Gazi mahallesinde Yenikent Cemevi'nin yıkılmasına karşı yürüyenlere üç kez bıçaklarla ve silahlarla saldıran devlet destekli Nalburlar çetesinin vurduğu Battal Tepeli ağır yaralandı. Polis ise yaralanan göstericileri gözaltına aldı.

İstanbul Sultangazi’deki Gazi Mahallesi halkının Yenikent Cemevi'nin yıkılmasına karşı 29 Ocak Pazar günü yaptığı protesto gösterisine, bölgede 'Nalburlar çetesi' olarak bilinen ve devlet destekli olduüu iddia edilen haraç çetesi saldırarak bir kişiyi darp etti. Göstericilerin karşılık vermesi üzerine çete üyeleri havaya ateş ederek kaçtı.

Daha sonra bu saldırıyı protesto etmek için gösteri yapanlar bir kez daha saldırıya uğradı. "Çetelere geçit vermeyeceğiz" yürüyüşüne katılanlar, bu kez de bir kahvenin içinde bulunan çete tarafından silahlarla tarandı. Bu saldırı sonucu bir kişi bacağından vuruldu, bir DHF (Demokratik Haklar Federasyonu) üyesi ise bıçaklandı.

Yaralıların hastaneye kaldırılmasının ardından, çete üyeleri bu sefer de hastane önünde ellerinde silahlarla, bıçaklarla toplanmaya başlayarak 20 dakika sonra üçüncü kez silahlarını ateşledi. Bu saldırıda vurulan Battal Tepeli ağır yaralandı.

Bu olayların çoğu Gazi Karakolu'na 5 dakikalık mesafede gerçekleşmesine rağmen, polisin müdahale etmediği bildiriliyor.

Terörle Mücadele Şubesi ekipleri ise, saldırıda yaralanan ve hastanede tedavi gören Güven Göçer, Volkan Can ile refakatçi Zuhal Güven'i gözaltına aldı.

NASIL GELİŞTİ?
Nalbur Çetesi'nin birinci adamı olarak bilinen Arap Emrah'ın Gazi Hastanesi'nde tedavi gördükten sonra polisler tarafından hastaneden çıkarılarak serbest bırakıldığı öne sürülüyor. Demokratik Haklar Federasyonu yöneticisi ve eyleme katılan bir genç olayları ETHA'ya anlattı.

OLAYLAR PROVOKASYONLA BAŞLADI
Genç, olayların nasıl başladığını şu şekilde anlattı: "Yenikent Cemevi'nin devlet tarafından yıkımı ve yöneticilerine para cezası söz konusu. Buna karşı cemevi yönetimi, devrimci, demokrat, ilerici kurumlar olarak halkla birlikte bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yürüyüş bitmek üzereyken genç bir arkadaşımıza tekme atıldı. DHF olarak, vuran kişiyi bulup bu tarz şeylerin doğru olmadığını söyleyerek ikaz ettik. Sonra bir grup sanki öncesinden provokasyon çıkartmak amacıyla organize olmuşçasına vuran kişiyi bize gösteren arkadaşa saldırmaya başladı. Burada üç arkadaşımız yaralandı. Biri gözünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu arada provokasyon amaçlı gelen çeteciler çıkardıkları silahla ateş ederek uzaklaştı."

ÇETELERE KARŞI YÜRÜYÜŞ VE 2. SALDIRI
Demokratik Haklar Derneği'nde yaptıkları toplantının ardından mahallere çeteleşmeye karşı yürüyüş yapma kararı aldıklarını hatırlatan genç, şunları söyledi: "Yürüyüş sırasında mahalledeki kahvehanelere girerek eylemin amacını ve yaşananları anlatan konuşmalar yapıyorduk. Birkaç arkadaş kahvede konuşma yapmak üzere içeri girdiğinde silahlar çekildi. Yaşları 30-35 olan, 17-18 yaşlarında olan kişiler vardı -Bunlardan birisi Nalbur Çetesi'nin birinci kişisi olarak bilinen Arap Emrah- silah çektiler ve ateş etmeye başladılar. O esnada halk, silah çeken çetecileri engellemek için kahveye girdi. Fiili meşru müdahalede bulunarak Arap Emrah’ı ve diğer saldırganları etkisiz hale getirdi. Öyle ki halka zarar gelmesin diye silahın üstüne atlayan arkadaşlarımız oldu. Bir kişi ağır olmak suretiyle yaralanan arkadaşlarımız oldu."

3. SALDIRI HASTANE ÖNÜNDE: BİR GENCİN KAFASINA NİŞAN ALINDI
Çetecilerin saldırısı bununla da bitmedi. Yaralılar hastaneye kaldırıldığında, onları hastane önünde bekleyen halka bir grup araçlardan inerek silahlarla saldırdı. Olay sırasında orada bulunan genç şunları söyledi: "Yaralıları hastaneye kaldırdıktan sonra önüne arabalarla gelen bir grup hastane önünde yaralıları bekleyen halka ateş açıyor. Bu sırada bir arkadaşımız başından yaralanıyor. Raporlara göre başında 3 adet mermi çekirdeği var. Buradan da özellikle başına nişan alındığı ve öldürmek amaçlı ateş açıldığı belli oluyor."

’DEVLET ÜNİFORMAYLA GİREMEDİĞİ GAZİ’YE ÇETELERLE GİRMEYE ÇALIŞIYOR’
Demokratik Haklar Federasyonu yöneticisi:

"Bu kişilerin kimler tarafından beslendiği açık. Devletin kendisi halk nezdinde teşhir olmuş durumda. Üniformalarıyla halkın içine girme koşulları yok. Dolayısıyla yozlaşma, çeteleşme, uyuşturucu gibi ideolojik aygıtlarıyla halkı uyuşturmaya çalışıyorlar.

Uyuşturucudan, gaspa, fuhuşa, haraççılığa kadar bu çeteler mahallede var oluyorlar. Devrimcilerin can bedeli yarattığı değerleri devlet bu şekilde yarattığı çetelerle ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bizlerin, çetelerin bu yönelimlerine ilişkin en meşru hakkımızı kullanma noktasında bir çekincemiz yok.

Bu kişilerin bu şekilde güçlenmesi, halkı katletmeye, öldürmeye kadar varan saldırılarını gerçekleştirmeleri devrimcilerin bu konuda yetersiz kalmasından kaynaklı. Halkın da bu yönlü bir tepkisi var.

Tüm devrimci kurumların bu kapsamda yapılacak çalışmalar noktasında bir duyarlılığı var. Çetelere karşı ortak bir mücadele örülmesi gerekiyor."