezalandırma yöntemi olarak niteleyen' bölge halkının görüşlerini aktardı.

BBC Türkçe servisinin yer verdiği habere göre, Letsch'in yazısı özetle şöyle:

"Makineli tüfek sesleri, akşam sessizliğini deliyor. Füzelerin ormanları ve tarlaları yaktığı dağlardan dumanlar yükseliyor. Türk devletiyle yasa dışı PKK arasında onlarca yıldır devam eden kanlı savaşın cephe hattında yaşayan Kürtler için bunlar, alışıldık ancak 2012'de başlayan barış görüşmeleriyle son bulabilir diye umdukları, sesler ve görüntüler."

"Adının yazılmamasını isteyen yerel bir gazeteci, 'Tekrar başa dönmüş gibiyiz. Ancak halk bu kez sadece düş kırıklığına uğramış ve korkmuş değil aynı zamanda öfkeli. Tekrar savaş olursa, topyekûn bir iç savaş olacak' diyor.

"PKK'nin 1984'te Türk güvenlik güçlerine savaşı başlattığı Şemdinli'de barış umutları pamuk ipliğine bağlı. Karanlık çökünce ilçe ıssızlığa bürünüyor. Dükkanlar kapalı. Sadece birkaç kahve açık ama onlar da neredeyse boş. HDP'nin yerel kadın kollarından Pınar Yılmaz, 'İnsanlar kaygılı, saldırı korkusu yaşıyor. Her an her şey olabilir' diyor.

"BİZDEN KURTULMAK İSTİYORLAR'

"Gerilim, bölge halkının HDP'nin seçim zaferini kutladığı iki ay öncesine göre radikal bir değişikliği yansıtıyor. 16 yaşındaki Avaşin (gerçek adı değil) 'Üç gün üç gece kutladık. Çok sevindik. Kürtler olarak nihayet haklarımızı alabileceğiz, sonunda barış olacak diye düşündük. Ama AKP'nin ikisiyle ilgilenmediği ortaya çıktı. Bizden kurtulmak istiyorlar' diyor.

Yeniden başlayan savaşın iç politikayla ilgili olduğunu düşünen tek kişi Avaşin değil. 2002'de iktidara gelen AKP, 7 Haziran seçimlerinde ilk kez meclis çoğunluğunu kaybetti. Özellikle HDP'nin başarısı nedeniyle. Erdoğan'ın başkanlık sistemi umutları yıkıldı. Yerel HDP örgütünde çalışan 55 yaşındaki Fikri Elmas, Erdoğan'ın Kürtlere yönelik yeni baskısını yanlış oy kullananları cezalandırma yöntemi olarak niteliyor."

"Elmas, 'Partimize karşı topyekun bir karalama kampanyası başlattılar. Söyledikleri yalanlar karşısında ağzımız açık kalıyor. Biz yasal bir partiyiz. Ve herkesin haklarını savunmak istiyoruz. Bu yüzden halk bize oy verdi. Oyu verenlerin birçoğu Kürt değil. Biz iddia ettikleri gibi terörist değiliz' diyor."

"Şemdinli'nin ana caddesinde berberlik yapan 25 yaşındaki İhsan Özcan Er ise "Bu Türklerle Kürtler arasında bir savaş değil. Hatta orduyla PKK arasında bir savaş değil. Tek sorun AKP'nin çoğunluğu kaybetmesi ve Erdoğan'ın başkanlığı alamaması. İktidarını kaybederse, yargılanacağını biliyor. Kendini kurtarmak için tüm ülkeyi ateşe atıyor' diye konuşuyor."

"Komşu ilçe Yüksekova'da asker bazı meraları geçici güvenli bölge ilan etti. Köylülere buraları terk etmeleri aksi halde PKK'yi hedef alan hava saldırılarında hayvanları ve kendi canlarını kaybedebilecekleri söylendi. Bir çiftçi, 'Yıllarca ormanlarımızı yaktılar. Bizi topraklarımızdan, köylerimizden sürdüler. Ama bu sefer bizi öldürseler de kalacağız' diyor."

Şemdinli'deki dağ köylerinde gözle görülür bir gerginlik var. Avaşin, Temmuz sonunda PKK'yi hedef alan ilk saldırılarda köylerdeki annelerin ağladığını söylüyor. Birçok ailenin çocuğu PKK saflarında savaşıyor. Avaşin, Uçakların gürültüsünü, dağları bombalamasını duyduğumuzda 'Bu sefer hepsini öldürecekler diye düşündük. İhanete uğradığımızı düşündük. Yeniden.' diyor. Avaşin'in iki kardeşi geçen yıl PKK'ye katılmış."