Grup Yorum üyesi Seçkin Aydoğan'ın, "terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 5 sanıkla birlikte yargılandığı davada iki kişi tahliye edildi. Hazal Kaya ve Eser Morsümbül delil durumu ve tutuklu kaldıkları süre göz önüne alınarak tahliye edildi. 4 aydır tutuklu bulunan Aydoğan'a ise tahliye çıkmadı.

 

Grup Yorum üyesi Seçkin Aydoğan'ın "terör örgütü üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" gibi suçlardan 5 sanıkla birlikte yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar, yakınları, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ve avukatları katıldı. Duruşmada sanıkların ve avukatlarının savunmaları alındı.

 

"GRUP YORUM ANTİDEMOKRATİK BASKILARA KARŞI TEPKİ VEREN BİR GRUPTUR"

4 aydır tutuklu bulunan sanık Seçkin Aydoğan suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "Gözaltına alındığım sırada Nurtepe Cemevi önünde çıkan olaylara bakıyordum. İddia edildiği gibi suç üstü yakalanmadım" dedi. Aydoğan, "Ben Grup Yorum üyesiyim, antidemokratik baskılara karşı tepki veren bir grubuz. Vatan Emniyet Müdürlüğü önünde bile bir basın açıklamasına katılmıştım. Bu nasıl bir örgüt ki Emniyet Müdürlüğü önünde açıklama yapıyor" diye konuştu. Kendisinin 13 Aralık 2011 tarihindeki olaylara katıldığına ilişkin iddianamede delil olarak yer alan fotoğrafın ona ait olmadığını savunan Aydoğan, "Gözaltına alındığım gün üzerimde kaşkolum yoktu. Bana gösterilen fotoğraflardaki kişi şu an huzurda bulunan birçok kişiye benzeyebilir çünkü yüzü görünmemektedir. Taş attığıma dair bir belge ve kayıt da yoktur" ifadesini kullandı. Aydoğan, tahliyesine ve beraatine karar verilmesini talep etti.

 

LİMON YİNE DELİL OLDU

Sanıklardan Eser Morsümbül, kronik hastalıkları olduğunu ve biber gazı atılan ortamda sağlık açısından bulunamayacağını kaydederken, Hazal Kaya ise gözaltına alınmadan 6 gün önce tahliye olduğunu, sadece çantasında limon bulunduğu için tutuklandığını vurguladı.

 

ÖĞRENCİ PASOSU BİLE İDDİANAMEDE

Cemray Baş, üzerinde çıkan başka isimle düzenlenmiş öğrenci pasosunun iddianameye eklenmesini eleştirirken, Güray Türkoğlu ise sosyal paylaşım sitelerinde yabancı dilde haberler paylaştığı için olay yerinde bulunduğunu ve fotoğraf makinesiyle olay yerine gittiğini söyledi.

 

Tüm sanıklar, gözaltına alınırken ve gözaltındayken kötü muameleye, işkenceye ve hakarete maruz kaldıklarının altını çizdi.

 

'TÜKÜRÜK VERMEMEKTEN ÖRGÜT DELİLİ OLMAZ'

Sanıkların savunmalarının ardından, avukatlar savunmaya başladı. Av. Taylan Tanay, gözaltı sırasında tükürük ya da parmak izi vermek istememenin yasadışı örgüt üyeliğine delil olamayacağını dile getirdi. Av. Barkın Timtik ise dosyayı, "Toplumsal muhalefeti bastırma davası" olarak nitelendirdi, Seçkin Aydoğan'ın 15 Nisan'da düzenlenecek Grup Yorum konserine katılmasını temenni ettiğini belirterek sözlerini noktaladı.

 

Avukatlar, söz konusu olayda bir suç varsa bile, olayın 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet olabileceğini, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararı vermesini ve dosyayı ilgili Asliye Ceza Mahkemesi'ne göndermesini istedi.

 

Sanıkların, kendilerine ait olduğunu kabul etmedikleri fotoğraflar için yeniden inceleme isteyen savcı, tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

 

GRUP YORUM ÜYESİNE TAHLİYE ÇIKMADI

Duruşmada görüşünü açıklayan savcı, tutuklu 6 sanığın bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme, verilen kısa aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme tutuklu sanıklar Hazal Kaya ve Eser Morsümbül'ün delil durumu ve tutuklu kaldıkları süreyi göz önüne alarak tahliyesine karar verdi. Seçkin Aydoğan ile birlikte diğer 4 sanığın ise delil durumu ve kuvvetli suç şüphesi nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, sanıklar hakkında davaya konu eylemle ilgili fotoğrafların, sanıkların yer alıp almadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine hükmetti.

 

İDDİANAMEDEN

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kaplan'ın hazırladığı iddianameye göre, Aydoğan ve diğer sanıklar, 13 Aralık 2011'de Taksim Meydanı'nda yapılan "Yürüyüş çalışanları serbest bırakılsın" eyleminde örgüt sloganı attıkları gerekçesiyle, "2911 Sayılı Toplantı ve Yürüyüş Kanunu'na Muhalefet", "Terör örgütü propagandası yapmak", "görevli memura mukavemet" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamalarıyla yargılanıyor.